Translate.vc / French → Turkish / Tué
Tué translate Turkish
81,737 parallel translation
Est-ce que dans ses autres derniers mots il a dit qui l'avait tué? Il a nommé l'homme Kapiushon.
Peki son sözleri arasında onu öldüren adam da geçiyor muydu?
Tu as tué ta propre femme.
Kendi karını öldürdün.
Euh... Dites-moi... Qui a tué mes enfants?
Söyler misiniz çocuklarımı kim öldürdü?
Quand je reviens, soit elle t'a tué et je la laisse partir soit tu la tues et je te laisse partir. Non.
Döndüğümde ya seni öldürmüş olur ve onu salıveririm ya da sen onu öldürürsün ve seni salıveririm.
Tu as tué des gens pour moins que ça.
Evelyn sana ihanet etti.
Mais, malheureusement pour eux, même s'ils ont réussi à lancer l'attaque... cela a mal tourné, et tué chacun d'entre eux.
Ama ne yazık ki saldırıyı başlatma konusunda başarıya ulaştıkları halde planları ters teperek her birini öldürmüş bulunuyor.
Tu as tué mon père parce que son nom était sur une liste.
Babamı sırf listende bir isim olduğu için öldürdün.
Ok, Lyla. Qu'est-ce qui l'a tué?
Peki Lyla, neden ölmüş?
- Tu as tué un agent d'ARGUS!
- O Argus ajanını sen öldürdün!
Alena, tu as tué quelqu'un.
Alena, birini öldürdün.
Et tu penses savoir où Goodwin a été tué.
Goodwin'in nerede öldürüldüğünü de bildiğini düşünüyorsun.
Taiana. C'est pour elle que tu as tué Kovar?
Kovar'ı onun için mi öldürdün?
Un maître qui va mourir en sachant que l'héritage de mon père a tué tout le monde dans cette ville qu'il a tellement aimée.
Evet, babamın mirasının çok sevdiği şehirdeki herkesi yok ettiğini bilerek ölecek adamsın.
Je vous ai tué.
Seni öldürmüştüm.
Tu as tué Bonaparte?
- Bonaparte'ı öldürdün mü? - Hayır.
- Nick l'a tué?
- Onu Nick mi öldürdü?
Comment n'as-tu pu voir qui l'a tué?
- Sen de oradaydın. Onu öldüreni nasıl göremezsin?
- Qui l'a tué?
- Onu kim öldürdü?
- Je l'ai tué.
- Ben öldürdüm.
Quelqu'un m'a fait tué Bonaparte, exactement comme quelqu'un a tué Rachel.
Birisi bana Bonaparte'ı öldürttü aynı birisinin Rachel'i öldürdüğü gibi.
Si Diana t'as fait tué Bonaparte, j'irai doucement sur la discipline.
Diana sana Bonaparte'ı öldürttüyse nazikçe terbiye etmeliyiz.
Oui mais je ne l'ai pas tué. Je sais.
Evet, ama onu ben öldürmedim.
Ce sont les gars que j'ai tué.
Bunlar öldürdüğüm adamlar.
Le Capitaine pense que Burkhardt a tué ces deux policiers - quand il s'est échappé. - Quoi?
- Yüzbaşı, Burkhardt'ın bu iki polisi öldürüp kaçtığını düşünüyor.
Le Grimm l'a tué.
Onu Grimm öldürdü.
C'est moi qui lui ai dit où tu vivais. Il m'aurait tué ainsi que notre fils.
Nick, ona nerede olduğunu ben söyledim.
Quand tu es tué dans ton lit, c'est généralement par quelqu'un que tu connais.
Eğer yatakta öldürülürsen bunu tanıyan biri yapmış demektir.
Il a tué ta nana, tu l'as buté.
Adam kızı öldürdü ve sen de onu vurdun.
Avec un mec qui a tué sans remord nombre de ceinturiens. Un type qui menaçait toute vie humaine, et c'est pourquoi Miller l'a abattu.
Bir sürü Kuşaklıyı gelişigüzel öldüren, tüm insan hayatını tehdit eden bir adamla mı?
T'as tué ce gars.
O adamı öldürdün.
Tu as tué un leader de Black Sky parce qu'ils ont mis à prix la tête de cette femme.
O kadını öldürmek için kiralık katil tuttular diye Kara Gökyüzü grubunun liderini öldürdün.
- Ça a tué tout le monde à bord.
- Gemideki herkesi öldürmüş.
Je ne l'ai pas tué parce qu'il était fou.
Deli olduğu için onu öldürmedim.
Je l'ai tué parce qu'il n'avait pas tort.
Onu öldürdüm çünkü mantıklıydı.
J'ai tué le scientifique taré.
Geberttim o manyak âlimi.
J'ai tué le scientifique fou.
- Geberttim o manyak âlimi.
Il a tué ou déplacé un quart de la population totale pendant ses conquêtes.
Fetihleri boyunca dünya nüfusunun çeyreğini ya öldürmüş ya da yerinden etmiştir.
Notre petit garçon s'est tué.
- Oğlumuz kendini öldürdü.
Vous avez rompu bien des serments, et tué vos alliés sans hésitation.
Daha önce müttefiklerine verdiğin sözleri bozdun ve ilk fırsatta onları öldürdün.
Tu m'as vu le ressusciter, après que tu l'ai tué.
Onu kestikten sonra hayata nasıl döndürdüğümü gördün.
La Montagne a tué Père.
Dağ babamı öldürdü.
Je ne t'ai pas sauvé de Gregor pour rester là à ne rien faire pendant que Kovar te tue.
Evine git. Kovar tarafından katledilmeni izlemek için seni Gregor'un elinden kurtarmadım.
Je dis juste qu'en entendre parler toute la journée tue l'ambiance.
Ama tüm gün bunu dinlemek insanın canına okuyor.
Burkhardt l'a tué.
Burkhardt onu öldürdü.
Le Grimm a tué Bonaparte?
Grimm Bonaparte'ı mı öldürdü?
Ils vont rester avec Éros, même si ça les tue.
Eros onları öldürse bile yanında kalacaklar.
Car le plus dangereux avec une poussée haute gravité c'est que si elle dure trop, elle vous tue.
Çünkü yüksek G yanığı olma konusundaki en tehlikeli şey çok uzun süre devam ettiği takdirde sizi öldürecek olmasıdır.
Mais dans une poussée H-G soutenue, une attaque cérébrale vous tue.
Ancak yüksek G'de yol alırken insanı öldüren şey genellikle felçtir.
Le Verredragon tue les Marcheurs Blancs.
Ejderhacamı Ak Gezenleri öldürüyor.
Elle tue toujours ceux qui l'ont contrariée.
Onunla bir kez bozuşan kim varsa bir şekilde öldürdü.
Le feu tue les marcheurs, m'avez-vous dit.
Ateş cesetleri öldürüyor, sen söyledin.