Translate.vc / French → Turkish / Uriné
Uriné translate Turkish
1,682 parallel translation
Combien de fois as-tu uriné, aujourd'hui?
Bilmiyorum. - Bugün kaç kere idrara çıktın?
Un mélange de phéromones, d'urine et de sang.
Kan, sidik ve feromen bileşimi.
Si les flics analysent cette urine, et ils le feront, VOUS êtes le "tueur à l'empreinte de pouce".
Polisler analiz ettiğinde, ki edeceklerdir parmak katili sen olacaksın.
C'est un jeune rebelle qui urine sur une radio F.M.
İşte buradaki asi gencimiz, FM radyonun üzerine işiyor.
Un autre jet d'urine atteint le poste de télévision.
Ve sonra diğer bir sidik akışı televizyona gidiyor.
Improbable, mais j'aime a penser qu'apres des rapports sexuels, un peu de résidu obstrue son uretre, et son urine part dans deux directions.
Biliyorum, inanılmaz,. ama ben de aklımda bir önceki geceden yaptığı seksten sidik borusunda kalan küçük bir miktar kalıntının sidiği iki yöne ayırdığını tasarladım.
Donnez l'échantillon d'urine à cet agent.
Tahlil numuneni bu memura ver.
Tu as bu ton urine mais ton palais est sophistiqué.
Sözde kendi idrarını içmiş biri olarak damak tadın bir anda seçici oluverdi.
Il me faut un test d'urine, Han.
İdrar testi yapmak zorundayım Han.
De l'urine.
İdrar.
De l'urine bien chaude sur ta tête.
Sevgi dolu ılık idrar, kafandan aşağı.
Analyses d'urine.
İdrar analizi ve çökelti. Bağırsaklar?
Sur quelle planète peut-on demander à quelqu'un combien de fois par jour il urine?
Hangi gezegende birine günde kaç kere çiş yaptığını sormak uygun kaçar? - Bana sorabilirsin.
- analyse d'urine et gaz du sang.
- İdrar tahlili ve kan gazı.
130cc d'une belle urine jaune et brillante!
130 cc dolusu parlak, sarı ürin!
L'urine n'a pas montré...
İdrar testleri...
Ponction lombaire? Urine?
LP, idrar?
Transporté par des rongeurs, transmis aux humains lorsqu'ils inhalent des vapeurs d'urine, de salive ou de fientes contaminées.
Kemirgenler tarafından taşınır, insanlara da virüs bulaşmış idrar, tükürük ya da b.k buharının nefes yoluyla alınmasıyla bulaşır.
Ca a le goût de l'urine, mais apparemment, c'est la façon dont vous le buvez.
Biraz kahve ister misin? Çiş gibi tadı var ama anlaşılan o ki siz Amerika'lılar böyle içiyorsunuz.
130 centilitres d'une belle urine jaune!
Yüz otuz cc pırıl pırıl, sapsarı sidik!
Il tenait une poche d'urine dans la main, puis il m'a embrassée.
Elinde bir sidik torbası tutuyorken bir saniye sonra beni öptü.
Sa production d'urine est stable.
Sidik çıkışı sabit.
Rien ne dit "je t'aime" comme un sac d'urine.
Bir torba idrar gibi güzeli yok.
La réponse se trouve dans l'urine du commandant.
Cevap, binbaşının idrarında.
D'après l'odeur, je dirais une usine d'urine.
Kokusundan anladım kadarıyla, sidik fabrikasına benziyor.
Il y a un trou dans le métal pour laisser passer l'urine.
Onun üzerinde idrarın geçmesi için bir delik var.
Les gens qui rentrent, ils pensent pas, "cet endroit propre est à Dick, et les bouteilles d'urine planquées sont à Logan".
İnsanlar içeri girdiğinde temiz olan taraf Dick'in ama içi çiş dolu şişeler Logan'ın demeyeceklerdir.
J'ai été pris dans une avalanche. Pour survivre, j'ai bu mon urine et mangé trois de mes orteils. C'est pourquoi, je boite un peu.
Bir keresinde bir çığın altında kaldım ve yaşamak için idrarımı içtim ve üç ayak parmağımı yedim içeri girerken topalllamamın sebebi bu işte.
J'ai pris un petit échantillon d'urine ce matin, et alors?
Bu sabah idrar örneğini aldım. Ne olmuş?
- Abby, l'urine de John Doe est claire.
Abby. Kimliği belirsiz hastanın idrarı temiz.
J'imagine que... son analyse d'urine était négative?
İdrar tahlili negatif çıktı sanırım.
Voyons voir, un labo propre et accueillant contre des rues pleines de balles et noyées sous l'urine... Voilà un choix difficile.
Temiz, dost canlısı laboratuvar, mermilerle delik deşik olmuş, idrar kokan sokak... bu zor bir çağrı.
"Les propriétés Donaghy ont le goût de l'urine de Satan après qu'il ait mangé des asperges".
"Tadı, koca bir porsiyon kuşkonmaz yemiş şeytan idrarı gibi."
Plath a mis sa tête dans le four, mais ce n'était pas pour moi, car quand j'ai trop chaud, je dois pisser. Je ne voulais pas être trouvée gisant dans la mare de ma propre urine comme le soir du bal de promotion.
Plath kafasını fırına sokmuştu ama bu benim için bir seçenek değildi çünkü kafam ne zaman ısınsa çişim geliyor ve kendi sidiği içinde yatarken bulunmak istemiyordum.
Il me faut un échantillon de votre urine. Non.
- İdrar örneği alacağım.
C'était pas votre urine, n'est-ce pas?
Bu senin idrarın değil, değil mi?
Pourquoi donner l'urine de quelqu'un d'autre?
Neden sana bir başkasının idrarını vereyim?
On devrait envoyer son urine à l'université de Leicester, ils ont un professeur là-bas qui a développé une technique très avancée de détection de l'Uranium.
İdrarı Leicester Üniversitesi'ne göndermeliyiz. Oradaki bir profesör uranyum tayini için çok gelişmiş bir yöntem geliştirmiş.
Pourquoi n'avez vous pas envoyé son urine à Leicester comme je vous l'avais dit?
Neden size söylediğim halde idrarı Leichester'e göndermediniz?
C'est la poche à urine d'un cathéter avec un trou dedans...
Sondadan gelen idrarı toplama torbası...
C'est juste de l'urine.
Sadece idrar.
Je suis déjà trempé d'urine, et je déteste celui avec qui je suis.
Zaten tuvalete gitmem gerek, ve nefret ettiğim insanla beraberim.
Si ça sentait un peu moins l'urine.
Bu köşe biraz daha az idrar koksaydı.
On peut insérer un petit tube dans la vessie du bébé et faire sortir l'urine de son abdomen durant la grossesse.
Bebeğin idrar torbasına küçük bir boru koyabiliriz. Böylece idrar hamilelik boyunca karnından dışarı çıkabilir.
Si le foetus n'urine pas, le niveau de liquide amniotique devrait être bas.
Fetüs işeyemiyorsa, amniyon sıvısı azalmış olmalı.
L'urine collectée était dans le foetus depuis des semaines.
Topladığın idrar, haftalardır fetüsün mesanesinde duruyordu.
La vieille urine descend du rein juste après le 1er drainage car elle était en réserve.
İlk örneği aldıktan sonra böbrekten damlayan yine eski idrardır. Çünkü orayı tıkamıştı.
Le troisième drainage vous donnera l'urine la plus fraîche, vous pourrez alors voir si ce foetus a une chance de se battre.
3 numaralı örnek bize en taze çişi verecektir ve işte o zaman bu fetüsün yaşama şansı olup olmadığı anlayacaksın.
L'urine du foetus avait un niveau normal de protéines et d'électrolytes, ses reins ne sont donc pas endommagés.
Fetüsün idrarında uygun miktarda protein ve elektrolit var. Yani böbrekleri tahrip olmamış.
Je pense bien savoir à qui je ferai passer un test d'urine surprise.
Kime idrar testi yapılacağına dair sanırım benim bir fikrim var!
Aucune drogue dans le sac de Sam, et son urine est correcte.
Sam'in çantasında hiç ilaç yoktu ve idrar örneği de temiz çıktı.