Translate.vc / French → Turkish / Tęte
Tęte translate Turkish
21 parallel translation
Dans la fusillade, ne sortez pas la tęte.
Piyade mangası... Ağır silahlar devreye geçtiğinde başınızı yere yatırın!
Ne sortez pas la tęte!
Kafanızı kaldırmayın!
Si tu marches tęte baissée derričre moi, tu ne seras jamais un homme.
Kuyruğuma takılmayı bırak yoksa asla gerçek bir adam olamayacaksın.
Et au męme instant, je me sentis complčtement baignée d'une giclée blanche comme de l'écume de la tęte aux pieds.
O anda, beni tepeden tırnağa sırılsıklam eden beyaz bir maddeyle kaplanmıştım.
Il se présenta un monsieur corpulent qui me regarda de la tęte aux pieds.
Tepeden tırnağa iri yarı olduğunun ayırdına vardığım bir adam göründü.
Alors il m'enveloppa dans un drap de la tęte aux pieds, comme une momie, et ne laissa découvert que mon derričre.
Beni tepeden tırnağa, mumyalar gibi çarşafa dolayıp, yalnızca arkamı açıkta bıraktı.
M'ayant fait déshabiller, il me fit mettre ŕ quatre pattes. Puis me caressant la tęte deux ou trois fois, il me dit :
Giysilerimi çıkardıktan sonra, beni bir hayvan gibi, üstüme binecek şekilde dört ayak üstüne getirip... kafama iki-üç kez vurarak...
Il suffit d'envoyer la tęte du fonctionnaire responsable par la poste.
Mesul memurun kellesini posta ile gönderin diyor.
Tranche-moi la tęte.
Kes gönder kellemi...
Maintenant les jeunes se plument la tęte et jouent aux Indiens toute la journée.
Artık gencecik oğlanlar kafalarına tüyler takıp, "ulelek ulelek" diye sabahtan başlayıp, akşama kadar kızıldericilik oynuyorlar...
D'abord, nous devons arracher la tęte au chef des Sioux apres on verra si les fils de chien s'aventurent encore ici.
Öncelikle şu Sioux şefinin kellesini aldık mı, daha da burada barınamaz itoğluitler.
Ils voulaient enlever la tique qu'il avait sur la tęte. Mais le gars ne reste pas tranquille.
Onun kafasındaki keneyi alayım darken, adam rahat duramıyor tabii...
Mets ça sur ta tęte.
Tak bakayım onu kafaya!
Il a toujours la tęte sur les épaules.
Herifin kellesi omuzunda duruyor.
J'ai demandé sa tęte tu m'en fais une star!
Size herifin kellesini getirin dedik, meşhur ettiniz adamı! şu hale bak!
Je lui couperais bien la tęte, mais apres, on ferait quoi?
Kellesini uçuracağım ama sonra ne bok yiyeceğiz?
Frappe-le bien sur la tęte pour qu'il délire comme son frere.
Kafasına vur ki ağabeyi gibi onu da delirt.
Nus pieds, nue tęte, j'ai exploré l'univers de l'Occident
Yalın ayak başı kabak, gezdik hep garb-ı alem...
J'avais ça en tęte et c'est sorti.
Bir anda beynime geldi yani.
Sa tęte n'a pas explosé, mais il était furax, genre "ça va mal finir pour toi".
Kafasi öfkeden patlamadi tabii ama gerçekten çok kizdi. Bu isi senin için boka sardiracak kadar kizdi. Tabii.
Je vais perdre la tęte!
Ben kafayı yiyeceğim.