Translate.vc / French → Turkish / Vc
Vc translate Turkish
56 parallel translation
Je comprends son geste et même s'il avait reçu aussi la VC, c'est-à-dire la Victoria Cross, qu'on ne décerne qu'aux braves.
Ben de olsam aynı şeyi yapabilirdim, hatta D.S.O ve M.C'nin yanında V.C. de verilmiş olsaydı bile. Ki bu sadece cesur insanlara verilen Zafer Nişanıdır.
"Ça fait vraiment peur aux Vietcongs."
"Bu VC'yi gerçekten ölesiye korkutur."
Pendant la traversée, on se demandait en rigolant qui recevrait la croix du mérite.
Gemide buraya gelirken, askerler ilk VC'yi kimin alacağı konusunda şaka yapıyorlardı.
VC, DFC, WC avec palmes.
Kahramanlık Nişanı, Seçkin Birlik ve En İyi Havacı Madalyaları.
Ils bouffaient nos vivres et pour nous remercier, ces enculés nous trahissaient en bossant avec les Viets-Congs.
Piçlerle yemeğimizi paylaştık arkalarını dönüp, bizi sırtımızdan bıçakladıktan sonra VC için çalışmaya gittiler.
Parce que les Viets... les récompensaient d'un repas chaud.
Çünkü VC onlara ödül olarak sıcak et sundu.
Tu sais ce que ça bouffe, un rat viet-cong?
VC farelerinin ne yediği konusunda bir fikrin var mı?
Quand le Vietcong a voulu financer la guerre en vendant de la cocaïne... Ils ont brûlé leurs récoltes.
VC, * savaşı kokainle finanse etmeye çalıştığı zaman..... savaşın içine girdi ve yok oldu.
- 8 mois. Un A VC pariétal droit?
Sağ çeperde beyin damar sorunu muydu?
Antécédents d'A VC. Chute.
Hafıza kaybı var, merdivenden düşmüş.
Nos soldats racontaient des apparitions inexplicables de guérillas viêt-côngs.
- Onu göremeyebilirsiniz. Amerikan askerlerinin VC gerillalarının açıklanamayan bir şekilde ortaya çıktıklarını veya yok olduklarını rapor ettikleri doğru değil mi?
S'ils trouvent lequel d'entre vous est VC ce sera vous qui partirez dans la jungle sans dormir, en marche forcée pour les deux prochaines nuits.
Olur ya eğer senin VC olduğunu bulurlarsa ve seni taşradan alıp götürürlerse uykusuz bir şekilde 2 gece boyunca yürümek zorunda kalırsın.
Faut trouver le VC.
Victoria Cross'u bulmak zorundayız.
- VC?
- VC?
- VC?
- Sen VC'mi sin?
- T'es VC?
- Sen VC'mi sin?
Vous avez trouvé un VC?
Hiç VC buldun mu?
vC'est même très vilain.
Aslında bu tam yaramazlık.
Oui, chef, ils ont apporté aussi une force principale de bataillon VC contre nous.
Evet efendim, bize karşı bir Viet Kong taburu da getirmişler.
Je l'ai vu commettre un 22502-VC.
Bugün onu 22502VC işlerken gördüm.
La question est : qu'est-ce qui marche sur le marché et que veulent les entreprises.
Bu hangi şekilde piyasaya girme şansımızın en yüksek olduğuyla ilgili olmalı ve VC'nin ilgisini nasıl çekeceğimizle.
On avait une grosse réunion à propos du CR à New York.
Ne olursa olsun, New York'taki şu büyük VC toplantısına katılacağız.
Tu sais ce que c'est le CR, hein?
- VC'nin ne olduğunu biliyorsun değil mi? - Hayır.
Le gosse en chimio a arraché sa VC, il saigne partout sur le Rideau 4.
Dr. Pratt kemoterapi gören çocuk damar yolunu çıkarmış. Kanaması var. 4. perdede.
- Ensuite, la VC et mes papiers.
- Cesaret madalyası ve tezkeremi verdiler. Öhöm.
"A déterminé que les niveaux de VC"
"Karar verdi ki, VC düzeyleri" vinil...
"Les niveaux de VC étaient au-dessus des niveaux acceptables"
"VC düzeyi kabul edilebilir düzeyin çok üstündedir."
Le VC D'Atari.
- Atari'den VC.
Venez devant de le bureau de VC demain, à 11h
Yarın VC'ni ofise 11'de bırak. Orada olacağım.
Et le VC a capitulé.
'VC onun insafına kalmıştı.' - Sakin ol.
Pourquoi tu t'es engagé dans le VC?
Neden Gönüllü Kurumu'na katıldın ki?
William Faulkner, Joan Didion, et je n'ai pas honte de dire que j'ai tout lu de VC Andrews.
William Faulkner, Joan Didion ve VC Andrews'in yazdığı herşeyi okuduğumu söylemeye utanmıyorum bile.
Le literacy center... mon groupe AC / VC Andrews joue.
Kültür Edebiyat merkezinde olacak ve grubum AC / VC Andrews çalacak.
Je ne voulais rater AC / VC Andrews.
AC / VC Andrews'u kaçıramazdım.
On a rencontré plusieurs cas d'organismes mobiles VC pour l'utiliser en temps qu'appât.
Pek çok olayda, yem olarak kullanılmak üzere taşınan denizci cesetleriyle karşılaştık.
Appelle d'urgence tous les capital-risqueurs.
VC toplantılarını mümkün olduğunca çabuk ayarlamanı istiyorum.
Pourquoi tant d'histoires avec 2 espions alors que le VC s'apprête à nous envahir?
Votan Birliği Ordusu bize saldırmayı planlarken iki casus için bunca tantana neden?
Ce dîner débile avec des chochottes de VC qui se pignolent.
- O aptal yemeği biliyorum. Risk sermayedar puştları birbirine otuz bir çeker.
Surtout pendant les vérifications préalables des VC ou les potentielles inspections faites par certains organismes de régulation.
Özellikle VC'nin ve muhtemel gelecek incelemelerin düzenleyici kuruşlar tarafından yapılan türden ayrıntılı inceleme aşamasında.
Entre le moment où on est sortis et maintenant, tous les VC sont au courant.
Ofisten buraya gelene kadar Vadi'deki bütün VC'lerin haberi oldu.
La moindre fraude équivaut à un péché mortel pour un VC.
Azıcık bir sahtekârlığın bile VC'ler için korkunç olmasına rağmen.
Je te demande d'accepter un chèque d'une société de renom.
Saygın bir VC firmasından gelen çeki kabul etmeni istiyorum.
Après s'être fait jeter par tous les VC, on a décidé que le mieux, pour survivre et atteindre un million d'utilisateurs, était de réduire nos besoins en serveur.
Şehirdeki bütün yatırımcılar bizi geri çevirdikten sonra, yaşamaya devam etmek için bir milyon kullanıcıya ulaşana kadar sunucu masraflarını kısmaya karar vermiştik.
On a été rejetés par tous les VC respectables.
Şehirdeki bütün saygıdeğer yatırımcılardan olumsuz dönüş aldık.
Il y a une grande inégalité dans le monde des VC.
Yatırım alanında garip bir cinsiyet dengesizliği var.
Quel homme américain à sang chaud du club des VC ne l'est pas?
Siz yatırımcı beyler arasında sert çocuklara da yer varsa olur.
Mes petits, en 24 h dans le monde des VC, j'obtiens une place pour aller voir les Warriors.
Beyler, sadece bir gündür yatırımcılık işindeyim. ve şimdiden Warriors maçı izlemek için sahada koltuğum var.
Aucun d'eux n'a assez de couilles pour bosser pour des femmes VC.
Çoğu adamın tamamen kadınlardan oluşan bir yatırımcılık şirketine girmeye götü yemez. Ben öyle değilim ama.
Quelques jours avant le premier gros score de Topher, un de ses deux partenaires, Mitch Davis, s'est fait prendre à essayer de vendre des valises pleines de cocaïne.
Sonra bir gün Topher'ın ilk büyük vurgunundan günler önce VC ortaklarından biri olan Mitch Davis bir valiz dolusu kokaini satmaya çalışırken yakalanmış.
J'étais le VC de Bachmanity.
Bachmanity benim yatırım şirketimdi.
- Je peux avoir une VC?
- Deneyebilirim.