Translate.vc / French → Turkish / Templar
Templar translate Turkish
62 parallel translation
- Bonjour, Temple.
- Günaydın Templar.
Je te l'ai dit mille fois, Simon Templar n'est pas un vrai Saint.
Sana daha önce de söyledim, Simon Templar gerçek bir aziz değil.
Envoyez la police au Templar Hall!
Tapınak merkezine polis gönderin!
"à Jérusalem afin de protéger les pèlerins " qui se rendaient aux lieux saints après leur reprise par les Croisés.
1118 yılında, Templar Şövalyeleri, kutsal topraklar haçlılar tarafından geri alındıktan sonra, ziyaretçileri ve hacıları korumak için Kudüs'e gittiler.
- S'il y en a une, elle serait codée. Les Templiers étaient des maîtres en cryptographie. - Oui.
Eğer bir harita varsa bile muhtemelen şifrelidir çünkü Templar'lar bir şeyi şifrelemekte çok iyiydiler.
Et si ce décodeur était celui des Templiers?
Ve ya o şifre çözücü Templar çözücüsüyse?
- Leur objectif n'est rien d'autre que le trésor des Templiers.
Öyle mi? O adamlar, Templar Şövalyelerinin hazinesinin peşindeler.
Voler le décodeur pour décrypter la carte du trésor des Templiers.
Şifre çözücüyü, Templar hazinesinin haritasının şifresini çözmek için çaldılar.
- Il faut un expert en Templiers.
Bir Templar uzmanına ihtiyacım var.
Il n'a pas fait de publicité sur son récent amour des Templiers.
Aslında Templar'ların, onun son aşkı olduğunu ilan etmedi.
Écoute, ne répète à personne ce que je t'ai dit sur les Templiers.
Dinle, Templar'lar ile ilgili anlattıklarımı kimseye söyleme.
Donnez-moi les noms des 2 derniers Templiers.
Templar'lar, diğer ikisinin isimlerini söyle bana.
Les Templiers étaient les protecteurs de l'Église.
Templar şövalyeleri kilisenin koruyucularıydılar.
À moins qu'on découvre... un caveau au tunnel Holland ou un autre Templier mort ou une combinaison des deux.
Yani, bilmiyorum. Hollanda tünelindeki eski bir mağarada ya da başka bir Templar ölmezse ya da belki de ikisi birden.
Y aurait-il un lien avec les Templiers?
Templar şövalyeleriyle bir ilgisi olabilir mi?
- Une légende?
Efsane, son Templar'ın oraya bir şey sakladığını söylüyordu. Efsane mi? Evet.
- Une carte du trésor des Templiers?
Templar hazinesinin bir haritası mı?
Automne 1290, la puissance des Templiers s'est réduite.
1290'larda, Templar'ların gücü tükeniyor.
L'Église catholique ordonne l'arrestation des Templiers, les torture et les accuse d'hérésie.
Katolik Klise'si Templar'ları tutukladı. İşkence etti ve günah işlemek ile suçladı.
William de Beaujeau, Grand Maître des Templiers, fait quérir ses plus loyaux chevaliers, Martin et Aimard.
William Beaujeau, Templar'ların, büyük efendileri iki sadık şövalyesine haber gönderdi, Martin and Aimard.
Les Templiers s'apprêtaient à mourir submergés par les hordes musulmanes.
Müslüman savaşçılar tarafından kuşatılan Templar şövalyeleri ölmeye hazırdı.
C'est alors que William de Beaujeau, le Grand Maître des Templiers, ordonna à ses chevaliers, Martin et Aimard, de partir...
Sonra... Templar'ların büyük lideri William Beaujeau şövalyeleri, Martin ve Aimard'a kaçmalarını emretti.
Le bateau transportait également, le fameux "Trésor des Templiers".
Gemi aynı zamanda Templar hazinesini taşıyordu.
Les Templiers avaient pu s'échapper avec leur précieux document. La devise des Templiers... c'était quoi?
Templar'lar değerli belge ile kaçmayı başarmışlardı.
Je suis une archéologue. J'ai su que tu étais expert en Templiers.
Templar'lar hakkında bir şeyler bildiğini duydum.
La clé qui donne accès au secret des Templiers.
Templar'ların sırrını çözecek anahtar.
Les Templiers étaient d'extraordinaires artisans.
Templar'lar gerçekten mükemmel sanatçıydılar.
" Et que feriez-vous d'un décodeur de Templier, professeur Vance?
"Neden Templar Şifre çözücüsünü neden istiyorsunuz, Professor Vance?"
"Eh bien, Votre Sainteté, " je veux décoder un parchemin de Templiers et vous en serez ébahi. "
"Şey, Majesteleri, aklınızı başından alacak Templar belgesini çözmek istiyorum da."
Elle devait rencontrer un certain Bill Vance. Un expert des Templiers. D'accord.
Evet, Bill Vance adında bir Templar uzmanı ile buluşması gerekiyordu.
Le vieil homme lui révéla qu'il était le dernier Templier.
Yaşlı adam rahibe, kendisinin son Templar şövalyesi olduğunu söyledi.
Le jeune prêtre retranscrit chaque mot sur un parchemin, utilisant un des codes secrets des Templiers.
Genç rahipte yazdığı her kelimeyi Templar kodlarını kullanarak şifreledi.
Oui, Tess, c'est bien ça. Le message du dernier des Templiers.
Evet Tess, bu son Templar mesajını içeren belge.
Les instructions qui mènent au trésor des Templiers?
Templar hazinesinin kılavuzu mu?
Le Pr Vance, l'expert en Templiers, vous l'avez trouvé?
Professor Vance'ı, şu Templar uzmanını.
Le professeur Vance est le plus grand expert des Templiers et il voulait absolument avoir ce décodeur.
Professor Vance iyi bir Templar uzmanıdır ve o Şifre Çözücü'yü gerçekten çok istiyordu.
Les Templiers seraient les gardiens de la lignée du Christ.
Templar'lar İsa'nın soyunun koruyucularıydılar.
Mais ne laissez pas le mythe des Templiers vous perturber.
Ama Templar efsanesinin sizi yanıltmasına izin vermeyin.
Je pense que nous sommes en désaccord sur les Templiers.
Dr. Chaykin, Sanırım Templar'lar konusunda aynı düşünmüyoruz.
La ville où étaient les Templiers avait un saule à côté de l'église : Fonsalis!
Şimdi, Templar'ların gittiği kasabada kilisenin dışında bir kuyu ve söğüt ağacı vardı :
Je suppose que les Templiers traduisaient, en fait, les noms des villages en latin, car la région était sous domination ottomane.
Tahminime göre Templar'lar köyün adını Latinceye çevirdiler. Çünkü o bölge Osmanlı toprağıydı.
Vous savez, le mythe le plus tenace sur les Templiers, est qu'ils auraient dissimulé de l'or et des joyaux d'une valeur immensurable.
Templar'lar ile ilgili bilinen en güçlü efsane mücevherler ve altınlardan oluşan büyük bir hazineydi.
J'ai remarqué l'insigne des Templiers Bleus. Ah bon?
Blue Templar iğnesini onun üniformasında gördüm.
Ici l'inspecteur Joseph Reagan, après six mois d'enquête sur le Templier Bleu.
Ben Dedektif Joseph Reagan. Blue Templar araştırmamda altı ay geçti.
L'enquête sur les Templiers comporte de gros risques.
"Templar" soruşturması, yüksek riski olan bir görev.
Avez-vous entendu parler des Templiers Bleus?
Blue Templar'ın adını duydun mu? O mu?
Je me rapproche mais les Templiers m'ont peut être repéré.
Yaklaşıyorum. Ama Templar kim olduğunu biliyorum.
Il travaillait avec le fbi, il enquêtait sur les T empliers Bleus.
FBI'la birlikte çalışıyordu ve Blue Templar'ın peşindeydi.
Je me rapproche, mais les Templiers pourraient m'avoir découvert.
Yaklaşıyorum. Ama Templar kim olduğumu biliyor.
- n'est-ce pas?
Templar'lar?
- Que fais-tu du trésor des Templiers?
Peki ya Templar hazinesi?