Translate.vc / French → Turkish / Totem
Totem translate Turkish
309 parallel translation
Juste pour prouver qu'on est vos amis, on vous donne ce totem.
Dost olduğumuzu kanıtlamak için size bu totem direğini veriyoruz.
- Un totem.
Bir totem.
Si Lily la Tigresse pas revenue au coucher du soleil... vous brûler au totem!
Kaplan Lili gün batana dek gelmezse onları kazıkta yakmak.
Il dit que ce scalp est trop moche pour un poteau de totem.
Bu kellenin, hiçbir saygın adamın mızrağına sığmayacağını söyledi.
Au moins sur un poteau de totem.
En azından bazı adamların kulübe bekçisi olarak hatırlanmak istedim.
C'est avec cette tablette funéraire que tu as attendri Messire samouraï.
Samuray sana sırf elindeki totem için acıyor.
Cette tablette funéraire nous as réunis.
Hayat felsefemiz için o totem çok önemli.
C'est ce genre de tablette qui a bouleversé mon destin et celui de mon fils.
O totem yüzünden her şeyi riske edebilirim!
Drôle d'endroit pour voir un totem, à moins que celui-ci ne serve de mise en garde.
Bir totem görmek için garip bir yer tabi bu bir uyarı değilse.
Je vais te donner un objet fétiche.
Sana bir totem vereceğim.
Je vais te confier un autre fétiche.
Sana başka bir totem daha veriyorum.
De là, la piste nous guidera jusqu'au Cercle des Totems.
Oradan izler bizi totem çemberine götürecek.
Le prochain arrêt est le Cercle des Totems?
Pekala, sonraki durak Totem çemberi değil mi?
- Marchons jusqu'au premier arrêt, le Cercle des Totems.
- En azında yürüyerek ilk durağa bulabiliriz Totem Çemberi.
Il a trouvé le totem.
Totem'i buldu.
C'est le totem du Grand Aigle.
Bu yüce Kartalın Totem'i.
Je ne vois aucun totem se dresser par ici.
Buralarda dikilmiş totem falan yok.
Oui. Ça doit être les ruines du Cercle des Totems.
Bu Totem çemberinden kalıntılarından olmalı.
On lui a montré son animal protecteur, son totem.
Ona hayvan ruhunu, totemini gösterdiler.
Vous êtes au plus bas de l'échelon.
Burada totem direğinin en altında sen varsın, Alva.
Tu es le noyau, la paille dans le cocktail. Tu es notre totem.
Sen "magliana" sın.
Lui, croire totem vivant.
Totem direğini canlı sandı.
Totem ici depuis toujours.
O totem direği çok uzun zamandır burada.
Un totem à la gloire des serpents.
Bir yılan totemi.
Je vais vous filmer avec le totem.
Totemle birçekim istiyorum.
un totem Shirishama.
Bir Şirişama putu.
- C'est mon totem.
- Bu benim totemim.
Des méduses, des calmars, des serpents qui tuent... et une énorme boule extraterrestre dorée? De grâce!
Denizanaları, kalamar, yılanlar ve dev bir totem gibi altından bir uzaylı.
Quelques indiens dans leur campement, deux, trois totems.
Küçük bir Kızılderili kampı, birkaç totem direği.
J'ai aimé "Easter and the Totem".
Doğudan ve Totem'den hoşlanıyorum.
- C'est pas un petit wigwam, c'est un gros Winnebago.
Çadır direği değil, Totem heykelinin direği!
Venu de Russie, ce maçon à la retraite construit.. .. des tours totems faites de ce qu'il a trouvé.. .. dans les décharges et ramené dans sa remorque..
Bu emekli duvar ustası Rusya'dan gelmiş ve çöplüklerde bulduğu parçalardan totem kuleler inşa etmeye başlamış.
Les Mohawks pensent qu'à chacun correspond un esprit animal : un totem
Her insanın bir hayvan ruhuna sahip olduğuna inanıyor. Buna totem diyorlar.
Et mon cher Thomas, quel est son totem?
- Peki ya sevgili Thomas'ın? Onun totemi nedir?
J'étais curieuse de connaître mon totem.
Totemimin ne olduğunu bilmek istiyorum?
- Tournez à gauche au'Totem Pole Ranch'.
- Totem Pole çiftliğinden sola dönün.
Totem Pole Ranch, à gauche.
Totem Pole Çiftliği... sola dön!
C'est peut-être une idole, un totem que l'on utilise pour les rituels...
Belki de bir puttur yada mezheplerin ayinlerinde kullandıkları bir totem.
Vous l'avez volé aux Esquimaux?
Totem direği mi çaldınız?
C'est un totem, un objet sacré.
İnsanlar tapıyor bunlara. Kutsal bir nesne gibi bir şey.
Je ne bouge pas d'ici. Je dois comprendre ce que me dit le totem.
Bu totem direğinin bana ne demeye çalıştığını bulmaya bu kadar yaklaşmışken bir yere ayrılamam.
On vire le totem et tu te remets à l'alcool.
Tamam, bu kadarı yeter. Şundan kurtulup, yerine corn dog ve pornolarını tekrar koyuyoruz.
Tu es le vaurien qui a volé mon totem?
Aman tanrım!
Nous formons un totem.
Birbirimizin aynısı gibiyiz.
C'est juste que... les libellules, c'était son truc, presque son totem.
Sanırım hiçbir şey. Sadece yusufçukları severdi. Kişisel bir totem gibi.
Tu ressembles à un totem, maintenant!
Şimdi totem direği gibi olmuşsun.
"Un dodem".
Totem tireği.
- Attends que j'aie mon totem!
- Totemimi alana kadar bekleyin.
C'est pas une pierre, ça sera mon totem.
O bir taş değil! O benim totemim olacak.
Je m'intéresse aux mâts totémiques.
Asıl ilgilendiğim totem heykelleri.
Ils faisaient quoi, les autres jours?
- Totem yapıp onları boyarlarmış.