English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Suspension

Suspension translate Turkish

882 parallel translation
Suspension des privilèges pendant un mois.
İmtiyazlar bir aylığına kaldırıldı.
Suspension des privilèges et mitard, tout ça pour quoi?
İmtiyazları kaldırılmış, zindana atılmış, ne için?
Au regard de sa préoccupation pour les Sénateurs, et du fait qu'il a parlé pendant 7h1 / 2 et doit être fatigué, nous autoriserait-il à une suspension jusqu'au matin, où nous pourrions alors reprendre cet étonnant bavardage?
Madem beyefendi senatörleri bu kadar düsünüyor... 7,5 saattir konustugunu ve artik yoruldugunu da düsünerek... yarin sabaha kadar bir ara vermeyi düsünür mü? Yarin sabah, daha dinç olarak gevezelige devam eder.
Vous mettrez un P et plusieurs points de suspension.
Bir "F" yazın, sonrada nokta, nokta.
Une heure de suspension d'audience.
Bu duruşmaya bir saat ara verilecektir.
Le témoin est agité. Je demande une suspension.
Görüldüğü gibi tanığın sinirleri bozuldu.
Je ne veux pas de suspension.
Bir ara istiyoruz. Ara falan istemiyorum.
"l'opinion des deux tiers des membres du jury concorde." "Le tribunal vous condamne " à être radié des cadres de l'armée active, avec suspension de toute solde ou indemnité pendant cinq ans. "
3'e karşı 2 oyla, rütbenizin alınmasına, komuta yetkinizin ve beş yıl boyunca maaşınızın kesilmesine, sağlanan sosyal imkanlardan... men edilmenize karar vermiştir.
30 jours de suspension.
30 gün uzaklaştırma.
Le Comité a recommandé une suspension de sentence, et ils sont libres.
Evet ama kongre kararı tecil ettirdi. Serbestler.
Ce matin, avant la suspension, on parlait de mentir et dire la vérité.
Doğru muydu? Hepsi doğru.
Dés qu'il y a une suspension, appelez le psychiatre de l'armée.
Duruşmaya ara verilince ordunun psikiyatrına telefon et.
En raison du débat sur la question du viol que Votre Honneur a déclaré admissible, le ministère public demande une suspension de 30 minutes, pour produire un témoin qu'il ne comptait pas citer.
Tecavüzle ilgili, sizin de kabul ettiğiniz kanıtları göz önünde bulundurarak... yarım saat ara verilmesini talep ediyoruz, zira... önceden kullanmayı düşünmediğimiz bir tanığı çağıracağız.
Suspension pour déjeuner.
Yemek için ara veriyoruz.
Je demande une suspension d'un moment.
Efendim, kısa bir ara verilmesini talep ediyorum.
Un instant de suspension.
Kısa bir ara.
Je n'ignore pas que le temps presse et je ne veux pas demander de suspension.
Az zamanımız kaldığının farkındayım, ara talep etmek istemem.
Je suis sûr que tout le monde souhaitera rester ici après la suspension de séance afin d'écouter votre discours.
Eminim ki burdaki herkes duruşma sonrası kalıp nutkunuzu dinlemek isteyecektir.
Quant à toi, Schlemmer... tu retournes au S.S. Suspension de salaire!
Sana gelince Schlemmer, S.S.'lere geri döndün, az maaşla.
Pourtant le maire n'a pas ordonné leur suspension.
Ancak şehirde inşa çalışmaları durmuyor.
Je demande la suspension du vote et l'examen des motifs moraux de l'inéligibilité du constructeur Nottola.
Oylamanın ertelenmesini ve... Vekil Nottola'nın seçilmeye uygun olmadığının araştırılmasını talep ediyorum.
Il est en suspension.
Kış uykusu gibi bir şey olmalı.
La roue arrière... la suspension...
Yeni bir sağ arka lastik takın ve amortisörü kontrol edin.
Points de suspension.
Nokta, nokta, nokta.
Mais sans qu'elle s'en doute, cette désolante petite scène n'est pas passée inaperçue... trois points de suspension... d'un mystérieux étranger.
Ama kız farketmeden bu sahneyi gören birisi vardır..... nokta, nokta, nokta,..... esrarengiz bir yabancı.
On finit par piloter une voiture sans suspension.
Yani sürdüğünüz araç hiç esnekliği olmayan bir araç halini alıyor.
La partie publique demande une suspension d'audience.
Davacı duruşmaya ara verilmesini rica ediyor.
Six mois de suspension.
Altı ay iptal.
Votre équipage est en suspension. C'est pire que la mort.
Mürettebatınız ölü değil, uykuda.
Le vote aura lieu après la suspension d'audience.
Oylamanın ardından ara verilecek.
Nomura et Kurusu ont demandé à leur gouvernement... de repousser la date de suspension des négociations avec les États-Unis.
Büyükelçiler Nomura ve Kurusu, hükumetlerinden Japonya ile Amerika arasındaki görüşmeleri askıya alacak nihai tarihin uzatılmasını istediler.
Dixie, vérifie la suspension arrière sur les 20, 21 et 22.
20,21 ve 22nin arka taraflarını kontrol et.
On a quelques soucis au niveau de la suspension arrière.
Arka tarafta hafif bir yol tutuş sorunu var.
Il semblerait qu'elle ait des problèmes de suspension arrière.
Mekanikerlerin yaptıklarından anlaşıldığına göre arka süspansiyonda bir sorun var.
Points de suspension.
Dönem... dönem... dönem...
Contrevenir à cet ordre peut donner lieu à une suspension d'un an de votre droit de négocier.
Bu düzene uyulmaması ortak işlem haklarınız bir yıl süreyle ertelenmesiyle sonuçlanacaktır.
Notre histoire sera donc tissée de tirets, de points de suspension, de soupirs... et s'adressera à un esprit imaginatif.
Bu yüzden bu hikaye çizgiler, noktalar, iç çekişler ile serpiştirilecek. Fakat biraz kurnazlık ve hayal gücü gerektiriyor.
Les employés demandent qu'on annule votre suspension.
Tekrar görevinizin başına geçmeniz için.
Annuler ma suspension?
Görevimin başına mı?
Aussi je vous invite, chers collègues, à vous joindre à la grève pour faire annuler la suspension de Fred Stiller.
İşte sırf bu nedenden ötürü, siz mesai arkadaşlarımı Stiller'in görevinin başına dönmesi için greve davet ediyorum.
Chacun se construit son nid en suspension.
Her biri kendine ait, asılı duran bir yuva inşa eder.
"Lit standard. 4 positions, suspension réglable, barre de dentition."
"Katlanan standart beşik. Dört pozisyon, ayarlanabilir yay."
Surtout vu la brutalité de sa suspension.
! - Atlatacağına eminim.
Mon année de suspension est terminée.
Bir senelik uzaklaştırmam doldu.
"Admettons que je vous donne un peu de temps..." "il y aura tout de même une amende et une suspension."
Şayet davayı durdurursam, cezası olur ve askıya alınabilir.
Ils seraient morts sans la suspension cryogénique.
Cryogenic destek olmazsa ölürler.
Les enfants, ce que Boxey veut dire c'est que les voyageurs de l'espace sont en état de suspension. Qu'est-ce que ça veut dire?
Çocuklar, Boxey'nin açıklamaya çalıştığı şey o uzay yolcuları süspansiyon halindeler.
Ce n'est pas une suspension, c'est une suppression!
Ara verme değil. Eleme.
Ce beau ciel gris et bien épais ça donne envie d'y enfoncer une poutre et de s'y pendre pour en finir avec les points de suspension entre le oui, et encore le oui, et le non.
Kaskatı kesilmiş bu kurşuni havada insanın ağaca ipi atıp kendini asası geliyor. Sırf şu basit "evet" meselesi yüzünden... Evet mi yoksa hayır mı?
Pneus "flics", suspension "flics", pare-chocs "flics".
Aynasız lastikleri, aynasız süspansiyonu, aynasız amortisörü.
Où est passée ma suspension?
Şamdanımı ne yaptın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]