Translate.vc / French → Turkish / Villa
Villa translate Turkish
1,424 parallel translation
A l'antenne, Fiscal Rogelio Jamais s'adressant au peuple depuis la radio libre de Villa Ajena.
Mikrofonda Savcı Rogelio Asla Villa Ajena'nın özgür radyosundan halka sesleniyor.
Deux tantes âgées de Rhinebeck proposèrent une villa pour la lune de miel, et, comme on trouvait "très anglais" d'emprunter une maison de campagne, leur offre fut acceptée.
Rhinebeck'teki iki yaşlı teyze balayı için bir sayfiye evi önermişti. Kırda bir ev kiralamak "çok İngiliz" bulunduğu için... bu teklif kabul edildi.
Henry Van der Luyden proposa une villa ancienne dans sa propriété voisine.
Henry van der Luyden yakınlarda bulunan eski kır evini balayı için verdi.
Tu t'es vu? Tu te crois Pancho Villa?
Kafana saksı düştü de kendini Pancho Villa mı sandın?
Nous, la villa.
Biz de villayı alacağız.
- En construisant des maisons, villas, bâtiments.
- Ev, villa, bina inşa edeceğim.
La maison est inhabitable.
Villa berbat durumda.
Il va falloir qu'on parle de Casa Youkali.
Villa hakkında konuşmalıyız.
Dans quelques jours, Nicholas sera à la villa.
Birkaç gün içinde Nicholas villaya gidecek.
Je t'enverrai une adresse où me contacter. Plus vite c'est liquidé mieux ce sera.
Sana bir adres vereceğim, villa da beni bulman için.
Oui, la villa.
- Evet, villa.
Vous appelez ça une villa?
- Sen şuna villa mı diyorsun?
Il y a une offre d'emploi... loin de tous ces... travaux éreintants... à ma nouvelle villa.
Bu ağır işlerden uzakta... benim villamda çalışacak... biri lazım.
J'ai grandi dans un pensionnat suisse, Villa Rosey.
İsviçre'de büyüdüm. Yatılı okul. Villa Rosey.
Non. Ce serait quelqu'un de la villa du Saule.
Hayır, O yakında bir yerde yaşıyor "Green Willow Villa" denen yerde.
Donnez-moi l'antidote ou je brûle votre villa!
Eğer panzehiri bana vermezsen, "Yeşil söğüt villa" nı yakacağım
Nous retrouvons notre reporter Mike Michaels à la villa Willard.
Şimdi Willard konağına gidiyoruz ve olay yerindeki muhabirimiz Mike orda.
"Villa victorienne. Volière de luxe." 15 JUIN 1994 16h20
"Viktorya Dönemi Villa Tarzı Kuş Kulübesi".
Et il devrait rester assez pour acquérir une petite maison en Finlande.
Sanırım bu fazladan gelen parayla Finlandiya'da bir villa alabiliriz.
Le produit de la vente, je l'investirai dans des titres de rente, et le reste paiera une maison en Finlande.
Parayı tahvillere yatıralım fazladan gelecek parayla da Finlandiya'da küçük bir villa alalım.
Mon hôte dans cette villa.
Bu villadaki konuğum.
Oh, villa.
Oh, villa.
Sí, villa.
Evet, villa. - Villa.
Je n'ai pas vu les titres de propriété, mais je pense que cette villa est à vous.
Şey, bir tapu görmedim ama zannederim burası villa senin.
Mais alors, comment pourrais-je dire que vous êtes Don Octavio... et que je suis invité dans votre villa, comment?
Ama o zaman senin Don Octavio ve benim de villanda bir konuk olduğumu... -... nasıl söyleyebilirim, değil mi?
Donc, pour répondre à votre question, je vois aussi clair que le jour... que ce grand édifice dans lequel nous nous trouvons... est votre villa.
O yüzden sorunun yanıtına gelince, gün gibi görüyorum ki içinde kendimizi bulduğumuz bu büyük bina senin villan.
On achètera une villa.
Bir villa alırız, anlıyorsun ya?
La nuit allait être longue dans la grande villa MacKenzie.
Uzun bir gece olacaktı. MacKenzie malikanesinde dördümüz.
Pense à ta villa, à ton indépendance, à tes voyages, à ton collagène, tes...
Villanı, özgürlüğünü, Karayipler'e yapacağın yolculuğu güzelliğin uğruna yaptığın harcamaları yoksul aileni ve anonimliğini düşün.
- Elle connaît la suite. Le jet pour Martha's Vineyard, villa, frigo plein, fleurs, places de théâtre coupe-files, drinks au Carlyle.
Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki.
Faites préparer la villa de Vineyard.
Ve Üzümbağı kulübesini hazırla. Bilmiyorum.
Nous avons une villa à Vineyard, où nous n'allons plus.
Üzümbağında hiç kullanmadığımız bir yazlık ev var. Satılığa çıkaracağım.
Une villa pareille, comment ne pas y venir?
Böyle bir yerin olur da, nasıI hiç gelmezsin?
Nous empocherons le pactole, et vous vous achèterez une villa en Toscane.
Çok para kazanacağız, Tuscany'de ev satın alabileceksin.
J'ai déjà une villa en Toscane.
Tuscany'de bir evim var.
Toi, Vincent, t'as une femme, 3 gosses et une villa à Long Island.
Kendine bir bak, Vincent. Evin, iki çocuğun ve Long Island'da kocaman bir çiftliğin var.
Moi, j'ai une villa à la mer avec Flipper.
Ben de Poconos'ta Flipper ile vakit geçirmiştim.
La villa en bord de mer, 1 9,2 hectares. South Hampton!
Yazlık ev, 119 hektar, Southampton.
* A LA VILLA, ILS SONT TOUS REPARTIS AVEC UN COUPLE.
Efendim, villadan gelen haberler var. Bir kadın ve bir erkek villaya geldi, ve arabayla ayrıldılar.
A votre gauche, la villa d'Hercule.
Sol tarafta Herkül'ün villası var.
Je te crois, je venais de m'acheter une villa.
- Buradan yeni ev almıştım.
Dans une villa sur le Pausilippe
Buralarda bir villa alırız. Prosilipo ya da...
Je parie qu'il n'a pas de cafards dans sa villa de richard.
Ama onun villasında hamamböceği yok.
Belle villa.
Güzel bir daire.
Il est temps de rentrer dans ma villa et manger mon homard.
Malikaneme gitme ve ıstakozumu yeme vakti.
Je vous imaginais vivre dans une superbe villa ou un château.
Büyük bir villa ya da malikânede yaşadığınızı sanıyordum.
C'est un château, merde. - Quoi par exemple?
Orası heybetli bir villa, tabii ki orada bir şeyler olacak.
- Où es-tu? - Dans cette villa de con.
Konuk evindeyim.
- Ce n'est pas une villa.
- O villa değil.
La villa du Saule?
Yeşil Söğüt Villası?
Pas moi, je viens d'arriver.
Villa'ya giderken, Bir sürü insan vardı! Hayır, o ben değildim Ben gitmemiştim