Translate.vc / French → Turkish / This
This translate Turkish
1,511 parallel translation
This is ridiculous.
Bu tam bir saçmalık.
We Built This City on Rock and Roll.
We Built This City on Rock and Roll.
Il doit vivre ça assez mal.
This has got to be hitting him pretty hard. Bu onunla zor bir mücadelenin içerisine girmeyi gerektiriyor.
# l'm gonna die trying to spend this # Southside's up in this
Hayatımı bunu harcamaya çalışarak harcayacağım güney yakasının yukarılarında...
# Call that a riddle rap Quit this chitter chat
Buna küçük rap de. Aldatıcı konuşmayı bırak.
# You can call this my new hit
Benim yeni vuruşum diyebilirsin.
This is it.
İşte burası.
It s only the end of this song
Sadece bu şarkının sonu
YUKON JACK M'A MIS UNE DROITE.
¶ And I've never felt this way before ¶
GHOST WHISPERER Saison 04 - Episode 12 This Joint's haunted
çeviri : arachnoid
Nous sommes prêts.
Let's tee this puppy up.
Check this out.
Şuna bak!
Riding through this world
Dünyayı turluyorum
Gotta look this life
Yaşama bakmalısın
- Si c'était Tara l'un après l'autre. Je dois le faire à ma façon.
I gotta do this my way.
C'est une scène de crime.
This is a crime scene.
So you should be able to tell me in english why you applied to this position. And maybe you could also sum up your cover letter.
Bana İngilizce olarak neden bu işe başvurduğunuzu söyler ve başvuru mektubunuzun özetini yapabilirsiniz.
Tell me why you want this job. Why should I pick you among the crowd?
Bana neden bu işi istediğinizi neden bu kadar insan arasından sizi seçmem gerektiğini söyler misiniz?
Ce moment cache une vérité brûlante.
This moment hides a scalded truth.
C'est comme ça que ça marche, pêle mêle, sans réfléchir.
Runs this way... that, headless, pell-mell.
Libre à présent, pris au piège l'instant d'après.
Free this minute, the next you're trapped.
On finit de manger avant de se reservir.
Maybe finish this candy bar before you open another one.
There were always two sides to this story
# Her zaman bir hikâyenin 2 farklı tarafı vardır #
Through all of this life
# Tüm bu hayat boyunca #
C'est vrai. Mais celle qu'ils adorent c'est "Feel This" d'Haley James Scott.
Bu doğru, ama şirketin çılgına döndüğü şarkı Haley James Scott'ın "Feel This" şarkısı.
Penser. J'aurais jamais impliqué Nina dans tout ça.
Then I'd never have got Nina involved in any of this.
And I can t fight this feeling anymore
* Ve bu hisle daha fazla savaşamıyorum... *
Baby, I can t fight this feeling anymore.
* Bebeğim, bu hisle daha fazla savaşamıyorum... *
Get up on this
* Yap bakalım *
This is how we do it...
* İşte biz böyle yaparız *
This is how we do it.
* Biz böyle yaparız *
You should feel lucky that that s all I did after five whole years of this bullshh!
* Sadece bu kadarını yaptığım için şanslısın * * Beş yıllık yalandan sonra *
Girl, you know l'm hooked on you And this is what i ll do
* Kız, biliyorsun bağlandım sana * * ve işte yapacağım bu... * * O şarkıyı söylemeyeceğini biliyorum *
J'aimerais jouer à This Is Your Life, mais Seigneur Google requiert mon attention.
Emma, "This is your life" ı oynamak isterdim ama Google dikkatimi ona vermemi istiyor.
Tinkles, joue-moi "Maybe This Time" en Si mineur.
Hey Tinkles, "Maybe This Time" ı B bemolde çal.
Maybe this time
* Belki bu sefer *
Maybe this time, he ll stay
* Belki bu sefer, gitmez *
Maybe this time, l'll win
* Belki bu sefer, kazanırım *
Maybe this time, l'll...
* Belki bu sefer, kazanırım... *
I just got to get out of this prison cell
* Kurtulmalıyım bu hapishane hücresinden *
Jayelle, can you handle this
* Jayelle, bunu idare edebilir misin? *
Shadonda Can you handle this
* Shadonda * * Bunu idare edebilir misin?
Aphasia, can you handle this
* Aphasia, bunu idare edebilir misin? *
I don t think they can handle this
* Bence idare edemezsin *
Can you handle, handle this?
* Bunu idare, idare edebilir misin?
I don t think you re ready for this jelly
* Bence bana hazır değilsin *
I don t think you re ready for this 'Cause my body s too bootylicious for ya, babe
* Bence bana hazır değilsin * * çünkü vücudum senin için çok fazla güzel bebeğim *
Ouais. ♪ Do you understand ♪ ♪ This might be the perfect song ♪
Evet.
This time you ll mind it
Pazar günlerinde 6 yöne koşarlarmış
What the fuck is this? Hey.
Bu da ne?
- This is the happiest day of my life.
Bugün hayatımın en güzel günü.