Translate.vc / French → Turkish / Séra
Séra translate Turkish
121,032 parallel translation
Tu dois l'atteindre, ou tout ça sera pour rien.
Ona ulaşmalısın yoksa tüm bunlar boşa gidecek.
Ce sera la fin du pour toujours et à jamais.
Her zaman ve sonsuza kadarın sonu olacak.
Une fête qui sera assisté par la plus influente communauté surnaturelle.
Bu seferki New Orleans'ın en dişli yaratıklarının katılımıyla gerçekleşecek.
Après tout, plus elle m'est familière, plus il sera facile d'éviter tous Malentendus.
Sonuçta, onu ne kadar tanırsam küçük yanlış anlaşılmalardan kaçınmak o kadar kolay olur.
Ça sera tout.
Bu kadar yeter.
Vincent maintenant, Marcel plus tard, et ta famille sera épargné.
Vincent şimdi, Marcel sonra... Ve ailen bağışlanacak.
The Hollow ne sera pas arrêté.
Hollow durdurulamaz.
D'une minute à l'autre, ton petit ami sera capturé, emmené avec les autres où il chiera dans un seau.
Erkek arkadaşın çok geçmeden yakalanıp kovaya sıçacağı kabine götürülecek.
Et la boucle sera bouclée, on s'en souviendra.
- Başa dönüp nereye koyduğumuzu hatırlarız.
Ça sera chouette, non?
Güzel olmaz mı?
Tu iras à l'université de Princeton, tu rencontreras une jolie débutante, et avant même que tu t'en rendes compte, tout ça ne sera plus qu'un mauvais rêve.
Princeton Üniversitesi'ne gidip sosyete kızlarla tanışacaksın. Ve bunların hepsi sana kötü bir rüya gibi gelecek.
On vous rejoindra dès que ce bazar sera nettoyé.
Buraları hale yola koyar koymaz yanınıza geliriz.
Parce que ça sera nettement plus dur de gagner enchainé à un corps.
Bir cesede zincirlenmiş hâlde kazanmak çok daha zor olacağından!
La prochaine fois, votre lame sera mouillée par le sang.
Gelecek sefer bıçağın insan kanıyla ıslanacak.
Elle sera heureuse dans quelques minutes!
Bir an içinde mutlu olacağım!
Et s'ils ne sourient pas... ce sera la fin de l'espèce humaine.
Ve onlar bu konuda gülümseme yoksa..... it insan ırkının sonu olacak.
Vous pensez que ce sera utile contre toute ville vivante?
Bunu bir bütün yaşam kenti karşı yardımcı olacağını düşünüyorum?
La créature sera nourrie.
yaratık beslenecektir.
La moitié de la foire disparaît dans la rivière, le secret de votre succès ne sera plus secret.
Panayırın yarısı nehirde kaybolunca... -... başarının sırrı ifşa olacak sonunda.
La ville s'arrêtera pour pleurer un feu d'artifice qui a mal tourné, et la créature sera nourrie.
Trajik bir havai fişek kazasında ölenler için şehirde yas tutulurken yaratık da beslenmiş olacak.
Au printemps, ce sera un détail de l'histoire.
Bahar gelmeden bu olay da tarihin tozlu raflarında unutulacak.
La foule ne sera jamais plus importante, assurez-vous que vous sortiez de la glace d'ici midi.
Bundan daha büyük bir kalabalık toplayamayız,.. ... öğlen olmadan buzdan çıkmış olun.
Tant que ce sera le cas, je serai satisfait.
Böyle olduğu sürece benden mutlusu olamaz.
Ce sera tout pour aujourd'hui.
Neyse bu günlük bu kadar.
Quand les chiffres sortiront, on sera des zombies.
Onlar piyasaya açıldığında bizim işimiz çoktan bitmiş olur.
Si ce rendez-vous est concluant, ça ne sera plus un problème.
Görüşme iyi geçerse bunun için endişelenmene gerek kalmayacak.
Ça sera rapide, et vous pourrez y retourner.
Sonrasında devam edebilirsin.
On y sera.
Biz de orada olmalıyız.
Je suis à la maison, et maman sera là ce soir.
Şimdi ben evdeyim anneniz de akşam gelecek.
Il sera le dernier.
Onu sona sakladım.
Ma nourriture sera tellement du tonnerre que vous allez chavirer.
Sizi öyle bir yemeğe boğacağım ki bir daha ayağa kalkamayacaksınız.
Me remerciez pas. Soyez juste là pour nous quand le Fugu sera connu.
Bana teşekkür etme, Fugu halka açıldığında yanımızda ol yeter.
Quand on sera en direct, j'approfondirai toute les actions contre vous dans l'affaire du Nigeria.
Yayındayken Nijerya oyununla ilgili sana bazı sorular soracağım.
Tout ce que vous dites pourra et sera utilisé contre vous devant un tribunal.
Diyecekleriniz aleyhinizde kullanılabilir.
C'est vraiment important, Sarah Jones sera lÃ.
Gerçekten önemli bir etkinlik olacak, Sarah Jones da katılacak.
Ce sera sympa, peut-être. OK.
Kulağa eğlenceli geliyor.
Pourquoi on passerait pas une bonne nuit de sommeil comme ça on sera attentif quand on le regardera demain.
Gidip güzel bir uyku çekelim ve yarın izlerken tüm dikkatimiz belgeselde olsun.
Quand il sera tard, ils vont passer des tubes des années 80?
- İlerleyen saatlerde 80'ler çalacaklar mı?
Et après, quand tout le monde sera assez bourré, ils vont complètement abandonné le thème et jouer des tubes modernes comme Taylor Swift?
O zaman herkes yeterince sarhoş olduğunda temayı terk edip Taylor Swift gibi günümüz şarkıcılarını çalacaklar mı?
Il sera là la prochaine fois, promis.
Bir dahaki sefere gelecek, söz veriyorum.
On ne le sera plus très longtemps.
Neyse, uzun süre devam edemeyeceğiz.
Je sais que la commission de révision réexaminerait votre affaire, et je crois que votre condamnation sera annulée.
Kevin, İnceleme Komisyonunun davanı yeniden açacağını ve itirafını geçersiz kılacağını biliyorum.
En un sens, il est toujours vivant et le sera toujours.
Bir bakıma o hala hayatta ve daima öyle olacak.
Et ce sera dur à combattre.
Onunla savaşamaz.
Si tu ne veux pas prendre le sérum, la première personne à prendre ce risque sera Major, qui, soyons honnêtes, est un zombie de ta faute.
Serumu almazsan bu riski alacak ilk kişi Major olacak. Dürüst olmak gerekirse o senin yüzünden zombi olmuştu.
Ce sera sûrement civilisé.
Eminim medeni olur.
On sera comme ma mère qui essaie de faire marcher ses DVD.
Annemin DVD'sini çalıştırmaya çalışırkenki haline benzeyeceğiz.
Un seul message uni sera plus fort.
Bütünlüğü olan tek bir mesaj daha güçlü olur.
Deux mois pour cette visite conjugale. Ce soir, ce sera les vraies montagnes russes.
Evlilik ziyareti olmayan iki aydan sonra bu gece sırılsıklam geçecek.
À l'avenir, aucune erreur ne sera permise.
İleride hataya yer olmayacak.
Ce ne sera plus très long, ma chérie.
Az kaldı canım kızım.