Translate.vc / French → Turkish / Unos
Unos translate Turkish
80 parallel translation
Est-elle sur la liste?
UNOS bekleme listesinde mi?
Ils ne peuvent pas refuser de l'inscrire à cause d'un Down.
UNOS, Down's hastası diye onu listeye koymayı reddedemez.
L'Office ne peut pas refuser un patient pour déficience congénitale.
UNOS, doğuştan özürlü hastaları listeye koymayı reddedemez.
- Ce n'est pas l'Office, c'est nous.
- UNOS değil, biz reddettik.
On a décidé de ne pas l'inscrire.
Onun adını UNOS'a yollamadık.
Il semble évident que Louise devrait être sur la liste de transplantation.
Bence Louise UNOS nakil listesi için uygun bir aday.
Le Dr Kayson dit qu'on a refusé son inscription sur la liste d'attente.
Dr. Kayson, UNOS listesine kabul edilmediğini söyledi bana.
N'en parlez pas pour la liste.
UNOS'a bunu söyleyemezsiniz.
Je peux avoir le coordinateur pour la liste des transplantations?
UNOS'un nakil listesi koordinatörü ile görüşebilir miyim?
J'appelle les dons d'organes pour qu'ils la passent en niveau 1.
UNOS'u arayıp, onu birinci seviyeye koymalarını söyleyeceğim.
Elle est sur liste d'attente.
UNOS listesinde.
Uno, dos.
Unos, dos tamam.
On a identifié un receveur potentiel à Milwaukee.
UNOS, Milwaukee'de potansiyel bir alıcı saptamış.
- Vous avez parlé aux dons d'organes?
- UNOS ile konuştun mu?
- Vous avez eu les dons?
- UNOS'u sen mi aradın?
Il sait qu'il est sur la liste de receveurs et il sniffe de la cocaïne?
UNOS listesinde olup her an çağrılabileceğini bile bile kokain çeken bir çocuk bu.
Alors on appelle UNOS ou on la bilaute d'abord?
Yani Sosyal Hizmetleri mi çağırıyoruz, yoksa önce onunla mı konuşuyoruz?
- Le don d'organe?
- UNOS'tan ne dediler?
Les receveurs dépendent de l'organisation.
Organları kimin alacağı UNOS'a kalmış.
Le centre de don d'organes a un coeur pour mon patient.
UNOS kalp hastam için bir donör bulmuş.
- Vous voulez dire...
- Yoksa... - UNOS aradı.
L'UNOS ne pourrait pas trouver plus compatible.
Veri tabanında daha uyumlu biri bulunamadı. Neden?
L'établissement des greffes a déjà décidé qui aura quel donneur.
UNOS zaten hangi vericiden alacağımızı belirledi.
Karev, appelez l'établissement des greffes.
Karev, UNOS ile hemen telefon görüşmesi ayarla.
Que l'établissement des greffes nous croie.
UNOS'un bize inanması gerek.
J'ai vérifié.
UNOS'tan kontrol ettim.
Quand j'aurai les résultats pour avancer son accès aux greffes, je vous les faxerai.
Denny'nin UNOS'taki sırasının yükseldiğini, testler ve tahlilllerle onaylattığım zaman, onları sana yollayacağım.
Je peux appeler l'établissement des greffes et leur dire de me le donner.
Eğer istersen, UNOS'u arayıp, onlara kalbi bana verdiğini söyleyebilirsin.
Je dois confirmer que son état a empiré, Burke appellera les greffes, il aura priorité et aura le coeur.
Durumunun kötüleştiğini doğrulamam gerek sonra Burke UNOS'u arayıp onu listede yükseltebilir ve kalbi alır.
Ils nous ont donné une heure.
UNOS bize bir saat verdi.
Ils lui donneront le coeur.
UNOS kalbi ona verecek.
Le coeur a été donné à Seattle Grace.
UNOS, kalbi Seattle Grace'e verdi.
L'un de vous a volé un organe et a compromis l'intégrité de l'hôpital et de l'établissement des greffes.
Biriniz bir organ çaldı. Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı.
Je suis sous dialyse depuis six ans, sur la liste des dons d'organes depuis cinq.
Altı aydır diyaliz görüyorum, beş yıldır da UNOS listesindeyim.
Plus de 65 000 personnes sont sur la liste de dons d'organes à attendre un rein.
UNOS listesinde böbrek bekleyen 65 binden fazla kişi var.
J'ai reçu ça de l'ADOT.
Bu, UNOS'tan geldi.
On verra ce qu'il dira quand je ferai un rapport à l'UNOS.
Bakalım ulusal bağış merkezine bunu rapor edince ne diyecek. Bekle.
Dr Bailey, je viens d'appeler l'UNOS.
Dr. Bailey, organ bankasıyla konuştum.
On a des nouvelles de l'UNOS?
Organ bankasından, yeni haber var mı?
Rappelez l'UNOS.
Organ Bağış Sistemi'ne de tekrar bir bak.
Alors deux! Deux numéro unos, hein?
İki tane bir numara.
Appelez l'AB.
UNOS'u arayın.
Ça fait 24 h que le Dr Ross est en contact avec l'Agence de la biomédecine.
Doktor Ross 24 saattir başka bir yere gitmesin diye UNOS'la telefonda konuşuyor.
Dr Edwards, c'est l'agence de biomédecine.
Doktor Edwards, UNOS'tan Doktor Yang'i arıyorlar.
On a donc prévenu le centre de dons d'organes, et dès qu'ils auront un foie...
UNOS'a haber verdik. Bir karaciğer bulunur bulunmaz... Peki ya bebek?
Je ne peux pas. J'atttends que l'UNOS m'appelle avec un foie.
UNOS'un karaciğer için aramasını bekliyorum.
J'attends. Et quand l'UNOS appellera, je courrai vers Medusa.
UNOS aradığı zaman Medusa'ya koşarım.
Ne soit pas désolé, soit meilleur.
Kendini düzelt. Sanırım UNOS'tan arıyorlar.
Le centre de transplantation est très strict à ce sujet.
UNOS bu konuda çok katıdır.
- Le centre de transpantation vient d'appeler.
- UNOS'tan aradılar.
L'agence a appelé.
Doktor Yang, UNOS'tan telefon geldi.