English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Utah

Utah translate Turkish

628 parallel translation
David, c'est un télégramme de l'Utah, de l'expédition!
Utah'tan bir telgraf gelmiş. Kazı ekibinden.
Notre histoire aurait pu avoir lieu dans n'importe quelle autre communauté semblable à celle-ci, ou tout aussi bien en Oregon, dans le Mississippi, en Géorgie ou en Utah.
Öykümüzün temel gerçekleri aslında böyle bir Connecticut toplumunda oluştu ancak Oregon veya Mississippi, Georgia veya Utah, her yerde olabilirdi.
La Police de neuf États de l'Ouest jusqu'au Colorado et l'Utah, à l'Est, est en alerte et recherche sans relâche le desperado du Kansas, Emmet Myers.
Dokuz Batı eyaletinin polisleri Washington'dan kuzeyde Kolorado ve Utah'a, Kansas Katili Emmet Myers için yüksek seviyede teyakkuz durumuna geçtiler.
Puis on achètera un ranch dans l'Utah où on pourra vivre ensemble.
Sonra şu Utah'taki çiftliği alacağız. Sen ve ben.
Il y a deux ans, il était au Mexique et j'ai acheté cette cloche pour la maison qu'on va bâtir dans l'Utah.
Yıllar önce, Meksiko'daydık. Çıngırağı evimiz için almıştım.
On va la mettre au-dessus de l'entrée, à l'intérieur, pour qu'on l'entende quand la porte s'ouvre.
Utah'ta bir ev alacak... ve çıngırağı ön kapının iç yanına takacaktık. Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
On devait pas aller acheter un ranch dans l'Utah?
Utah'daki çiftliği alıp yerleşiriz diye düşünmüştüm.
On va bâtir un ranch dans l'Utah. On va s'y installer et y finir nos jours.
Biz de Utah'da bir çiftlik alıp yerleşip durulacağız artık.
Peut-être qu'on finira dans notre ranch dans l'Utah.
Belki Utah'taki çiftlikte dururuz ha.
Une fois dans l'Utah, je boirai du café sans arrêt...
Utah'daki yerimize sahip olunca Her saat kahve içeceğim...
J'ai entendu parler d'un capitaine Bruhn, un incident avec les Mormons dans l'Utah.
Bir Yüzbaşı Bruhn'dan bahsedildiğini hatırlıyorum. Utah'taki Mormonlar ile alakalı bir olay. Aynı kişi misiniz, merak ediyorum.
De l'Utah.
Utah. - Utah, Mettah...
Je dois vous rappeler... que le convoi américain pour les plages Omaha et Utah... est le plus éloigné.
Hatırlatmak isterim Omaha ve Utah plajlarının Amerikan konvoyu en uzun yolu kat edecek.
Vous voulez être le premier à accoster à Utah.
Şimdi de Utah Plajında sahile ilk çıkacak sen olmalısın.
PLAGE UTAH 06 HEURES 44
UTAH PLAJI SAAT 06 : 44
La 4ème division a quitté Utah et avance dans les terres.
4. Tümen Utah Plajından çıkmış ve içeri ilerliyor.
La 101ème continue à Utah. "
"101. Hava tümeni Utah'ta ilerliyor."
On aura une tête de pont, en zone anglaise et une à Utah.
Biri İngiliz bölgesinde, biri de Utah'da iki çıkış yaptık.
"Chicago, New York, Los Angeles, Utah"
"Chicago, New York, Los Angeles, Utah."
A cause des relais téléphoniques.
Utah neden peki? Telefon şirketinin şehirlerarası röle tesisleri Utah'ta.
- De Grover, dans l'Utah.
- Grover, Utah'da doğdum.
- De l'Utah.
- Utah.
- C'est beau, l'Utah?
- Utah güzel mi? - Kimileri için.
Y a pas beaucoup de flotte dans l'Utah.
Utah'da pek fazla su yok.
Dans l'Utah.
Utah.
Il s'agit d'une question posee par la police de l'Utah.
Konu, Utah otoyol devriyesi tarafından başlatılan bir takiple ilgili.
Il y a des alertes d'orages sur la majorité du nord de l'Utah...
Fırtına uyarıları Utah'ın kuzeyinden...
Mesdames et messieurs l'atmosphère est tendue ici, à l'aéroport de Salt Lake City.
- Salt Lake Şehri, Utah. Bayanlar ve baylar, burada Salt Lake Şehri havaalanında gerilim gittikçe artıyor.
Voir l'Utah et mourir.
Öl ya da öldür.
- Un commerçant de l'Utah.
Güney Utah'da ufak bir dükkanın sahibi.
- TV à St George, dans l'Utah.
- Tamam, KLSG-TV. St. George, Utah.
Qu'une équipe me rejoigne à Rim Rock Canyon, dans l'Utah.
Rim Rock Kanyonu denen yere bir kamera ekibi göndermeni istiyorum. Utah'ta.
Où est-il, dans l'Utah?
Nerede o? Utah'ta mı?
Pour la scène nationale, la recherche de Sonny Steele se concentre en Utah.
Ulusal haberlerde ise Doğan Yıldız ve Sonny Steele'in arayışı Utah merkezinde yoğunlaşmış durumda.
- Louise, dans l'Utah.
Utah'tan Louise.
Cedar City, Richfield dans l'Utah, et Denver dans le Colorado.
Tüm yolcular otobüse. Cedar City, Richfield, Utah ve Denver, Colorado.
Il y a une occlusion au-dessus du Dakota jusqu'à l'Utah.
Dakota dağları üzerinde Utah'a kadar uzanan kapalı bir cephe sistemi var.
On a traversé l'Utah. Qu'est-ce que ça te plairait, les cascades!
Utah'ı boydan boya geçtik oradaki şelaleleri görsen bayılırdın Sally!
- Le code postal d'Ogden, Utah?
- Pekâlâ, Ogden. Utah.
Et accroche-toi bien, Diane, aucun de nous deux n'a visité l'Utah.
Ve şunu dinle Diane, ikimiz de Utah'a gitmedik.
Déjà été dans l'Utah?
Utah'a gittin mi hiç?
Voyons voir : "Alan Stanwyk, pilote de l'aviation commerciale, Provo, au Utah."
Şuna bakmalısın. Alan Stanwyk, Provo'dan ticari... havayolları pilotu, Utah. "
Vous savez ce qui m'échappe? Alan est au Utah.
Alan, Utah'ta idi.
Je ne comprends pas ce que je faisais au Utah, ce matin.
Ben de bu sabah Utah'ta ne yaptığımı anlayabilmiş değilim.
Regardez un peu. Ils veulent savoir ce qu'il fait au Utah.
Onun neden Utah'ta olduğunu bilmek istiyorlar.
Au Utah? Petit Jésus de plâtre.
Buzlu çubuk şeker üzerine aman tanrım.
Frieda a perdu le numéro de l'agent immobilier d'Alan à Provo, Utah.
Madeline. Frieda, Alan'ın Provo, Utah'daki emlakçısının numarasını kaybetmiş.
Lar, c'est moi. Cherche quelque chose sur Stanwyk du temps où il vivait au Utah.
Stanwyk'nin Utah'ta yaşadığı dönemle ilgili herhangi bir şey varsa bul.
Rien sur l'Utah ni Jim Swarthout.
Ne Utah ne de Jim Swarthout hakkında hiçbir şey yok.
Frank, je dois aller au Utah.
Frank, Utah'a gitmeliyim.
- Au Utah?
Utah mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]