Translate.vc / French → Turkish / Urdu
Urdu translate Turkish
39 parallel translation
Doit parler couramment Punjabi et Urdu.
"Akıcı bir şekilde Pencabice ve Ürdüce konuşabilmeli."
- Tu parles Urdu?
- Ürdüce biliyor musun?
Il ne comprend pas mon urdu.
- Galiba Urducamı anlamıyor.
- Hindi, Urdu... - Urdu, oui.
- Hintçe, Urduca...
- Urdu, penjabi, arabe.
- Urduca, Pencabi, Arapça.
- Ils comprennent l'urdu là-bas?
Orada hangi dil konuşuluyor? Urduca konuşabilir miyiz?
Vous parlez urdu?
Urduca konuşabiliyor musunuz?
Urdu, arabe...
Bilmem.
- Quelque chose.
Urdu, Arapça.
Tu parles urdu? - Moi?
- Urduca konuşabiliyor musun?
- J'adore son ourdou.
- Urdu deyişine bayılıyorum.
Jace était une tumeur que j'aurais dû éliminer bien plus tôt.
Jace bir urdu ve ben onu çok önceden kesip atmalıydım.
Elle parle l'Urdu.
- Üzerine alınma, özür dilerim. - Urduca biliyor, sen biliyor musun?
Vous parlez urdu?
Urduca biliyor musunuz?
Tu en sais tant sur le Pakistan, c'est étonnant que tu parles pas urdu.
Pakistan ile bildiğin her şeye bakınca Urduca bilmiyor olmana şaşırdım.
- Des arrêts?
- Hiçbir yerde urdu mu?
Ce sera écrit en Anglais et en Urdu....
Lütfen bana bir iyilik yap.
Je dis : je viens chez vous... vous me faites une coupe cheveux gratuit... et je vous apprends langue ourdou gratuit.
Dedim ki senin salonuna gelirim... sende saçımı bedava kesersin... ve ben sana bedava Urdu'ca öğretirim
Quand je suis arrivé en ville, vous dirigiez des bagarres dans les ruelles sombres, faisiez du blanchissement d'argent sur la rue Urdu.
Ben ilk bu şehre geldiğimde sen ara sokaklarda kavgalara karışıyordun Urdu sokağında yan kesicilik yapıyordun.
Et on va à Urdu...
Şimdi de Urdu'ya geliyoruz...
Vous vous souvenez quand on jouait au Ivali dans l'allée boueuse derrière Urdu Street?
Urdu Caddesi'ndeki o çamurlu sokakta oyun oynadığımız zamanı hatırlıyor musunuz?
Est-ce qu'il parle l'urdu?
Urduca konuşabiliyor mu?
- Qui parle Urdu?
- Urduca konuşan kim?
"Supprimer" peut avoir un autre sens en urdu.
"Ortadan kaldırmak" Urducada 10 farklı anlama gelebilir.
Et tu pouvais coucher avec des putes asiatiques, des traductrices Ourdou, et Heidi de l'hôtel.
Senin de Asyalı fahişeler, Urdu çevirmeni ve otel görevlisi Heidi ile yatman.
Hum? Non, non, non.
Urdu dilini biliyor musun?
La seule expression que vous connaissez en Urdu c'est, "Sans déconner, espèce de violeur de chèvre"? Quoi?
Urdu dilinde bildiğin tek cümle " Hayır, seni keçi tecavüzcüsü...
J'aime Urdu.
Urduca konuşmayı severim.
L'Urdu est vraiment exotique...
Urduca çok egzotik...
Parceque c'est de l'Urdu...
Çünkü Urduca?
Je ne sais pas lire l'Urdu.
Efendim ben Urduca okuyamıyorum.
Tout était écrit en Urdu.
Her şey Urduca yazılmıştı.
Mon grand-pére reçoit le journal Urdu.
Dedem Urduca gazeteler aldı.
Tu sais lire l'Urdu, papa?
Baba Urduca biliyor musun?
Quasiment, mon Urdu est un peu rouillé.
Eminim, Urdu'cam harika olmayabilir ama idare eder.
C'est incompréhensible, c'est en ourdou.
Ne yazdığını Tanrı bilir, Urdu dilinde yazılmış.
De l'urdu?
Urduca mı?
Vous parlez Urdu?
Geri gel.
- Mon Urdu n'est pas aussi bon que je pensais.
Urdu dilini sandığım kadar iyi bilmiyormuşum.