Translate.vc / French → Turkish / Trust
Trust translate Turkish
403 parallel translation
C'est lui qui a interrogé le Brain Trust.
Washington'a gönderdiler, Beyin Takımı'nı muayene etti.
"L'INQUIRER DÉMASQUE LE TRUST"
Inquirer, ulaşım tröstünü yıktı
Quand père a créé un trust pour les garçons... - pourquoi n'ai-je rien eu?
Babam erkek çocukları için bir fon kurduğunda niye bir fon da bana ayırmadı?
Vice-président de Seaboard Trust Company.
Seaboard Trust Şirketi'nde başkan vekiliyim.
Mes succès en tant que sergent, je les dois à mon expérience au sein de la Cornbelt Loan Trust Company.
Bir çavuş olarak başarımın altında Cornbelt Kredi Ve İtimat Şirketi'nde edindiğim tecrübe yatmaktadır.
j'aime la Cornbelt Loan Trust Company.
Cornbelt Kredi ve İtimat Şirketi'ni seviyorum.
- Je pense. Un trust. Un monopole.
- Bir tür tekel, değil mi?
Les mines de tungstène. Des brevets. Des sociétés réunies en trust avec Mundson à leur tête.
Tungsten madeni, birkaç patent, Mundson'un başını çektiği yönetime bağlı yarım düzine kadar şirket.
Je sais que vous commandez le trust du tungstène.
İşin başı olduğunuzu biliyoruz.
La Confiance Mutuelle.
Mutual Trust.
M. Ikeda avait longtemps été directeur du trust Mitsui.
Seihin Ikeda, Mitsui'nin ileri gelenlerindendi.
Elle a les intérêts d'un trust fund.
Bir vaklf fonu var. Faizi 0 allyor.
Si je mets tout en place, j'en ferai un vrai trust.
Fikirlerimi pratiğe dökebilirsek bir pazar gibi çalışacak.
- Un trust?
- Pazar mı?
Mon brain-trust me dit... qu'il est temps que les Bears partagent une chambre... en fonction de leur position, et qu'il ne convient plus... de séparer les joueurs selon leur race.
Danışmanlarım bana, Şikago Bears'in artık oynadıkları pozisyona göre... eşleştirilme zamanının geldiğini söylüyor. Artık oyuncuların ırklarına göre odalara dağıtılması... iyi bir fikir değil.
C'est moi, le coup de la banque à Magdalena.
Magdalena'daki Granger's Trust bankasını daha yeni soydum.
Fonceuse, une demie, Lady Trust et Miss Petrina.
Speed Queen yarım boyla arkada, Lady Trust ve Miss Petrina.
? Des personnalités du trust Hughes n'acceptent toujours pas cette solution à l'énigme.
İlgili kaynaklardan alınan bilgilere göre, Hughes saltanatındaki üst yetkili kişiler de bu mesele üzerindeki gizemin tamamiyle aydınlandığını düşünmüyorlar.
- La City National Trust.
- City National Trust.
Le tampon doit être identique. La banque International Trust s'occupe de nos finances.
Aynı şekilde, bandajdaki damga da aynı olur, çünkü bizim bütün bankacılığımız bir tek banka, International Turst tarafından yürütülür.
Tu aimes? Ce sera moche sous les projecteurs. J'y passerai pas ma vie.
Sen ve ben ve Tucson'daki İlk Ulusal Bankası Phoenix'teki Bankers Trust ve sanırım Brian bir yere ikinci ipoteğini koydu.
Quels sont les rapports exacts qui vous lient au plus grand trust financier national?
Örneğin, İlk Amerikan Finans Holding'le aranızda... tam olarak ne tür bir ilişki var?
Le bruit court qu'il serait un candidat sérieux au conseil d'administration du premier trust financier.
Kartlarını kapalı oynuyor... ve dedikodulara göre, İlk Amerikan Finans yürütme kurulunda... bir koltuğa oturması kuvvetle muhtemel.
Glendale's Trust.
Glendale Trust.
Et comme on raconte que la Fédération américaine du travail est de mèche avec le trust de l'acier,
Altında da " 1919'da sürgün edildi.
Cette croissance est financée par Florida Security Trust.
Florida Güvenlik Fonu'nun desteklediği bir büyüme bu.
M. de Ruyter, je peux vous parler? Bienvenue aux Etats-Unis, et bienvenue à la First Federal Trust. C'est un honneur pour tous à la banque, et j'aimerais... Peut-on entrer? Oui.
Bay de Ruyter, First Federal'e hoş geldiniz. Bu hepimiz için büyük onur... - İçeri geçebilir miyiz?
Et pas auprès de n'importe quelle banque...
Hem de herhangi bir banka da değil. Plymouth Trust.
La Plymouth Trust. Tu importes plus pour eux que Morse :
Senin onlar için Morse'dan daha önemli olduğunu söylemeye gerek yok.
La banque fiduciaire.
- Great Trust.
Les lois anti-trust sont sévères au Delaware.
- İyi fikir. Delaware'de şirket ele geçirmeye karşı sağlam yasalar var.
Il s'est acheté des compacts, est allé dans un Routier, puis à la Caisse Epargne-Assurance.
Tower Records'dan CD alıyor, Patrik'in Yerinden yemek yiyor Assured Trust'a gidip etrafı yokluyor.
Peut-être que nous devons faire confiance aux Prophètes.
Maybe we're the ones who need to trust the Prophets.
C'est ça, le café qu'un trust veut ouvrir pour vous ruiner?
Bu ne sürpriz. Demek sizi haritadan silmeye çalışan yıkıcı şirket buymuş.
A ma droite, un porc puant d'un trust new yorkais. - Je suis pas un porc puant!
Sağımda, New York'tan şişman, kokmuş bir şirket herifi.
Rampton est un énorme trust de placement.
Ramptons büyük ve güvenilir bir yatırımcıdır.
A une époque où on ne pense qu'à faire bonne impression, peut-on imaginer un brain-trust moins soucieux de son image que celui de Sunset Farms!
Halkla İlişkiler'in her şeyden önemli olduğu çağımızda Sunset Şirketi'nden daha direkt ve imaj kaygısı olmayan bir şirketin olabileceğine inanmak güç doğrusu.
la banque City Trust de Salina, au Kansas.
Kansas'taki "City Trust Bank of Salina".
- trust Moi...
- Bana güven... - Spence.
D'abord, tu gagnes sa confiance.
First, you earn her trust.
Quand tu as gagné sa confiance, fais en sorte qu'elle se sente aimée.
Once you've got her trust, it's time to make her feel special.
C'est dingue, mais fais-moi confiance.
It might seem crazy, but you'll have to trust me.
Fais-moi confiance.
Trust me.
- Il s'agit d'anti-trust? - J'ai pas dit ça.
- Yani güvensizlik mi oldu şimdi?
Au départ, ils éliminaient discrètement le brain-trust de Manticore.
Önce Manticore'daki başarılı bilim adamlarından kurtulmaya çalıştılar.
C'est ta quote-part des bénéfices du quatrième trimestre.
Bu senin Cale Trust'daki payın.
Peter est avocat anti-trust au ministère de la Justice.
Bill, Peter Adalet Bakanlığındaki soruşturma müfettişlerinden.
"Trust industriel, 55.000."
Industrial Trust : 65 bin.
GUARANTY TRUST PILLÉ!
TEMİNATA GÜVEN YOKOLDU!
"Banque Sun Trust" "Nom du compte : Lombardo, Sam"
LOMBARDO, SAM
"Mais ceux qui espèrent dans le Seigneur retrempent leur énergie."
! BUT THOSE WHO TRUST iN THE LORD! !