Translate.vc / French → Turkish / Valence
Valence translate Turkish
146 parallel translation
Quand je vais à Valence, à Séville, à San Sebastian, à Grenade, ce n'est plus pour tuer les taureaux, mais pour me souvenir.
Ecija'ya, Valencia'ya, Sevilla'ya, San Sebastian'a, Granada'ya gittiğimde ben artık boğa öldürmemek ama hatırlamak o günleri.
Carlos, t'iras faire un tour a Valence.
Carlos Valencia'ya gitsin.
Ouvrez les portes de Valence, au nom d'Allah!
Allah'ın adıyla, Valencia kapılarını açın!
Ben Youssouf vint à Valence pour s'assurer l'aide du peureux Al Kadir avant d'amener sa flotte aux rives d'Espagne.
Korkuyla saklanmış olan Berberi kralı El-Kadir'e yardım etmek üzere... Valencia'ya gelen Ben Yusuf'la birlikte vakit de gelmişti. Büyük ve güçlü ordusunu İspanya kıyılarına çıkarabileceğine emin olmak zorundaydı.
Quand je débarquerai, ils attaqueront peut-être Valence.
Karaya çıktığımda sana, Valencia'ya saldırabilirler.
Tu tiendras Valence. C'est compris?
Eğer saldırırlarsa Valencia'yı savunacaksın.
Sire, il faut d'abord prendre Valence.
Kralım, öncelikle Valencia'yı almalısınız.
De Valence, Ben Youssouf peut envahir toute l'Espagne.
Berberiler Valencia'yı ellerinde tuttukları sürece, Ben Yusuf oradan çıkarma yapabilir ve tüm İspanya'yı istila edebilir.
Ils sont prêts à se battre pour Valence.
Valencia için sizin safınızda savaşmaya hazırlar.
Quand nous aurons Valence, que Ben Youssouf essaye!
Öncelikle Valencia'yı alalım, sonra da Ben Yusuf almayı denesin.
Valence est encerclée.
Valencia kuşatıldı.
Ne me parlez pas de Valence.
Bana Valencia'dan bahsetme Mutamin.
Abandonner Valence? Exposer l'Espagne?
Valencia'dan ayrılıp tüm İspanya'yı korunmasız bırakmak pahasına mı?
Citoyens de Valence!
Valencia halkı!
J'ai conquis Valence au nom de mon souverain Alphonse, roi de Castille, de Léon et des Asturies,
Valencia'yı... yüce hükümdarım Alfonso'nun adına alıyorum! Leon ve Asturias kentleri, Kastilya kralı,
Valence à Alphonse, roi d'Espagne!
Tanrının lütfuyla Valencia, Alfonso'ya aittir.
La couronne de Valence.
Valencia tacı.
Aidez-le à défendre Valence contre Ben Youssouf.
Valencia'yı Ben Yusuf'a karşı savunmak için lordumun yardımınıza ihtiyacı var.
Te voilà roi de Valence.
Artık Valencia'nın da kralısın.
Il retourne à Valence.
Valencia'ya geri dönüyor!
Peuple de Valence! ne soyez pas effrayés par les tambours.
Valencia halkı, birkaç davulun sesinden korkmamanız lazım.
Asperges d'Argenteuil, oranges de Valence, melons de Cavaillon, choux d'Aubervilliers.
ArgenteuiI'den kuşkonmaz, VaIencia'dan portakal,... CavaiIIon'dan kavun, AuberviIIiers'den lahana geliyor.
A Valence ils ajoutent un clou de girofle.
Valencia'da içine karanfil atarlar.
Milton, Woolman, Firestone, McDonald et Valence.
Milton, Woolman, Firestone, McDonald ve Valence.
Livraison sous 3 semaines à Valence.
Teslim üç hafta içinde Valencia'da.
Ah oui, le matériel de Hackett est à Valence.
Hackett'ın malzemeleri Valnecia'da. Güzel.
Valence, le 18.
Ayın 18'inde.
Prends la route de Valence.
- Valencia'ya.
On pourrait rentrer à Valence.
Valencia'ya geri dönebiliriz.
- Rentrons à Valence.
İnat etme, Valencia'ya dönelim.
Attends demain à Valence.
Valencia'ya varana dek bekle.
A Valence?
Valencia'ya mı?
A Valence, hein?
Valencia demek!
Et partir pour Valence?
Sonra da Valencia'ya gideceksiniz, öyle mi?
L'électron de valence d'un élément typique est égal à ses groupes.
Tipik bir elementin valens elektronu gruplarına eşittir.
À leur tour, les électrons de valence sont égaux à leurs groupes.
Ve bu durumda, doğal olarak, grupları da valens elektronuna eşittir.
A Valence, le gouvernement ne veut plus de milices et nous demande de nous joindre à la nouvelle armée menée par les communistes.
Seçeneğimiz yok. Valencia'daki hükümet bundan böyle milis olmayacağını ve hepimizin komünistlerin önderliğindeki Halk Ordusu'na katılmamız gerektiğini söylüyor. Tamam mı?
On a sauvé Valence, Madrid, Barcelone.
Valencia'yı, Madrid'i, Barcelona'yı kurtardık.
On en fabrique de nouveau à Valence.
Valensiya'da tekrar üretimi başladı.
Madrid est paralysée, de grandes villes comme Barcelone, Valence ou Bilbao s'unissent à la douleur d'une famille en deuil qui se demande encore pourquoi.
Madrid bir süre sessizliğe büründü. Barcelona, Valencia Bilbao and Seville gibi büyük şehirler de bu acıyı paylaştı ve "Neden?" sorusunu sordu.
En 1982, je crois, il a été emprisonné à Valence.
Sanırım 1982'de Valencia'da İspanyol polisi tarafından tutuklandı.
Madrid - Valence?
Ya Madrid-Valencia?
Valence.
2 yaz.
Moi, de Valence.
Ben Valencia.
Je suis ta chef de paella de Valence.
Ben senin Valencia'lı paella şefinim.
Il n'est pas de Valence.
Valencia'lı değil.
la Valence elle est bien pour le jus, l'autre, j'ai oublie le nom, elle est mieux pour la bouffe.
Valensiya, meyve suyu yapmak için iyidir. Diğeri ise... adını bilmiyorum, ama yemek için daha iyidir.
C'est foutu pour Valence.
Valencia kazıklandı.
"L'homme qu'a tué Liberty Valence, celui qui l'a trucidé, était le plus courageux des hommes"
# Liberty Valence'ı kim vurmuşsa # # Gitmiş Liberty Valence'ı vurmuş # # Aralarında en cesuru oymuş #
Tu vas pas le croire, je l'ai croisé à Valence.
İnanmayacaksın ama ona geçen gün Valencia'da rastladım.
Ils se dirigent vers Valence.
- Mariano de Cabia caddesi. - Valencia'ya gider.