Tolo translate Turkish

Tolo, regarde, le forestier habitait à l'orée du bois, il y a encore six mois.

Daha iki ay önce oduncular ormanın kenarında yaşıyordu.

Jeudi prochain, un cargo déposera une cargaison sur le port de Tolo.

Perşembe günü, bir şilep Tolo Limanı'na yük indirecek.

Ecoutez ma voix, revenez à la lumière.

* Lasto beth nin, tolo dan nan galad * Sesimi duy, ışığa geri dön.

Je me doutains qu'un des nouvaux adjoints risquait de me tirer dessus, mais pas toi, Tolo!

Yeni polislerden biri beni vurdu ama sen değil, Tolo!

Rend-lui ça, Tolo.

Ver ona silahı, Tolo.

Cette étoile que les astronomes modernes appellent Sirius B, les Dogons l'appelaient Po Tolo.

Modern astronomların, Sirius B olarak bahsettikleri bu yıldıza Dogon Po Tolo diyor.

Désolé, Tomba Tolo.

Oh özür dilerim. Bu Tomba Tolo, bu da benim...

Tu m'avais pas dit que tu connaissais Samuel Tolo.

Bu iki ulus... Samuel Tolo'yu tanıdığını söylememiştin.

Accueillez l'ambassadeur Samuel Tolo.

Büyük elçi Samuel Tolo, lütfen buyrun.

Ce qui était dans le verre de M. Tolo n'était pas du champagne.

Bay Tolo'nun bardağında ki herneyse, şampanya olduğunu sanmıyorum.

M. Tolo est visé, pas Tomba.

Hedefleri Bay Tolo, Tomba değil.

Je veux pas inquiéter M. Tolo, mais surveillez bien Riggins.

Bay Overdorf, Bay Tolo'yu üzmek istemiyorum ama lütfen Riggins'e dikkat edin.

M. Tolo doit pouvoir joindre Tomba à tout moment.

Bay Tolo istediği her an Tomba'ya ulaşabilmek istiyor.

Avant que M. Tolo ne tombe, le portable a sonné?

Bir dakika, Bay Tolo yere yığılmadan hemen önce telefon çalmamışmıydı?

L'ambassadeur Tolo?

Büyük elçi Tolo'yu mu soruyorsun?

M. Tolo a fait tomber son verre sur une bougie.

Bay Tolo, bardağı elinden düşürdüğünde, mumun üzerine döküldü.