Translate.vc / French → Turkish / Trip
Trip translate Turkish
1,428 parallel translation
On est prêts.
- Trip.
Vous protégiez notre mission Trip.
Görevimizi koruyordunuz, Trip.
Trip, tout va bien?
- Trip, her şey yolunda mı?
Dites à Trip que je veux tout ce que les moteurs peuvent donner.
Bir rota çizin. Trip'e söyleyin... motorlardan verebileceği herşeyi istiyorum.
Pourquoi Trip et vous ne me rejoindriez vous pas pour le dîner ce soir?
Neden sen ve Trip bu akşam yemeğinde bana katıImıyorsunuz?
Gardez un oeil sur lui.
Trip.
TRIP : J'ai construit des simulateurs de vol pour l'entraînement de Starfleet.
Filo için uçuş simülatörleri yapmıştım.
- Ce n'est pas le meilleur moment! - Attendez Trip.
Bekle, Trip.
Trip.
Trip.
Le Capitaine ne s'en est pas sorti Trip.
Kaptan kurtulamadı Trip.
- Elle m'a appelé Tu te fais un trip à la Mrs Robinson avec ma mère?
Annemle Bayan Robinson olayına falan mı girdin?
Ce n'est pas cher payé pour un trip au sommet du monde.
Dünyanın tepesine çıkarken duyduğum heyecanla kıyaslanınca, küçük bir bedel.
Même si vous ne pouvez plus faire ce trip?
Artık o heyecanı kaybettiğinize göre, bundan sonra ne olacak?
Je me suis dit qu'un type qui n'avait jamais rien fait d'excitant dans sa vie méritait un bon trip avant d'être enterré.
Hayatı boyunca heyecan verici bir iş yapmamış birinin... gömülmeden önce iyi bir heyecanı hak ettiğini düşünüyorum.
Le trip du siècle, Mikey.
Hayatının yolculuğu, Mikey.
Le trip du siècle!
Hayatımın yolculuğu!
Fred ziegel est en ville ce soir, ou alors on se fait un road trip
Fred Segal'de indirim varmış, Bellki Nobu, bir yolculuk yaparız.
Um... si c'est ton trip.
Eğer istersen.
Ils n'étaient pas trop branchés par le trip "Une Américaine à Paris".
" Paris'te-Amerikalı-kadın yaklaşımımı pek tutmadılar.
Je suis resté coincé dans un trip au spécial K hier soir.
Çok ketamin almaktan kendimi kaybettim.
Quoi, le trip "frappe-moi maman"?
"Acıt canımı" laflarınla mı?
Peut-être t'étais maligne de partir à ce moment-là, mais ton trip avec le hippie s'est terminé.
- Neden biraz sakin olmuyorsunuz? - Belki akıllı davranıp buradan bir süre uzaklaştın Çünkü artık o hippi günlerin çok gerilerde kaldı.
Toujours avec ces sautes d'humeur! Quand je disais qu'est-ce qui va pas, tout ce que je recevais c'étais : "Rien!"
Hep bi trip atmalar, ve ne var diye sorduğumda, bütün duyduğum,
Jacob David. Ils se sont fait un trip Ancien Testament avec toi.
Bakıyorum da sana bütün Tevrat'ı giydirmişler.
Putain, Bernard, c'est quoi ton trip?
Bernard, niye böyle C.I.A gibi davranıyorsun?
Le Flower Power fait son trip sur le retour à la nature, la musique psychédélique et une quête de la vraie liberté.
Gençler, uygar toplum anlayışından uzaklaştı saykodelik müzikle kendilerinden geçip gerçek özgürlüğü aradılar.
De quand date ton trip culture gangsta?
Ne zamandır bu gangsta kültürünü benimsemiş durumdasınız?
On est en plein trip.
Uçuyoruz çocuklar.
L'idée était que tout ce matériel, les images et les sons que vous allez entendre avec un peu de chance, libérerait le moi de ceux qui étaient en plein trip.
Birazdan duyacağınız ve göreceğiniz şeyler hepsinin insanlar uçarken onların ruhlarına işlemeleri bekleniyordu. Başlangıçta amaç buydu.
Qu'est-ce que tu me fais, Elliot?
Neden hala bana trip yapıyorsun?
Tu tripes, mec. Pourquoi tu fais ça, mec?
Trip yapıyorsun, neden, adamım?
II me prend qu'il y a quelqu'un qui veut voir Chili Palmer mort plus que moi.
Trip yapıyorum çünkü birileri Chili Palmer'ın ölmesini benden daha çok istiyor.
Et le voyage avec l'école en 98?
Ya Class Trip'98'e ne dersin?
C'est mon trip!
Bu benim stilim. Müthiş bir şey.
- C'est là, pour le co-voiturage?
Of! - Dolmuş bu mu? - Sen Trip'misin?
Et toi, Trip?
Ya sen Trip?
Désolé pour Trip.
Üzgünüm.
On est dans la même confrérie...
Trip'le aynı cemiyetteyiz.
Les gars m'appellent comme ça, parce que je suis un trip.
Hep trip yapıyormuşum diye taktılar.
- Tu l'as piqué à Trip?
Bunu Trip'ten mi çaldın?
Salut, je suis Trip, ton opposé.
Selam. Ben Trip. Senin tam tersin.
Trip, ne bouge pas.
Trip. Kımıldama.
On a décidé de laisser Trip se casser la tête pour nous.
Endişelenmeyi Trip'e bırakalım.
- Trip a vu quelque chose.
Trip bir şey gördü.
Je veux que vous et Trip jetiez un coup d'oeil à la nacelle.
Senin ve Trip'in şu bölmeye bir bakmanızı istiyorum.
Travaillez avec Trip.
Trip'le çalış.
Où est Trip?
Trip nerede?
Il y a des règles, Trip, même en temps de guerre.
Kurallar, Trip, savaşta bile vardır.
Capitaine, c'est Trip!
Kaptan, benim Trip!
Trip?
- Trip!
Archer à Trip. Vous avez moins de 6 mn.
Archer'dan Trip'e.