Translate.vc / French → Turkish / Trompé
Trompé translate Turkish
9,258 parallel translation
Où me suis-je trompé?
Nerede yanlış yaptım?
Tu t'es trompé... ou elle est revenue sur sa parole.
Gidelim öyleyse ne duruyoruz? Ama onunla konuşursan, evet der bence.
Je me suis trompé.
Yanılmışım.
Désolé! Je me... je me suis trompé de chemin.
Kusura bakma yanlış yola sapmışım da.
Tu t'es trompé de bouteille!
Yanlış şişeyi almışsın!
Je me suis trompé de sac.
Sadece çantaları değiştirmek için geldim.
La police pense qu'un oiseau en rogne s'est trompé de maison.
Görünüşe göre polis öfkeli bir kuşun evimi kendisininkiyle karıştırdığını düşünüyor.
J'ai trompé des hommes, tué des hommes...
İnsanları kandırdım, öldürdüm...
Tu as brillamment trompé Baahubali!
Baahubali'yi çok kurnazca oyuna getirdin!
J'ai connu des déceptions, auparavant. Mais je n'aurais pas fait ma demande si je n'avais été amené à croire... à moins... de m'être trompé.
Hayal kırıklıklarını önceden de biliyordum ama inanmış olmasaydım bu durumda asla böyle bir şeyi teklif etmezdim...
Vous ne vous êtes pas trompé. Je n'aurais pas dû.
Hayır, yanılmıyorsunuz ama bunu asla göndermemem gerekirdi.
C'est raté... mais tant pis. Je me suis trompé.
- Yanlıştı ama sorun değil.
On s'est trompé de route et on est sur le tournage d'un film porno.
Ters yola sapıp, bir pornografik film setine girmişiz gibi hissediyorum.
S'est-on trompé de route et est-on sur le tournage d'un film porno?
Ters yola sapıp, bir pornografik film setine mi girdik?
- Sam, je t'ai trompé!
Sam, seni aldattım.
Tu m'as trompé?
Beni aldattın mı?
Alors, il ne s'est peut-être pas trompé.
- Belki de yoluna koymuştur.
Je me suis trompé de campement.
Yanlış kampa gelmişim.
Tu m'as trompé, sorcière!
Beni kandırdın, cadı!
Vous avez peut-être trompé tout le monde, mais je suis une infirmière diplômée.
Diğer herkesi kandırmış olabilirsin ama ben diplomalı bir hemşireyim.
Elle m'a trompé quand on était étudiants.
Beni okuldayken aldattı.
Je suppose que si on éliminait tout les candidats qui ont trompé leur femme, il n'y aurait que des couilles molles pour diriger le pays.
Demek istediğim her önümüze geleni, karısını aldatmış insanları aday yapsaydık, Kendini bilmez abazalar ülkeyi yönetiyor olurdu.
Je me suis trompé!
Yanılmışım!
Mon père trompe ma mère avec une prof de pilates de 19 ans.
Evet, babam annemi, 19 yaşındaki pilates hocasıyla aldattı.
T'as plutôt l'air d'un imposteur. Est-ce que je me trompe?
En azından bana yakışan bir pezevenk gibi görünmüyorsun.
- Je me trompe?
Yanlış mıyım?
Matt me trompe.
Matt beni aldatıyor.
Je ne me trompe pas si je dit que c'est le Chancelier d'Autriche?
Avusturya Şansölyesi'ni gördüm değil mi ben?
Et si il se trompe, alors c'est Vienne qui va recommencer.
Eğer yanılıyorsa tekrar Viyana gibi olur.
Vous êtes connu pour vos talents de persuasion et de trompe-l'oeil.
Kurnazlığınla ve zekanla yetenekli bir kişiliksin.
Si on se trompe à propos de toi si tu es le monstre qu'Ultron a fait de toi...
Ya senin hakkında yanılıyorsak ya sen gerçekten Ultron'ın yaptığı bir canavarsan -
Et si je ne me trompe pas, il a écrit son propre testament avant sa mort.
- Yanılmıyorsam, vasiyetini ölmeden önce kendi yazmıştı.
Votre Honneur, M. Gould a raison de souligner que le FSIA a été promulgué en 1976, mais il se trompe en disant qu'il ne peut être appliqué rétroactivement.
Sayın hakim, Bay Gould haklı. FSIA 1976'da yasallaştı. Ama "önceyi kapsayarak uygulanamaz" teorisi hatalı.
Je ne te trompe pas. Je suis complètement fidèle.
Olur mu öyle şey, senden başkasını gözüm görmüyor.
Il se trompe très souvent, mais pas pour ce qui est important.
... pek çok şeyi yanlış yapar ama asla hayati şeyleri değil.
Mais si je trompe pas, ça a fermé y a des années.
Yanılmıyorsam yıllar önce kapatılmıştı orası.
Peut-être que je me trompe.
Bak, belki de yanılmışımdır.
Jolie fin de 3e reprise pour Conlan. Creed ne sait plus où il est, il se trompe de coin.
Üçüncü raundun sonunda Conlan iyi bir kombo yaptı ve Creed nerede olduğunu bilmiyor, yanlış köşeye yürüyor.
Je me trompe, ou la voix dans l'oreillette veut savoir ce qui se passe?
Dur tahmin edeyim, kulaklığındaki kişi neler olduğunu öğrenmek istiyor değil mi?
Si je ne me trompe, ce n'est pas pour toi.
İyi olduğunu tahmin ediyorum.
C'est vrai. Il voit quelqu'un, ne trompe personne et moi, je ne pense pratiquement plus à Matthew.
Birileriyle çıkıyor, aldatmıyor.
Elle a déjà les diamants, monsieur donc si je ne me trompe pas, je crois qu'elle vient juste de déclarer la guerre.
O zaten, elmasları aldı efendim, yani yanılmıyorsam, Bence o henüz savaşı ilan etti.
Qui te trompe avec sa secrétaire chaque fois qu'il va au bureau principal.
Ofise her gittiğinde seni sekreteriyle aldatan bir baba.
- Je me sens un peu comme le mari trompe. - Ha!
Sanki karımla karşılaşmış gibi hissettim.
Il lui ment depuis le début. Il la trompe.
Onun takıldığı bir kızla konuştum.
Donc, je veux dire, je ne sais pas. Peut-être je me trompe.
Bilmiyorum belki yanılıyorumdur.
Mais je me suis dit : "Je me trompe peut-être."
Sonra dedim ki, ya kafamda kuruyorsam?
Je me trompe?
Haklı mıyım?
Si je me trompe, je suis responsable!
Eğer yanılırsam ben yanılacağım!
Dites-moi que je me trompe.
Haksızsam söyle.
Si on se trompe, on est foutus, crois-moi.
Bu davada tek deneme şansımız var.