English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Ts

Ts translate Turkish

1,424 parallel translation
Coupable d'homicide involontaire et de mise en danger par imprudence... vous auriez trinqué d'au moins 15 ans.
Kasıtsız adam öldürmekten ve kendini tehlikeye atmaktan suçlu bulundun. en az 15 seneye çarptırılman bekleniyordu.
Rip, OCR Synchro : pigloute, brucelee06 shibbyshibby
Çeviren Musa Ekinci as also req _ the _ ts
C'était un homicide involontaire.
Ve kasıtsız adam öldürmeydi.
Il existe un magasin d'armes illégales.
Kayıtsız silahların bulunabildiği bir yer var.
Il dit que le succès vous a rendu... ennuyeux, suffisant et que vous êtes sur le déclin.
Fazla başarılı olduğunuzu, sıkıntılı, kayıtsız olduğunuzu ve düşüşe geçtiğinizi söylüyor.
Etre neutre c'est être indifférent.
Tarafsız olmak kayıtsız kalmaktır.
C'est pourquoi tu dois me promettre qu'on ne sera pas trop imprudents.
Bana söz vermelisin, gerektiğince kayıtsız davranacaksın.
- Après l'attaque de Picon, le Président a proposé une reddition inconditionnelle.
- Picon bombalandıktan sonra Başkan kayıtsız şartsız teslim olmayı önerdi.
- Ils nous séparent sans jugement!
- Bizi ayıracaklar! Kanıtsız, yargısız!
Seule l'indifférence est suspecte.
Sadece kayıtsızlıktan şüphelenirim.
Ce n'est qu'à l'indifférence que je dis... va chier.
Sadece kayıtsızlığa "s... tir git" derim.
Aime les chevaux, de préférences arabes, crème glacée à la pistache, les bijoux en turquoise, et TS Eliot.
Atları, özellikle Arap atlarını, şamfıstıklı dondurma, turkuvaz mücevher ve şair TS Eliot'u seviyor.
J'aime tout spécialement TS Eliot.
Ben özellikle TS Eliot'u severim.
TS Eliot est un homme.
TS Eliot erkek.
Le plat principal est un foie gras aux truffes, servi sur une compote de Jérusalem :
Bu akşam yiyeceklerimizi şefimiz tanıtsın.
Vous savez que vous ne pouvez pas participer sans être inscrits.
Yapmayın çocuklar, kayıtsız kayamazsınız biliyorsunuz.
N'y avez-vous jamais pensé? Combien ces différences affecteront l'avenir de vos enfants?
Kayıtsızlığınızın çocuğunuzun geleceğini, nasıl kötü etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü?
Je m'en voudrais de négliger les gens que j'aime.
Sevdiklerime karşı bu kadar kayıtsız kalsam kendimden nefret ederdim.
Désintérêt criminel de la sécurité d'autrui
[Başkalarının Güvenliğine Pervasız Kayıtsızlık]
Et si tu te confrontes à toute cette mort et cette indifférence, et si tu conserves ton humanité, ton amour et ta dignité et refuses de te soumettre à leur terreur et au désespoir alors, tu sauras quelque chose du courage qu'est la Palestine.
Tüm bu ölüm ve kayıtsızlığı yaşadıysanız,... ve halen insanlığınızı ve sevginizi koruyabiliyorsanız,... ve onurunuzu,... ve onların terörüne ve umutsuzluğa teslim olmayı reddediyorsanız,... o zaman cesaretle ilgili bir şey biliyorsunuz demektir.
Nous avons là un fusil "TS-113 Sniper" modifié.
TS-13 bir tüfeğin üzerinde bazı değişiklikler yaptık.
Ta théorie est sympa, B, mais je ne retourne pas là-bas sans preuves.
Çok güzel bir teori, B, ama ben tekrar oraya gitmeyeceğim, kanıtsız.
La mort de la vieille dame était certainement non intentionnelle, et le viol de la fille était...
Demek istediğim, yaşlı kadının ölümü muhtemelen kasıtsızdı, kızın tecavüzü de...
Avec votre bonne tête, vous obtenez l'homicide involontaire.
... kasıtsız adam öldürme suçundan içeri girersin.
Un innocent est mort. Homicide involontaire.
Vatandaşın biri vuruldu ve sen de kasıtsız adam öldürmekten hüküm giydin.
involontaire ou par négligence, le procureur le décidera.
Kasıtsız adam öldürme, ihmâl cinayeti. Buna savcı karar verecek.
Je dois aller à un match des Celtics avec un maître de conférence.
Kayıtsız da olsa telefon numarası yok. Ama o Vancouver'da diyorsun.
On est paralysés par la corruption qui nous entoure.
Etrafımızı çeviren yozlaşmaya karşı kayıtsızlaşmaya başladık.
TS au Benzo intubé en attente d'un lit de réa.
- Affedersiniz. Aşırı dozda sakinleştirici almış hasta yoğun bakımdan yatak bekliyor.
Carter, 2 autres TS dont une apnéique.
- Carter, biri apneik iki aşırı doz vakası daha.
Je vois pourquoi il est si nonchalant sur le sujet.
Nasıl bu kadar kayıtsız davrandığını şimdi anlayabiliyorum.
Quand la prière échoue, j'essaie en général d'imaginer ce que mon père aurait fait dans la même situation.
Dualarım yanıtsız kaldığı zaman aynı durumda babam ne yapardı diye düşünürüm.
jugé le 22 avril 1999 pour homicide involontaire. Condamné à 15 ans de prison, dont huit fermes.
Mahkûmiyet Tarihi 22 Nisan 1999, kasıtsız cinayet, hüküm, 15 yıl, şatlı tahliye 8. yılda.
Pablo Rosa ; condamné le 22 décembre 2002 ; homicide involontaire ;
02R104 Pablo Rosa, mahkûmiyet tarihi 22 Aralık 2002, kasıtsız cinayet, hüküm 18 yıl, şartlı tahliye 10. yılda.
Je vous demande un engagement absolu.
Sizden kayıtsız bir bağlılık istiyorum.
Ca servira à appâter les filles.
Pezevenk bunları kızlarına dağıtsın.
Faites-vous connaître.
Kendisini tanıtsın.
- C'est un dommage collatéral.
- "Kasıtsız hasar."
Et si j'osais, je dirais même que je me sens très collatéral, sur ce coup.
Ben de kendimi kasıtsız hasar almış gibi hissediyorum.
Rien qu'aux États-Unis, il y a plus de quarante mille femmes sans papiers.
Amerika'da 40,000 ila 50,000 kayıtsız kadın çalışıyor.
Vous êtes si apathique que vous laissez tout tomber.
O kadar kayıtsızsın ki, dağılmasına izin verdin.
Le desir, l'amour obsessionnel pour ma Lona.
Arzu. Sevgili Lona için kayıtsız aşk duymak.
Retournes-y, Bridge, et quoi que tu fasses, sois le plus désinvolte possible.
Oraya geri dön, Bridge, ve ne yaparsan yap, kayıtsız davran.
Notre depart eta / t dans tous les espr / ts, ma / s le mot ne fut prononce que le dern / erjour.
Ayrılığımızın hüznü her anımızı doldurmuştu ama yine de son günümüze kadar lafı geçmedi.
Tous nos efforts eta / ent redu / ts a neant.
Bütün çabalarımız boşa çıkmıştı.
Je vous ai négligés.
Çok kayıtsız davrandım.
Rip, OCR Synchro :
Çeviren Musa "req _ the _ ts" Ekinci
SCRUBS TOUBIB OR NOT TOUBIB
Çeviren Musa "req _ the _ ts" Ekinci
Rip, OCR Synchro :
çeviren req _ the _ ts
- Non - Ok Je suis restée là à penser à toutes les choses que j'aimais et que je n'aimais pas
- hayır - peki sevdiğim şeyler hakkında düşündüm ve bütün o sevmediklerim, ve bir şeyi aynı anda hem sevip hem de ondan nefret edebileceğin farkettim kayıtsız şartsız bir aşk değil onun umutsuz bi tarafı da vardır.
- J'ai aime Les M / Ile et une nu / ts.
Küçükken "Arabian Nights"'a bayılırdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]