Translate.vc / French → Turkish / Tète
Tète translate Turkish
195 parallel translation
D'après lui, Geronimo est à leur tète.
Onlara Ceronimo'nun liderlik ettiğini söylüyor.
Je me sers de ma tète.
Kafamı kullanıyorum.
Vous poserez votre tète sur mon épaule.
Kafanızı omzuma koyabilirsiniz.
Monte le cheval de tète!
Lider at, Kid! Lider ata ulaş!
J'ai donné le sein, et sais comme il est doux d'aimer le bébé qui me tète.
Ben çocuk emzirdim, ve bilirim nedir tadı sütümü emen bir çocuğun.
Sa tète était mise à prix.
- Onun başına da ödül konmuştu.
Il n'a pas une tète a s'appeler Fred.
Evet ismi! Hiç Fred'miş gibi gözükmüyor.
Je trouve qu'il a plus une tète a s'appeler George!
Bana daha çok George gibi gözüküyor.
- Si tu avais vu sa tète!
Bir de onun yüzünü görmeliydin.
Prépare de la glace pour ma tète. Allez!
Git ve baş ağrım için soğuk tampon bul.
A votre place, je la renverrais si vite que la tète lui tournerait.
Pekala, bu kız artık ne yaptığını bilmiyor.
Je n'ai qu'une phrase en tète : "Mon Dieu, faites qu'il guérisse."
Sadece, "Tanrım, onu iyileştir." diyorum, o kadar.
Catherine marche à leur tète contre vous.
Katherina size karşı önde.
J'ai aussi très mal a la tète.
Benim de başım ağrıyor.
Je perds la tète...
Bir gün başımı da kaybedeceğim.
Pourquoi me jetez-vous mes pantoufles a la tète?
Niye terlikleri üstüme attın?
Ah oui, et vous me les avez jetées a la tète.
Ha tabii ya. Onları üstüme atmıştın.
Non, mais elle m'a jeté mes pantoufles a la tète.
Terlikleri yüzüme attı. Onu kışkırtacak hiçbir şey yapmadım.
Moi, je lui aurais jeté a la tète, non pas ses pantoufles, mais le tisonnier.
Bu korkunçbir şey. Ben olsam ona terliklerini atmazdım. Şömine demirlerini atardım.
- Tète!
- Em.
L'enfant aussi d'abord hésite à saisir le sein de sa mère, puis il tète avidement.
Bu alışmaya bağlı sadece. Bir bebeği götürsen anne göğsüne İstekli değildir hemen emmeye
Et j'ai vu beaucoup d'hommes, de valeur, perdre la tète pour les indigènes par ici.
Ve birçok adam gördüm, birçok iyi adam, yerli kafalar uğruna bu sularda kafalarını kaybeden.
Un Polonais. ll s'est fait couper la tète dans le New Jersey, y a2 jours.
Polonyalı. 2 gün önce New Jersey'de kafası kesildi.
On a aussi retrouvé le corps d'un homme décapité... gisant au sol, à còté de sa propre tète.
Bir de kafası koparılmış bir ceset bulundu. Adam yerde uzanıyordu, hem de kendi kafasının yanında.
Une tète qui, jusqu'ici, n'a pas de nom.
- Cesedin henüz ismi bilinmiyor.
Mains sur la tète!
Ellerinizi başınızın üzerine koyun!
Ne perds jamais la tète!
Asla kafanı kaybetme!
Si ta tète roule à terre, tu es fini!
Eğer kafan boynundan koparsa, her şey biter!
S'il ne restait plus que nous deux... me trancherais-tu la tète?
Sadece ikimiz kalsaydık, kafamı koparır mıydın?
Les yeux que tu as derrière la tète.
- Kafanın arkasındaki gözlerine.
Tirez! Derrière la tète!
Başının arkasından!
J'espère que tu te feras trancher la tète, sale con!
Umarım kafanı kökünden koparırlar, pislik herif!
C'est une photo d'identité. T'as vraiment la grosse tète!
- Pasaportlardaki o küçük resimler gibi.
Pas de truc vicieux, pas de tète-à-tète, et pas touche!
Yalan dolan yok! , Onlara takılma yok!
De la fesse, mais pas de tète-à-tète.
Bazı salaklar kendini orman icinde farklı hissedebilir ama onlarla sıkı temastan uzak durun!
Mesdames, notre show de perruques vous fera dresser les cheveux sur la tète.
Bayanlar, peruk tarama yarışmasına katılın!
Garder les épaules basses, la tète haute... garder mon maintien, rester sur la pointe des pieds...
Baş dik! Frame'i koru, parmak ucunda hareket et...
J'ai peur d'avoir la tète qui tourne, et de me casser la figure.
Sanki her şeyi unutacakmışım gibi geliyor, afallayıp, ayaklarıma bakmaktan korkuyorum.
C'est simple, soit tu signes soit je te fais exploser la tète.
Bu kadar basit. Bu belgelerin ikisi de bunu gösteriyor.
Ma tète.
Başım.
Il saignait à la tète.
Kafası kanıyordu.
Vous secouez la tète?
Sadece kafanı mı sallıyorsun?
Tu ne sais pas ce qui s'est passé avant que tu ne perdes la mémoire. Qu'est-ce qui expliquerait ces images de violence dans ma tète?
Ölümcül bir suikastçı önerdiğin şeyi asla yapmazdı.
Tu sais qu'on peut perdre la tète pour toi Johnny?
- "sende bana aşık olabilir misin, Johnny".
Est ce qu'on peut perdre la tète, pour moi Johnny.
- dedin ki : "Sende bana aşık o.. .. olabilir misin, Johnny."
Si le bébé tète, nous pourrions aigrir le lait pour le sevrer.
Bebek emiyorsa, belki de sütü bozmanın bir yolunu bulmalıyız.
Il a reçu un coup de sabot dans la tète quand il était môme.
Çocukken bir at kafasına çifte atmış.
Ne perds pas la tète.
Sakın kafanı kaybetme.
Si j'avais eu ce couteau... c'est ta putain de tète que j'aurais coupée!
Burada olmazsa dışarıda hesaplaşırız.
La tète haute.
Baş yukarı!
Garder les épaules basses, la tète haute...
Omuzlar aşağı!