Translate.vc / French → Turkish / Viking
Viking translate Turkish
654 parallel translation
Grâce à votre vivacité nordique, les Vikings ont dominé l'Europe.
Kuzeyin tüm has nitelikleri burada. Viking ruhu Avrupa'yı etkisine aldı.
Renaissance de la lutte gréco-romaine... au ring du Strand
Harry Fabian Sunar : Atinalı Nikolas Viking Svenson'a karşı.
"... son ring pour un combat de lutte...
"... tesislerini, yukarıda belirtilen yılın 15 Haziran tarihinde... Atinalı Nikolas ve Viking Svenson'un "karşı karşıya geleceği güreş müsabakası için kullanmasına izin vermiştir." "...
"Croiseur Milwaukee a pris à temps relèvement du S.S. Viking."
U.S.S. Milwaukee, S.S. Viking'den telsiz mesajı aldı.
"Deux marins du Viking recueillis en mer."
Viking'den iki denizci Milwaukee tarafından kurtarıldı.
"Aucun survivant à bord."
Denizciler Viking'den kurtulan olmadığını belirtti.
"Fourmis géantes ont empêché" "visite du navire."
Viking dev karıncaların istilasına uğradığı için... gemiye inceleme ve kurtarma ekibi yollanamadı.
J'ai ordonné de couler le Viking à coups de canon.
Emrim üzerine S.S. Viking donanmanın top ateşiyle batırıldı.
Le Viking est resté 3 jours à Acapulco, au Mexique.
S.S. Viking üç gün dört gece Meksika'da Acapulco'da demirliymiş.
"Les armateurs signalent que le panneau" "de la cale n ° 1 a été retiré pendant le chargement."
S.S. Viking'in sahipleri yükleme sırasında... ambar kapağının gece dahil olmak üzere sürekli açık olduğunu bildirdi.
Le plus grand désir de tout viking était de mourir épée à la main et d'entrer à Walhalla, où le Dieu Odin les accueillait en héros.
Her vikingin en büyük hayali kılıcı elinde şehit olarak Tanrı Odin'in kahramanlarını beklediği Valhalla'ya girebilmekti.
Ainsi, lorsque les vikings se sont mis en route pour voler et piller l'Angleterre, ils n'ont jamais navigué hors de vue du continent.
Böylece, Viking'ler İngiltere'yi soymak ve yağmalamak üzere yola çıktıklarında kıyıdan çok uzaklaşmadılar.
Pendant 2 mois, nous avons pleuré la mort le bon roi Edwin, que le cruel viking Ragnar a tué et qui n'a pas encore été vengé.
İki aydır Viking Ragnar tarafından zalimce öldürülen iyi kral Edwin için yas tutuyoruz ve hala bunun intikamını almadık.
Le père de l'enfant est viking Ragnar.
Çocuk, Viking Ragnar'dan.
Son château est devenu le fief de toute l'Angleterre, mais Aella était incapable de freiner les raids des vikings.
Kalesi İngiltere'nin en iyi kalesi olmasına rağmen Aella Viking baskınlarıyla başa çıkamıyordu.
Nom d'Odin, elle serait une bonne reine pour un viking!
Odinnin de yardımıyla güzel bir Viking Kraliçesi olacak.
Oh, pour un viking, je veux dire.
Oh, yani bir Viking için.
Que serait la pire chose pour un viking?
Bir Viking için en kötü şey ne olur?
Je réclame le droit d'un viking de mourir épée en main.
Bir Vikingin elinde kılıcıyla ölme hakkını talep ediyorum.
Ragnar était votre roi, mais il n'a jamais reçu les obsèques dignes d'un viking.
Ragnar sizin kralınızdı.
Ragnar veut que l'on venge sa mort.
Her Viking Ragnar'ın ölümünün öcünü ister.
Il est mort en luttant avec l'épée que je lui ai remise et voici comment Aella m'a remercié d'avoir laissé Ragnar mourir comme un viking.
Benim verdiğim kılıçla dövüşürken öldü. Ve bu, Aella'ya Ragnar'ın bir Viking gibi ölmesine izin vermesinin teşekkürüydü.
Préparez des obsèques pour un viking.
Bir Viking için bir cenaze hazırlayın.
Hercule, fais gaffe au Viking!
Herkül! Şimdi bizi öldürecek!
Je suis un Viking.
Ben bir Viking'im.
Un Viking.
Bir Viking.
C'est un vrai Viking.
O gerçek bir Viking'dir.
Pourquoi être revenu, Viking?
Neden geri döndün, Viking?
A propos de la Viking...
Şu Viking kızı...
Vous n'avez donc rien appris du Viking.
Bu demek oluyor ki, Viking'den hiçbir şey öğrenememişsiniz.
Vous n'avez pu faire parler aucun des Vikings.
Bir Viking'i konuşturmayı beceremediniz.
- Regardez, c'est la Viking!
- Bakın, Viking kızı.
La cloche, Viking.
Çan, Viking.
Mon mari a besoin de vos compétences en matière de navigation.
Çünkü kocamın sizin becerinize ihtiyacı var, Viking denizciliğinize.
Où est la Viking?
Kuzeyli kız nerede?
Eh bien, Viking, tu prends cela avec courage.
Evet Viking, soğukkanlı duruyorsun.
Il doit monter la jument d'acier avant le Viking.
Viking'den önce Çelik Kısrağa binecek.
A ton tour, Viking.
Sıra sende, Viking.
Un navire et un équipage vikings ne suffisent pas.
Bir Viking gemisi ve mürettebatından fazlasına ihtiyacınız var!
J'ai déjà un navigateur viking.
Benim bir Viking kılavuzum var.
Dans ce cas, ce sera la Viking.
O zaman, Viking kızını alırız.
Eh bien, Viking... mon vœu s'est réalisé.
Evet, Viking yeminimi yerine getirdim.
J'immole ce superbe corps de psychanalyste pour le mettre à la mer, tel un Viking.
Bu güzel psikanalizci bedenimi ateşe. ... verecek ve Vikingler gibi denize açılacağım.
Je ne veux pas être un Viking.
- Viking olmak istemiyorum.
Zebra, ici, Viking.
Zebra, burası Viking.
Viking, ici, Zebra.
Viking, burası Zebra.
Viking, à vous.
Viking, cevap ver.
Viking, vous me recevez?
Beni duyabiliyor musun?
"contre Svenson le Viking."
15 Haziran.
LE TROUILLARD DU FAR-WEST
Ersin Özkul [VIKING] İyi Seyirler.
- Viking.
- Viking.