Translate.vc / French → Turkish / Tok
Tok translate Turkish
892 parallel translation
Ne me fais pas avaler ce qui ne me va pas.
Bu laflara benim karnım tok!
Ça permet de moduler le cri.
Bu sayede daha tok bir ses çıkar.
Vous semblez très à l'aise.
Tok ve zengin görünüyorsun.
M. Rawitch! Vous n'êtes qu'un cabot.
Bay Rawitch, bu dediklerinize karnım tok.
J'en ai assez de n'avoir ni chaud ni froid, De ne connaître ni la faim ni la satiété.
Birinin ne soğuk ne sıcak, ne de, ne aç ne tok olduğu bir yerde var olmaktan usandım.
Bien sûr, je sais que tu as été un héros, une fois, mais... j'en ai assez de ça aussi.
Bir kahraman olduğunu unutmuş değilim. Ama benim bunlara karnım tok.
Tes mensonges ne m'intéressent pas.
Diğer çocuklar beni zorla- - Çeneni yorma! Palavralarına karnım tok.
Tout sera terminé.
Bütün işlerim bitti, karnım tok
Peut-être que je m'en fichais. Aprês tout, je mangeais.
Ve belki de onların öldüğü ve benim de tok olduğuma hiç dikkat etmedim.
Un garçon gentil et sérieux.
Karnını tok tutmaya çalışmaktan başka ona dair bir endişem yok.
Votre cible secondaire sera ce dépôt de carburant à Tok-Tong.
İkinci hedefiniz Tok-Tong'daki yakıt istasyonu.
Je suis réduit à la mendicité pour le restant de mes jours.
Ben dilencilik yaptım. Yarı aç, yarı tok ölmeden yaşadım. Bırak gitsin!
Juste un peu bizarre, mais si elle a de quoi manger tous les jours, tout va bien.
Karnının tok olması yeter ona.
Par sa voix calme
Sakin, tok sesinden
On réfléchit mieux la panse pleine!
Bir adamın kafası en iyi tok karnına çalışır.
Si t'es touché au bide avec l'estomac plein, terminé. Tu crèves.
Tok karnına yumruk yersen sende de olur.
Une femme, un ventre plein et un toit sur la tête. Il apprendra. Tu sauras le mater.
Bir kadın... tok bir karın ve başını sokacak bir çatı.
Tu geins toujours!
Özürlerine karnım tok.
Mieux vaut un cannibale sobre qu'un chrétien ivre.
Gözü tok bir yamyam, sarhoş bir Hıristiyan'dan iyidir.
Je cherchais un lit, je mourais de faim, on voulait me tuer, et j'ai la vie sauve, La bouche pleine, un lit, et une femme.
Yatacak yer arıyordum, açtım, asılmak üzereydim. Sonra kurtarıldım. Karnım tok, sırtım pek.
Tu n'as pas de raison d'y aller, estomac vide ou non.
Sen düğüne ha aç gitmişsin, ha tok ne fark eder.
Vous la verrez l'estomac plein.
Tok karnına izleyebilirsin.
Je veux de l'argent, j'ai assez eu de sermons.
Para istiyorum, vaazlara karnım tok.
Crois-moi! J'ai l'habitude d'entendre ça! Tu es maligne, mais tu ne m'auras pas.
Senin sızlanmalarına artık karnım tok.
Vous venez, Dr Tok?
Geliyor musunuz, Dr. Tok?
Dr Tok de l'agence spatiale?
UN Uzay Bakanlığı'ndan Dr. Tok mu?
Margaret Hoy, M. Glushkov et le Dr Tok.
Margaret Hoy, Bay Glushkov ve Dr. Tok.
" J'en ai trop souffert
" Bu laflara karnım tok
Ils sont en panne de miracles.
Mucizelere karınları tok.
Il est si difficile de le garder plein.
Onu tok tutmakta zorlanıyorum.
Rome n'est pas intéressée par de petits conquérants.
Roma halkının karnı küçük zaferlere tok.
Tu sais, mieux vaut bien nourrie que morte.
Ölmektense karnım tok olsun, derler ya?
- Vous ne bougez pas.
- Yapabileceğin bir şey tok.
Marat, il nous faut des vivres, des vêtements.
Marat, sırtımız pek, karnımız tok olmalı!
Avec qui parler de Sartre, de littérature, de sculpture, de peinture, avec qui réciter de la poésie, calmement, sereinement, dans le plus simple appareil.
Sartre tartışabileceğim biri. Edebiyat, heykel ve resimden anlayan ben çırılçıplak uzanırken sakin ve tok bir sesle şiir okuyan. - Çıplak mı?
Je ne crois pas à votre histoire d'accident temporel.
Bu sizin "zaman tüneli kazası" öykünüze karnım tok.
Non, tu es l'intendant Ayuzawa Kinzaburo!
Bu laflara karnım tok. Sen amir Kinzaburo Ayuzawa'sın!
Je l'ai enregistré sur bande, ça rend mieux, le son est plus rond.
Bu bir bant kaydı. Kayıt daha iyi, daha tok bir ses veriyor.
J'essayais de prendre ma grosse voix : "Les jurés doivent comprendre".
Tok sesimi denedim, "Jürinin anlaması gereken..."
Arrête un peu de faire le lèche-bottes.
Yağ çekmeyi bırak. Benim bunlara karnım tok.
J'en ai plein le dos des vagabonds, des faux prospecteurs et de ceux qui s'enrichissent sur mon dos.
Batmış girişimciler, benim paramla zengin olmak isteyen adamlara karnım tok.
Passons au vote!
Bu laflara karnımız tok artık, oy kullanalım!
- Sauf quand on a faim.
- Karnın tok olduğu sürece, tabii.
Celui qui a faim hait celui qui est rassasié.
Karnı aç olanlar, tok olanlardan nefret eder.
Celui qui est nu hait celui qui est vêtu. "
Karnı tok ve sırtında güzel elbise olanları bir düşman olarak görürler.
Ta casquette est de traviole.
- Şapkanı doğru tok, yamuk polis.
La panse pleine, ils ne bougeront pas.
Karnı tok adamın, çalmaya ihtiyacı olmaz.
Mais la police a des films de Dinsdale vous clouant la tête au sol.
Tök ezledi. Nigel tök ezleyip geçti. Simon yine başarısız.
Nigel a trébuché,
İşte Nigel. Tök ezledi.
Nigel a trébuché et il passe.
Nigel tök ezleyip geçti.
- J'en peux plus.
- Karnım tok.