English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Toujours

Toujours translate Turkish

202,761 parallel translation
J'enseignais à un résident capable, comme je l'ai toujours fait, bien avant Minnick.
Yetenekli bir asistana öğretmenlik yaptım. Her zaman yaptığım gibi. Minnick'den önce yaptığım gibi.
Parce que tu as cet Avery que tu as toujours voulu que je sois.
Sonunda hep olmasını istediğin Avery'i buldun.
Tu as toujours été ton propre homme.
Sen her zaman kendine has biri oldun.
Tu as toujours créé ta propre voie.
Her zaman kendi yolunu kendin seçtin.
Oui, bien sûr, parce que tout le monde est toujours à ton oreille à te dire quoi penser de moi.
Birileri sürekli kulağına bir şeyler fısıldıyor. Benim hakkımda ne düşünmen gerektiğini söylüyor. - Maggie- -
Tu veux toujours détruire mon bonheur.
Beni mutlu görmeye dayanamıyorsun, bu yüzden mahvetmek zorundasın.
C'est toujours toi, mon parrain.
Sen hâlâ benim destekçimsin.
J'ai toujours cru que Karel était une femme.
Neden bilmiyorum ama Karel'ı hep kadın olarak hayal etmiştim.
C'est ce que tu as toujours voulu, pas vrai?
Her zaman istediğin şey buydu, değil mi?
Tu t'inquiètes toujours pour ton boulot?
- Güzel. - Hala işin konusunda endişeleniyor musun?
Je suis toujours inquiète.
- Endişelenmediğim bir zaman olmayacak.
Tu es toujours amoureux de Paige.
Paige'e hala âşıksın.
Nous sommes toujours au milieu de ce jeu de stratégie.
Tamam. Hala o Stratego denilen oyunu bitirmedik ama.
Le milieu du désert, et je sens toujours ce front froid.
- Çölün ortasındayız hala o soğuk hava dalgasını hissediyorum.
Son artère saigne toujours.
Arteri hala sızıntı yapıyor.
Et nous ne pouvons pas le réchauffer si son aorte est toujours ouverte.
Ve aortu hala yırtıkken onu ısıtamayız.
Toujours rien!
Hala bir şey yok.
Toujours rien.
Hala atmıyor.
Tu es toujours fâchée avec moi au sujet de Tim, n'est-ce pas?
Tim hakkında bana hala kızgınsın değil mi?
Il s'agit de Cabe, alors mettons ça de coté pour la nuit et apprécions qu'il soit toujours avec nous.
Önemli olan... Cabe, yani gel bu konuyu geceye bırakalım ve hala bizimle olduğu için şükredelim.
Alors, vous êtes toujours en fuite?
- Kimden kaçıyordun?
Premièrement, Sly, tu dois toujours détourner l'attention.
Öncelikle Sly, her zaman yönlendirmelisin.
Toujours aucune réponse d'aucun d'entre eux.
- Hala hiçbirinden cevap yok.
Toujours derrière nous et nous n'avons pas d'armes
Hala peşimizdeler. - Ve silahımız da yok!
on ne peut pas rester dans un arbre pour toujours.
Pekâlâ, bir ağacın tepesinde sonsuza kadar bekleyemeyiz.
C'est tout ce que j'ai toujours fais!
- Hep böyle yaptım!
Promis. Je prends mon argent, et je disparais pour toujours.
Paramı alıp sonsuza dek ortadan kaybolacağım.
Fantastique. Tu as toujours eu un don naturel pour mon travail.
İş kolumda her zaman doğal bir yeteneğin olmuştur.
Je ne comprends toujours pas comment vous faites ça.
Bu işi nasıl kotaracağınızı hala anlamıyorum.
Tu me manques toujours.
Hep özledim.
Les grand jurys inculpent toujours.
Soruşturma kurulu her zaman iddianamede bulunur.
J'ai toujours voulu apprendre.
Her zaman İtalyanca öğrenmek istemişimdir.
Et vous êtes toujours le bienvenu.
İstediğin zaman gelebilirsin.
Nous sommes toujours amies?
- Güzel. - O zaman tekrar dost muyuz?
Et je voulais vous dire qu'on est toujours puni pour une bonne action.
Ve bilmeni istiyorum ki hiçbir iyi niyet cezasız kalmaz.
C'est une araignée qui arrive toujours à coincer sa proie.
Kurbanını pusuya düşüren kurnaz bir örümcek.
On en est... toujours à la page 1.
Peki, artık... Hâlâ birinci sayfa.
À ce rythme-là, il ne saura jamais que je suis nulle et il m'aimera pour toujours.
Haftada sadece bir saat görüşürsek, ne kadar lüzumsuz bir çöp yığını olduğumu göremeyecek ve beni hep sevecek.
Ça marche toujours.
Bu her zaman işe yarar.
Vous ne pouvez pas m'empêcher d'être avec lui pour toujours!
Onu görmeme de engel olamayacaksın çünkü sonsuza dek ayrılmayacağız!
Ce n'est pas toujours la faute d'Iktomi.
Her şeyi de Iktomi'den bilirsin.
Toujours aucun signe de Lucifer?
- Lucifer'dan hala ses seda yok mu?
Sa voiture est toujours là.
Arabası hala burada.
Si vous changez d'avis et aimeriez m'informer de cette splendide piste, alors vous pouvez toujours m'envoyer un message, ou je suis aussi sur Wobble maintenant.
Tamam, eğer fikrini değiştirir ve bu müthiş ipucunu takip etmek istersen her zaman bana mesaj atabilirsin, hem artık Wobble bile kullanıyorum.
Invasion de ma vie privée, comme toujours, je vois.
Her zamanki gibi mahremiyetimi ihlal ediyorsun.
Mais il revient toujours.
- Ama her zaman geri gelir Chloe.
- Toujours!
- Ölüme dek.
- Depuis toujours.
- Sonsuza kadar.
Tu veux toujours qu'on soit marié?
Benimle evlenmek istedin mi?
Nous sommes sortis, sauf Veronica et Paige, qui sont toujours là-bas.
- Veronica ve Paige dışında kurtulduk onlar hala tutsaklar.
Il est toujours bon de t'avoir comme tampon.
Bir şey olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]