Translate.vc / French → Turkish / Trans
Trans translate Turkish
690 parallel translation
Mais elle est tombée en une étrange léthargie.
Ama bu eve getirildikten sonra tuhaf bir trans haline geçti.
J'étais dans le bus quand je suis entrée dans une sorte...
Eve geliyordum, birden bir şey oldu, bir çeşit trans.
Cette semaine là, je vécus dans une sorte de transe.
O hafta felaketti. Trans halinde geçirmiştim.
Tu connais la "Transpacific", sur Canton Road?
Canton Yolu'ndaki Trans pasifik Buharlı Gemi Şirketi'ni biliyor musun?
Trans American Oil.
Trans American Petrol Şirketi.
Trans American Oil.
Trans Amerikan Petrol.
Cela vous convaincrait-il?
Bu seni bu trans olayında ikna eder miydi?
Il entra en état de transe hypnotique.
Sanki hipnotik trans halindeymiş gibi davranıyor!
Elle se calma et dormit paisiblement.
Sakinleşti ve trans halinden huzurlu bir uykuya geçti.
Vol 42 de Madrid?
Trans Ocean, Madrid'ten 42 no'lu uçuş ile.
Bien entendu. D'abord train Yokohama. De là, bateau Vladivostok.
Önce katır treni ile Yokohama'ya geldim... sonra gemi ile Vladivostok'a... ve Trans-Sibirya Ekspresini yakaladım.
Il est en transe.
Trans halinde.
La transe des mystiques.
Gizemcilerin transı.
... d'après divers témoignages et bien que difficiles à croire, une fois mortes, les meurtriers mangent leurs victimes, ce que confirme l'examen des corps.
Görgü tanıklarının ifadeleri göz önüne alınarak düzenlenen resmi bir raporda, bir tür trans haline geçmiş gibi görünen insanların, kurbanlarını öldürüp yedikleri cümlesine yer verildi.
Les autopsies confirment que les tueurs ont mangé la chair de leurs victimes.
Görgü tanıklarının ifadeleri göz önüne alınarak düzenlenen resmi bir raporda, bir tür trans haline geçmiş gibi görünen insanların, kurbanlarını öldürüp yedikleri cümlesine yer verildi.
Je vois que vous avez un télex Trans-World-News.
Bakıyorum tüm dünyaya haber bağlantınız var.
Notre lune de miel à bord du Trans... Sibérien.
Ve biz balayında Transsibirya Ekspresi'ndeyiz.
Trans World 17, j'ai un changement.
TransWorld 17, bir değişiklik var. 2-2 numaralı piste dönün.
Mais c'est Trans Global que je préfère.
Ama bence Trans Global en iyisi.
Vous avez escroqué Trans Global.
Trans Global'ı dolandırdınız.
Comme vous avez beaucoup voyagé aux frais de Trans Global, dites-nous au moins quelle est votre technique.
Bakın madem Trans Global'la bu kadar bedava yolculuk yaptınız en azından bize uçağa nasıl bindiğinizi anlatabilirsiniz.
Il paraît qu'un de nos passagers demande à parler à un responsable de Trans Global.
Öyle görünüyor ki yolcularımızdan biri Trans Global'dan bir yetkili ile görüşmek istiyor.
Votre attention s'il vous plaît, mesdames et messieurs. Trans Global Airlines a le regret de vous annoncer que le vol No 2 à destination de Rome partira en retard à 23 h 00.
Lütfen dikkat, Bayanlar ve Baylar Trans Global Havayolları Roma'ya gidecek olan 2 numaralı uçuş saat 11'e kadar kalkamayacaktır.
Merci d'avoir appelé Trans Global.
Trans Global'ı aradığınız için teşekkür ederiz.
Trans Global Airlines, le Golden Argosy, vol No 2, destination Rome, est prêt pour l'embarquement.
Trans Global Havayollarının, Roma'ya giden direkt uçuşu için yolcu binişleri başlamıştır.
Trans Global Two.
Trans Global 2.
Et, pour finir, une séance d'hypnose? Une petite transe avant de dormir?
İyi geceler demeden bir parça trans?
Une translation en mathématiques de tolérance et de charité est à la fin, binaire.
En son trans... Yapay bellek araçları arasında karşılıklı gidip gelen hoşgörü ve merhametin matematiksel değeri sonsuz.
- J'ai fait trois Trans Pacs.
- Üç kez Trans - Pasifik'e katıldım.
Il y avait seulement un camion de White Trans Corporation L.T.D. sur la route.
Yalnız yolda White Trans Corporation L.T.D. şirketinin kamyonu vardı.
Comme si elle était en transe.
Bazen trans halindeki medyumun sesine benziyor?
Merci d'avoir pris Trans-American.
İyi günler. TransAmerican'la uçtuğunuz için teşekkürler.
J'utilise donc la transe provoquée... par le biais inoffensif du caisson.
Bu yüzden, transı başlatacak bir teknik bulmam gerekti. İzolasyon tankı da en az riskli olandı. Baksana...
C'est cette pierre tombale que j'ai vue pendant ma transe
Bu trans halindeyken gördüğüm mezar taşı.
Cela se rapproche de l'auto-hypnose... une sorte de transe auto-provoquée.
Otomatik hipnoza çok benzer bir çeşit kendi kendine yapılan trans gibi.
Je suis le seul gars qui ait perdu sa Trans Am pour acheter de la gnôle.
Şu dünyada tek Trans-Am kullanabilecek adam benim.
Et si je vous donnais l'une de mes affiches? Moi, dans la Trans Am, montant au World Trade Center?
Trans-Am içinde Dünya Ticaret Merkezi'ne tırmanırken.
On pourrait utiliser une Transam noire.
Siyah bir Trans Am alabilirdik.
Ou peut-être que ta prothèse a reçu des impulsions rapides venant de ton cerveau et qu'elle était en transe.
Belki de protez eline beyninden hızlı dürtüler geldi ve bir trans halini tekrarladı.
Le troisième étudiant disparu est Gregory Hellman, fils de Nathaniel Hellman, le PDG de la Trans-Allied Finance.
Üçüncü kayıp öğrenci, Trans-Allied finans şirketinin sahibi olan Nathaniel Hellman'ın oğlu Gregory Hellman.
Trans-Com Message Service.
Trans-Com Mesaj Servisi.
Tu vois? On peut facilement voir et là, on parle de transe collective, la frontière entre cela et les meetings de Hitler à Nuremberg, c'est très ténu!
Sen de fark etmişsindir, çünkü grup transından bahsediyorum böyle bir şeyle, Hitler'in Nuremberg mitingleri arasında çok az bir fark oluyor.
A la maison, tu es en transit!
Uzun bir zamandır evdesin ama trans halindesin.
Trans-Andin, mais... le projet s'est enlisé.
Trans-Andean Demiryolu, fakat proje suya düştü.
Comme ça, vous mettez votre fameux Trans-Andin sur luge, vous desserrez les freins, une petite poussette, et adios, descente schuss dans la vallée!
Bakarsınız Trans-Andean Demiryolu'nu da kızakta kayacak biçimde inşa ederiz gevşet frenleri, biraz itekle ve elveda! Kayıp gidiverir, dosdoğru vadinin içine!
Voici la voiture et la plaque.
Bir Trans Am, California plakalı ;
Une Trans Am immatriculée KNIGHT.
plakada KNIGHT yazıyor.
Sortez.
Ense tranşını görelim.
Mettez les bouts. - C'est exactement ce que je veux!
"Ense tranşını görmek" İstediğim tam da böyle şeyler.
- "Mettez les bouts" par exemple. - C'est fascinant!
- "Ense tranşını görmek" örneğin.
- J'ai déjà vu mon frère se raser.
Olsun, bir sefer ağabeyimi tranş olurken izlemiştim.