Translate.vc / French → Turkish / Visions
Visions translate Turkish
1,857 parallel translation
Le problème était qu'il tuait des gens, et que j'avais le même type de visions de lui.
O da insanları öldürüyordu. Ben de aynı imgeleri görüyordum.
Mes visions ne m'ont jamais trahi.
Masum da olabilir. - İmgelemlerim henüz yanılmadı.
Qu'est-ce qu'elles ont tes visions?
Başlangıç bile sayılmaz.
- Des visions de la mort?
- Ölüm imgeleri demek? - Evet.
Moi, j'ai, euh... J'ai des visions... Des prémonitions.
Mesela ben bazı şeyler görüyorum imgelemler.
À quel moment de la journée votre amie dit avoir eu ses visions?
Arkadaşın hangi saatte o vizyonları görmüştü?
Comme les visions du passé que vous avez en touchant ces objets.
Bu vizyonlar nesnelere dokunduğunuz zaman oluşuyorlar
Des bruits étranges, des visions, des choses comme ça?
Acayip diyelim. Acayip sesler ya da hayaller gibi.
Robin et moi avons des visions différentes sur la famille.
Robin'in ve benim aile kavramına bakış açılarımız farklı.
Toutes tes visions bizarres sont toujours liées au démon aux yeux jaunes d'une façon ou d'une autre.
Senin bu acayip rüyalarının hepsi sarı gözlü iblisle alakalı oluyor.
Et bien, comme je disais, toutes tes visions bizarres sont toujours liées au démon aux yeux rouges, donc...
Dediğim gibi, senin bu acayip rüyaların bir şekilde o sarı gözlü iblise bağlanıyor.
Au moins ça explique pourquoi j'ai eu des visions.
En azından imgelemlerimi açıklıyor.
Ok. Apparemment tes visions et rêves n'ont rien à voir avec ma mère.
Tamam, sanırım rüyalarının kesin olarak annemle ilgisi yok.
Tu sais, sa mère dit qu'elle continuait d'avoir ces visions.
Annesi hayal görmeye devam ettiğini söyledi. Halüsinasyon gördüğünü düşünmüyorum.
Même si on laisse de coté l'expérience en elle même, rien ne nous dit quels genres de visions...
Deneyi bir kenara bırakırsak, sana kazandıracklarını aklıma bile... Hayır, hayır, hayır, hayır.
J'ai eu les plus incroyables visions, et toutes t'impliquaient.
İçinde senin olduğun inanılmaz hayaller gördüm
- Je te le dis, ces visions...
Bak şimdi bu hayaller....
Enfin, changer ces visions en épée!
Tasarımlarım birleşip gerçek bir kılıç olsun!
J'ai même des visions.
Hey, Yoon-hee, beni rahatsız etmeyi bırak.
M. Smith, j'ai eu d'étranges visions cette nuit.
Bay Smith, bu akşam çok garip manzaralar gördüm.
Le venin du crapaud Bufo alvarius, par exemple, cause les plus intenses visions psychédéliques.
Kara kurbağasının zehri,..... örneğin.. ... aşırı miktarda halüsinasyona neden olur.
Nicole a parlé de visions.
Nicole buna imgelem diyor.
On a travaillé dur, on a progressé, ton esprit avait besoin d'atteindre un niveau de contrôle avant que... tu aies ces visions.
Çok çalışıyor, aşama kaydediyorduk. Belki de zihnin bir üst kontrol seviyesine ulaştı bu imgelemler görülmeden önce.
Si la musique aidait Amanda, c'était peut-être ce qu'il me fallait pour écarter les distractions et mieux comprendre mes visions.
Müzik Amanda'ya yardımcı oluyorsa belki benim ihtiyacım olan da buydu gördüğüm imgelemleri daha iyi anlayabilmek için.
Ces mots avaient déclenché mes visions.
İmgelemi başlatan sözler bunlardı.
T'es des visions sur mon rancard?
Randevum için önsezin var mı?
Une partie de vos visions était réelle.
Bak, bir kısmı gerçekti, tamam mı?
Oui, mais les visions de la mort imminente?
Bana kolay bir konu gibi geldi herneyse Evet ama peki ya yakında olacak olan ölümle ilgili ne diyeceksin?
Vous seule avez toutes ces visions.
Ben nerden bileyim? Bütün o şahane görüntüleri sen görüyorsun
J'ai toujours ces étranges visions,
Hala o garip rüyaları görüp duruyorum
Il doit y avoir plus dans ces visions qu'un simple accident de ferry.
Bu hayallerin altında gemi kazasından başka birşeyler de çıkabilir
Ces visions ne sont probablement pas celles d'un simple fantôme.
Ne diyeceğim biliyor musun? Bu hayaller sadece hayaletlerle ilgili olmayabilir
On a supposé que ces visions étaient un avertissement de ce qui va arriver.
Şu ana kadar gördüğüm bu şeylerin bir çeşit işaret ya da ilerde olacak şeyler hakkında bir uyarı olabileceğini varsaymıştık
Ca ne change pas le fait que tu sois spécial... Et c'est là que les visions d'Anthony Michael Hall entrent en scène.
Bu senin ozel oldugunu degistirmez ve Anthony Michael Hall filmlerindeki gibi ongormelerinin oldugunu.
Je suis au courant des visions de Sam.
Sam'in öngörülerini biliyorum. Her şeyi biliyorum.
Et n'oublie le shaman, dont les visions guident le messie sur la voie de l'illumination.
"şaman" hakkıındakileri es geçme, ( şaman : tanrısal güçlerle şifa ve bela veren büyücüler ) mesih e fikirleriyle önderlik edecek o.
À propos de tes visions.
İmgelemlerin hakkındaki.
Fermer les yeux ne rendait ses visions de la soirée tardive du pâtissier avec la brune pleine de vie venant de nulle part que plus claires et non-censurées.
Gözlerini kapatması sadece hayalinde turtacının, nereden geldiği belli olmayan hoppa esmerle gece randevusunu daha güçlü ve sansürsüz canlandırmasını sağlıyordu.
Tu sais, Tom, ma fille a des visions du futur.
Biliyorsun, Tom, kızım geleceği görebiliyor.
J'ai eu des visions.
İmgelemler görüyorum, beni sana getirdiler.
Mais mes visions ne m'ont jamais trahi. Pas une seule fois. Si elles disent que ce livre est important, je dois y croire.
Ben aşırı dindar falan değilim, ama bu imgelemler hiç yanılmadı, bir kere bile, ve bu kitabın önemli olduğunu söylüyorlarsa, İnanmam lazım.
Elle n'a pas de visions en dormant. Et elle n'a rien vu en Espagne.
Maia'nın imgelemleri genellikle uyurken olmaz, ve İspanya'dayken bunları görmüyordu.
On ne peut pas écarter les visions non plus, si?
Belki öyle, ama imgelemleri de eleyemeyiz, - Değil mi?
Si ce sont des visions, on est prévenus.
Demek istediğim, eğer bunlar imgelemse, en azından bir uyarı aldık.
Même si ce sont des visions, j'évite qu'elles se produisent en restant en lice, en affrontant Hewitt et en montrant qu'il a tort.
İmgelem olsalar da, yarışta kalarak onların olmasını engelliyorum, nefrete karşı ayakta durup Hewitt'in yanıldığını ispatlayarak.
Et toi, John, pas de visions sur le numéro suivant, hein?
Ya sen John, sonraki numara için imgelemin yok mu, ha?
Toujours un plaisir de serrer la main d'un homme avec de telles visions.
Böylesine imgelemi olan bir adamın elini sıkmak da her zaman bir zevk.
Des visions de Walt?
Walt hakkında imgelemler falan.
- Mes visions en ont toujours.
Hep öyle oldu.
Des visions de mort?
- Ölüm imgeleri yani?
Toutes mes visions sont comptabilisées.
Bütün olaylar gerçekleşmiş