English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Trader

Trader translate Turkish

169 parallel translation
Ce Trader, tu lui fais confiance?
Şu Tüccar dediğiniz arkadaş ona güvenebilir misin?
Prudent. Trader paie rubis sur l'ongle.
Tüccar için endişelenmene gerek yok.Güzel ve temiz banknotlarla anında ödeme yapıyor.
Alors, appelez le Dr Trader!
Sonra Dr. Trader'a haber verin.
Dr Trader, bloc opératoire 3.
Kaldırıyoruz. 1,2,3
Bon sang, où est Trader?
- Trader nerede? - Aradım, cevap vermiyor.
Dr Jarod Russell, Dr Alan Trader.
Dr. Jarod Russell, Dr. Alan Trader, cerrahi şefi
Je pensais que le Dr Trader suivait Kevin Bailey.
Anlamıyorum. Kavin Bailey Dr. Trader'in hastasıydı.
Trader n'était pas seul non plus.
Trader'da yalnız değildi Sydney.
La boîte vocale de Trader?
Acaba orası Trader'in ofisi mi?
Je savais que Trader était dans le coup, mais j'ignorais pourquoi quelqu'un le couvrait.
Trader'ında işin içinde olduğunu biliyordum. Çözemediğim şeyse neden birinin örtbas etmeye yardım ettiğiydi.
A part Trader, qui sait que vous avez fait de la prison?
Trader'dan başka kim hapis yattığını biliyordu? Sen de kimsin?
Ce soir-là, j'ai dû appeler le Dr Trader au Silver Rail.
O gece Silver Rail'dayken Dr. Trader'a çağrı attım.
Quand Trader s'est rendu compte de ce qu'il avait fait, il m'a dit de brûler le cliché préopératoire.
Trader yaptığının farkına varınca bana operasyon öncesi röntgeni verdi ve yakmamı söyledi.
Je ne sais pas pourquoi, vu qu'il couvre Trader depuis des années.
Neden böylesinin daha iyi olduğunu düşündüm bilmiyorum. Trader'i yıllardır koruyordu.
On n'a pas trouvé de cardiologue, mais rassurez-vous, j'ai appelé le Dr Trader.
Miles yeterince hızlı bir kardiyolojist bulamadık ama telaş yapma. Dr. Trader'a haber verdim.
Trader, il est à vous.
Trader hasta senindir.
Appelez le service de sécurité pour empêcher Trader d'opérer.
Güvenliğe Dr. Trader'in ameliyatını durdurması için haber verir misin?
Cogérant de Game Trader, galerie de l'Esplanade.
Alışveriş merkezinde video oyunları satıyor.
... voici 2 ans, par un trader remercié qui retourna ensuite l'arme contre lui.
... iki sene önce bir spekülatör olan katil, silahı en son kendine çevirdi.
Un trader teste un urinoir portable...
"... bir tüccar şu anda idrar test ediyor.
La victime s'appelle Stephen Bremen, un trader.
Kurbanın adı Stepnen Bremen. Borsacıymış.
Étant donné qu'il était trader, je présume que RoughTrader était notre victime Stephen Bremen.
Kurbanımızın borsa simsarı olduğunu dikkate alırsak Acar Tüccar büyük ihtimalle Stephen Bremen.
Je suis sur l'analyse du sang retrouvé sur le bouchon chez le trader. Il vous le faut pour quand?
Borsacınızın şişe kapağındaki kanı inceliyorum.
Je pense que celui qui a tué notre trader a utilisé la super-colle pour fermer ses propres blessures.
... kendi yarasını kapatmak için Japon yapıştırıcısı kullanmış.
Il est aussi trader chez Bowman.
O da Bowman'larda simsar olarak çalışıyor.
On peut télécharger les données de la Bourse, et trader à chaque mouvement?
Her harekette bir veri tablosu yapabilir miyiz?
Luke Sutton, trader en marchandises.
New York Borsasında. Parmak izleri Luke Sutton'a ait.
Notre trader disparu menait sa propre enquête sur les transactions illégales d'un certain Nick Lawson.
Anlaşılan kayıp simsarımız kendi başına bazı araştırma işleri yapıyormuş. Nick Lawson adında birinin yaptığı yasa dışı alışverişlerin izini sürüyormuş.
La voiture est celle de notre trader disparu, Luke Sutton.
Araç, kayıp simsarımız adına kayıtlı. Luke Sutton.
L'autre trader?
Diğer simsardan ne haber?
Trader de devises.
Para ticareti yaparım.
- Trader de devises?
- Para ticareti mi?
Un trader de devises, hein?
Demek döviz satıyorsun.
Je sortais du supermarché, et il avait faim alors j'allais lui faire des pancakes.
Trader Joe'dan çıkıyordum, karnı açtı. Ona pancake yapacaktım.
Il était day-trader ou quelque chose comme ça, il travaillait seul.
O pazarlamacı gibi bir şeydi, tek başına çalışıyordu.
On les appelle par ce qu'ils font dans la vie, comme le trader ou celui qui aimerait être acteur.
Onları meslekleriyle adlandırırız. "Borsacı Herif", "Aktör Olmak İsteyen Herif" gibi.
Une pâtisserie... et un trader.
Pekâla, bir pastaneci ve bir de aracı kurum var.
On dit "trader".
- Tahvil satıcısı.
Trader.
- Tahvil satıcısı.
Trader?
Tahvil satıcısı mı?
Oui, mais être trader serait ma position de repli.
Öyle ama öbür iş benim kurtuluşum.
- La route a été longue? - Non, je suis resté pour voir les Groenlandais quand ils sont arrivés au poste de traite.
Hayır, Greenlanderlar Trader'a vardıklarında onları görmek için kaldım.
Comme Trader Joe's, qui est dans l'alimentation...
Bilirsiniz taşeron firmalar vardır Tüccar Joe yada diğerleri gibi :
Q.T. Jammer, le trader le plus connu de Manhattan.
Q.T. Jammer, Manhattan'ın en ünlü borsa simsarı.
Trader près des côtes Caribéhènes.
Karayip sahillerinde bir tüccarsın.
C'était ce trader d'énergie qui s'est fait pincer en train de voler de l'électricité et de la vendre à d'autres états.
Şu yakalanan enerji tüccarı vardı ya diğer eyaletlere kaçak elektrik satan.
Mais non. Trader.
Mümkün değil, bence broker.
Il était trader, ne bougeait jamais de chez lui.
Evden çıkmadan, borsa yatırımcısı olarak çalışıyormuş.
Pas Trader.
- Tüccar çılgın değil ama.
Ça veut dire trader.
Simsarlar için kullanılan bir tabir.
Le trader du jour.
Hayvan odasında günün simsarı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]