Translate.vc / French → Turkish / Uta
Uta translate Turkish
45 parallel translation
J'aime bien "Ringo no uta".
Şarkıların içeriğine de bakarız.
- C'est Uta qui a dit ça.
- Onu diyen Uta.
"Où z est Utah, t'ailleurs?"
"Hem Uta nerede?"
Pourquoi tu ne les combines pas pour étudier "Uta Hagen" Dazs.
Neden dondurmayla oyunculuk yeteneğini birleştirmiyorsun?
Et le mien est Uta-Noranti-Pralatong.
Ve benimki de Uta-Noranti-Pralatong.
Uta-Noranti-Pralatong
Uta-Noranti-Pralatong
Mirella Uta...
- Mirella Utano.
J'ai donc sympathisé avec une hôtesse de night-club, Uta.
Ben de Uta adlı bir gece kulübü hostesiyle arkadaş oldum.
Bonsoir, Uta.
Merhaba, Uta.
Ça ne m'était jamais arrivé, Uta.
Bu hiç olmazdı, Uta.
- A Uta
- Uta'ya
- Uta Refson
Uta Refson.
Je ne sais pas... Uta...
Bilmem, Uta.
- Voici Uta... - Shane...
Bu Uta, Shane.
Je crois que c'est peut-être un vampire!
Galiba Uta vampir.
Alors, euh... Je vais voir Sleater-Kinney, ce soir, avec Uta... Vous venez?
Biz Uta'yla Sleater-Kinney gideceğiz Gelir misiniz?
Uta? Une seconde, ok? Reste en ligne...
Uta bir saniye, bekle.
Uta?
Uta.
Salut, Uta, c'est Alice... Je...
Uta, ben Alice.
Parce que j'ai joué sur scène avec Uta Hagen ou avec Bobby De Niro dans des films?
Uta Hagen'le sahnede ve Bobby Deniro ile filmlerde rol aldığım için mi? Hayır.
CAA, UTA, ICM, Endeavor, William Morris.
CAA, UTA, lCM, Endeavor, Wiılliam Motris.
Je suis à la fête d'UTA.
Ben UTA Ajansı'nın partisindeyim şu an.
Oh! Je vous ai pris pour une agence de casting comme U.T.A. ou C.A.A.
Oo, ben sizi UTA or CAA'gibi oyunculuk ajanslarından arıyor zannetmiştim.
- Tu crois, Uta?
- Sen ne düşünüyorsun, Uta? - Şuna bak.
- Uta va t'aider.
Uta kitap özetinde sana yardımcı olabilir.
Le navire coule.
Batan bir gemideyiz, Uta.
Voilà pourquoi les révolutionnaires ont jeté du thé dans le port de Boston.
İşte bu yüzden Uta, devrimciler çayı Boston Limanı'na döktü.
Vous devez être folle à l'intérieur.
- Çıldırmış olmanız gerekiyordu. - Uta.
Uta, dépose Molly dans une heure.
Uta, sen de Molly'i bir saat içinde getir.
- " La grande Uta Hagen a dit...
Büyük Uta Hagen * bir keresinde şöyle demiş...
Un agent de l'UTA a chopé un ver de 6 mètres.
UTA'deki bir menajerden 6 metrelik kurt çıkarmışlar.
- Uta, habille-toi.
- Uta, giyin hadi. Bu gece çalışıyoruz.
- de préparer mon corps à la grossesse? - Uta, ne commence pas avec ça.
- Uta, lütfen gene başlamayalım.
Quand nous aurons tué Utne, nous devrons avoir une discussion sérieuse.
Uta, Utne'yi öldürdükten sonra seninle uzun ve ciddi bir konuşma yapmamız gerekecek.
Uta nettoie mon arme.
Uta sadece silahı parlatıyordu.
- Je suis presque sûre.
- Oldukça eminim. - Uta!
- Uta. - Quoi?
- Ne var ya?
- C'est la mauvaise assiette, Uta.
Yanlış tabak Uta.
Écoute-toi parler.
"Uta". Böyle konuşuyorsun aynen.
Bon, Uta, on a une mission, donc...
Pekâlâ Uta bir iş aldık, yani...
Elle est chez qui, UTA?
Nereye gitti? U.T.A. mi?
Et puis ce n'est pas comme s'il pouvait séduire Uta par téléphone.
Uta'yı telefonda baştan çıkaracak da değil ya.
Dans ses voyages, Gilgamesh rencontra un homme sage appelé Uta-Napishtim, qui lui raconta l'histoire du déluge qui a détruit le monde, et comment l'un des dieux a ordonné à Uta-Napishtim de construire une arche pour sauver sa famille et les animaux.
Seyahatlerinden birinde Gılgamış, Utnapiştim isimli bilge bir adamla karşılaştı ve Utnapşitim ona dünyayı yerle bir eden bir tufanın ve tanrılardan birinin öğüdüyle ailesini ve hayvanları kurtarmak için nasıl gemi inşa ettiğini anlattı.
Tu es... euh... beaucoup plus forte que tu n'en as l'air!
Göründüğünden güçlüsün Uta!
Screenplay by Satoko Okudera Mamoru Hosoda Music by Masakatsu Takagi Theme Song "Okaasan no Uta" by Ann Sally, Masakatsu Takagi
gezmeye gidelim 350 ) } Ağlaya ağlaya dizlerine yumulduğun yeter her şeyi anlat bana hiçbir yere gitmiyorum ben senin yanında olacağım