Translate.vc / French → Turkish / To
To translate Turkish
7,034 parallel translation
It s not easy, no, finding the words to say When you re feeling lost, you ll find your way
# Söyleyecek kelime bulamadığında konuşmak kolay değildir # # kaybolmuş hissettiğinde yolunu bulacaksın #
At nighttimes you can t feel the fire to guide you home
# Geceleri sana evinin yolunu gösteren ateşi hissetmezsin #
The demons will harm you and try to steal what you know
# Kötü ruhlar sana zarar verip bildiğin şeyleri çalmayı deneyecek #
Dakar vers Zurich, Zurich vers Frankfurt, une halte de 8-heures, et directement vers Carter International.
seni gördüğüme sevindim. Dakar'dan Zurih'e Zurihten to Frankfurt'a 8 saatlik bir bekleme zamanı vardı, sonra direkt Carter International havalimanına.
le travail le plus important que nous faisons peut sembler dénuée de sens
biliyorsun, bazen bize en anlamlı gibi gelen bir iş may seem meaningless to us. bizim için anlamsız olabilir.
[And what I know is there will never be a day ] [ Et ce que je sais, c'est qu'il n'y aura jamais un jour ] [ You aren't just a breath away ] [ Tu n'est pas seulement un souffle ] [ And through it all l've gotta hold to what I know ] [ Et à travers tout cela, je tiendrai fermement à ce que je sais]
# bir nefes kadar bana yakın olmadığın # # bir gün bile yoktur hayatımda # # ve bunlardan geçerken Ben bildiğime tutunacağım #
[Gonna hold to what I know ] éùN [ je tiendrai fermement à ce que je sais ] [ What I know ] [ Ce que je sais ] [ What I know ] [ Ce que je sais]
# Ben bildiğime tutunacağım # # bildiğime # # bildiğime #
[Let love explode and bring the dead to life ] [ A love so bold to see a revolution somehow ] [ Now l'm lost in your freedom]
# Sevgi patlaması olsun ve ölü olan yaşama kavuşsun # # öyle cesur bir sevgi ki devrime benziyor # # şimdi ben senin özgürlüğünde kayboldum. #
What's the next scene have for you to do? Leave the dishes in the sink, leave your fear there too Live the story you would write for you
# bu senin hayatının hikayesi başrolde sen varsın. # # gelecek bölümde rolün ne olacak # # tabakları evyeye bırak korkularınla birlikte # # kendin için yazdığın hikayeyi yaş a # # kalbim uyan uyan de # # ayrıl ayrıl uzaklas #
And as you fall, you ll find that you can fly This is the time to try Just step out, your life is waiting
# düştüğünde uçabildiğini göreceksin # # bu deneme zamanın # # adım at ileriye yaşamın seni bekliyor # # düştüğünde uçabildiğini göreceksin #
You can find a million words to build a wall of fear Safe behind that wall, imprisoned here Take that someday step today to who you re meant to be
# korku duvarı örmek için milyonlarca sebeb bulabilirsin. # # o duvarın ötesinde daha güvende olursun burda hapistesin # # olman gereken kişi olmak için atman gereken adımı bugün at. # # rüyalarını gerçeğe dönüştür ki nefes alabilesin #
This is the time to try Just step out, your life is waiting And as you fall, you ll find that you can fly
# bu deneme zamanın # # adım at ileriye yaşamın seni bekliyor # # düştüğünde uçabildiğini göreceksin #
This is the time to try
# bu deneme zamanın #
BORN TO RACE 2
BORN 2 RACE - 2014
C'est un honneur de te remettre la Lucas Oil Cup.
It's my honor to hand you the Lucas Oil cup.
À tous les salauds.
To all the crazy motherfuckers.
"The Mature Man's Guide to Style..."
"Olgun Erkeğin Stil Kılavuzu..."
" There's nothing much to choose
# Yanlışla doğruyu seçmek kadar
" And try to settle down
# Ve kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum
Mes parents écoutaient Kind of Blue quand ils m'ont conçu.
Bu konuyu düşünürken to Kind of Blue dinliyorlarmış.
"Oh, Mother, can I go out to swim?" Oh, Maman, puis-je aller nager?
Anneciğim yüzmeye gidebilir miyim?
"Mother, can I go out to swim?" Maman, puis-je aller nager?
Anneciğim yüzmeye gidebilir miyim?
Une chose de plus qu'on va devoir expliquer, mec.
That's one more thing for us to explain now, man.
♪ wanting to start again? ♪ ♪ voulant tout recommencer? ♪
"Yeniden başlamayı isteyen"
Pourvu qu'on regarde les vidéos en trouvant notre matériel.
Hopefully someone will bother to play back these tapes when they find our gear.
- La honte, ça se travaille.
- Takes one to know one. * * * * * * * * * * * * *
donc nous avons besoin de les remplir.
So we need to replenish them.
- "Say hello to my little friend!"
- Küçük dostuma merhaba de.
2x07 - Ways to Bury A Man
Fransergio lvnt.gns İyi seyirler.
- Je vais te, putain...
Ben going to fucking...
Tu veux en savoir plus sur cet objet?
To Fook-ming'i mi görmek istiyordun?
Pourquoi ne pas te faire To propre avis Un début, un milieu, une fin, Vois le juste comme une peinture.
Neden kendi tavsiyene uyup da başlangıç, orta ve son görmek yerine sadece resim gibi görmüyorsun?
Ils ont dit que to médicament Conduisaient à des avancées majeures Dand le traitement du cancer.
İlacının kanser tedavisinde çığır açtığını söylüyorlar.
¶ Tied to my bed ¶
Yatağıma bağlandım
¶ I had nothing to spend ¶
Yapacak hiçbir şeyim yoktu
¶ To believe in to believe in.. ¶ ¶
İnanmak, inanmak
Also, you re listening to Roxette.
Ayrıca Roxette dinliyorsun.
♪ We're going to party, party ♪
Sianox
Malgré tes avertissements, il semble que Marcel ne puisse pas quitter mon frère.
Despite your dire warnings to Marcel, he just can't seem to quit my brother.
♪ Mais là encore, trop peu pour en parler ♪
"ª but then again too few to mention â"
Welcome to Ono's Fighting Tournament!
Ono Dövüş Turnuvasına hoş geldiniz!
- Comme Wesley dans Extravagances.
- "To Wong Foo" filmindeki Wesley gibi.
De toutes choses à faire après avoir eu une double crise d'épilepsie,
Of all the things to do after you've had a double seizure.
Premièrement, elle semble sortir de nulle part et il s'avère qu'elle est une femme avec qui Barbie a couché, qui est maintenant mon copain en quelque sorte.
First, she turns up out of nowhere and turns out to be the woman who was sleeping with Barbie, who's now sort of my boyfriend.
Junior et Angie sont seuls à se demander ce que ça signifie.
Junior and Angie were left to wonder what it all meant.
[City lights are burning out ] [ Freedom's song is ringing loud ] [ Dead men waking up to the sound of you]
# şehir ışıkları yanıyor # # özgürlük şarkısı yüksek sesle çalınıyor # # ölü adam bu sese uyanıyor # # bütün yürekler bu şarkıyı söyleyebilir. # # bütün yürekler söyleyebilir # # yolu hazırla # # yolu hazırla # # kıralın yolunu hazırla #
[Let love explode and bring the dead to life]
# #
[A love so bold to see a revolution somehow]
# Sevgi patlaması olsun ve ölü olan yaşama kavuşsun # # öyle cesur bir sevgi ki devrime benziyor. #
- # You've got to just... # - Dis... Dis leur.
Söyle, söyle onlara.
- Say hello to my little friend! # Yeah, yeah, yeah, yeah Non? Tu n'en veux pas?
İstemiyor musun?
♪ tend to psych you out in the end ♪
Deusex.