English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Swan

Swan translate Turkish

598 parallel translation
Et le Flying Swan, il traîne son ancre.
Şu Flying Swan. Hep çapası kısa gelir.
Est-ce que quelqu'un sur le Flying Swan a du courrier pour Gloucester?
Flying Swan'dan Gloucester'a mektup gönderecek olan var mı?
Intitulé "Le Chant du Cygne".
Adı swan song ( Son Şarkı ).
THEATRE ROYAL DE L'OPERA à midi, répétition générale du "Lac des Cygnes"
Kıyafet Provası Swan Lake, Petrushka
Vous vous appelez Swan...
C.J. Swann. Yoksa C.A. miydi?
C.A. Swan, non? Vous avez meilleure mémoire que moi.
C.A. Hafızanız benimkinden iyiymiş.
Le 26 septembre, vous avez volontairement tué Charles Swan.
Sizi, 26 eylül tarihinde Charles Alexander Swann'ı taammüden öldürmekle suçluyorum.
Aviez-vous déjà rencontré le nommé Swan?
Swann adındaki bu kişiyle hiç karşılaşmış mıydınız?
Ma lettre... son bas... et l'absence de clé sur Swan, suggérant qu'elle ait ouvert.
Sadece üç şey benim mektubum, onun çorabı ve Swann'ın üstünde anahtar bulunmadığı için... -... onu Margot'nun içeri aldığı iddiası. - Sakın bana...
Margot n'a pas fait entrer Swan par cette porte.
Margot, Swann'ı bu kapıdan içeri almadığını söylüyor. Pekala.
Vous n'avez pas vu Swan à la gare.
Swann'ı Victoria istasyonunda görmediğini de söyleyebilirsin.
Mais personne ne me croira... Comment aurais-je persuadé Swan?
Mesela, Swann'ı böyle bir şey yapmaya nasıl ikna etmiş olabilirim?
Il était destiné à payer Swan après l'assassinat de Mme Wendice!
Bu parayla Swann adındaki adama ödeme yapacaktı. Swann, Bayan Wendice'i öldürdükten sonra.
Il voulait que je raconte à la police une histoire extravagante, selon laquelle j'aurais payé Swan pour tuer ma femme...
Müfettiş bey, siz gelmeden önce Mark benden polise gidip duyabileceğiniz en saçma öyküyü anlatmamı istiyordu. Swann'a rüşvet verip karımı öldürmesini istemişim...
Il a pu dire à Swan qu'il cacherait la clé au-dessus du linteau.
Swann'a anahtarını buralarda bir yere saklayacağını söyledi... mesela pervazın üstüne.
Attendez. Nous n'avons trouvé aucune clé sur Swan.
Swann, onun anahtarını kullandıysa öldüğünde hala üstünde olmalıydı.
Swan a pu prendre la clé...
Swann anahtarı buradan alıp kapıyı açmış olabilir.
En rentrant, ce soir-là, j'ai trouvé Margot fouillant les poches de Swan.
O gece davetten çıkıp eve gelmemi istediğinde karımı Swann'ın cesedinin yanına çömelmiş, ceplerini karıştırırken buldum.
Puisqu'elle a préféré tuer Swan...
Parayı vermek yerine adamı öldürmüş.
Par l'intermédiaire de Swan.
Tony o gece Swann'ın buraya gelip seni öldürmesini ayarlamış.
Il a dit à Swan qu'il mettrait votre clé sous le tapis.
Swann'a anahtarı merdiven halısının altına koyacağını söyledi.
Swan mort, il s'imaginait qu'il avait encore la clé sur lui.
Swann öldürülünce, tabii ki anahtarınızın Swann'ın ceplerinden birinde olacağını varsaydık.
Swan a fait exactement ce que vous avez pensé.
Çünkü Swann aynen sizin öngördüğünüz gibi yaptı Bay Halliday.
La clé que Wendice a enlevée à Swan et remise dans le sac était...
Wendice'in Swann'ın cebinden aldığı... -... ve el çantasına geri koyduğu anahtar...
Celle de Swan!
- Swann'ın kendi anahtarıydı.
Swan n'avait pas de clé et ça m'étonnait.
Swann'ın üzerinde hiç anahtar bulunmaması beni hep şaşırtmıştı.
La clé ouvrait... la porte de Mme Van Dorn, l'amie de Swan!
El çantanızdaki anahtarı alıp sevgilisi Bayan Van Dorn'un evine götürdüm ve dairesinin kapısını açtım.
Bien sûr c'est... la clé de Swan!
Elbette, bu Swann'ın anahtarı.
Elle s'appelle Cygne, mais appelez-la comme vous voulez.
Adının Swan olduğunu, ama sen ne dersen cevap vereceğini söylüyor.
Cygne, ça pèse trop.
Swan, bu ağırlığı taşıyamam.
Swan... il n'a pas d'autre nom.
Swan. Başka bir adı yok.
Je cherche des talents pour Swan.
Swan'daki yeteneği ben keşfetmiştim.
Swan en personne?
- Swan mı? - Evet öyle.
Si M. Swan publie ma musique, on m'écoutera.
Eğer o benim prodüktörüm olursa, müziğimi dünya dinler.
C'était une idée. C'est Swan qui décide.
Bütün karaları Swan verir biliyor musun?
Swan la regarde dans l'avion et on te rappelle.
Swan bir göz atsın ve sonra geri getirir.
M. Philbin a dit que M. Swan allait produire mon premier disque.
Bay Philbin, Bay Swan albümüm için beni aradığını söyledi.
Pourquoi vous ne faites pas auditionner avec Swan?
- Öyleyse neden Swan'la birlikte değilsin?
Swan m'a entendu la chanter. Pourquoi fait-il passer des filles?
Neden benim kantatım için kızlar seçiyor?
Swan ne voit que des filles, aujourd'hui.
- Swan sadece kız arıyor. - Görmeliyim...
M'embête pas. Si tu veux voir M. Swan, prends rendez-vous.
Eğer Swan'ı görmek istiyorsan, ara ve randevu al.
Swan nous regarde.
- Hayır, Swan bizi izliyor şu anda. - Gel buraya.
Swan aime nous regarder.
- Bizi izlemeyi sever. - Bizi ne yaparken izler?
M. Swan, vous me reconnaissez?
Bay Swan, beni hatırlarsınız.
Qu'est-ce que tu fais du côté de chez Swan?
- Dışarıda ne yapıyorsun Swanage?
M. Swan a pris ma musique.
Bay Swan müziğimi çaldı.
Attendez, Swan?
Durun biraz. Swann. Evet, oydu.
Ainsi, Swan a pu entrer.
Swann içeri kendi girdi. Perdelerin ardına saklandı.
C'est drôle.
Swan beni bu şarkıyı söylerken duydu.
- Enlève ta combinaison.
- Üzerini çıkar. - Hayır, Swan'e saklıyorum kendimi.
- Non, je la garde pour Swan.
- Şimdi yap.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]