Translate.vc / French → Turkish / Vive
Vive translate Turkish
4,467 parallel translation
Vive la France!
Vive la France!
- Vive la France!
– Vive la France!
Ça te suffit. Vive la vie saine.
Yeter.. sağlık ve hijyen.
Vive la reine!
Kraliçe çok yaşa!
Vive la reine! Vive la reine! Vive la reine!
Kraliçe çok yaşa!
Mais je veux que le corbeau blanc vive, et parfois je rêve qu'il en existe un autre dans la forêt et que les deux se retrouverons.
Ama bu beyaz karganın yaşamasını istiyorum ve bazen ormanda bir tane daha olduğunu, bu ikisinin birbirlerini bulacağını hayal ediyorum.
Vive notre empereur!
İmparatorumuz çok yaşa.
Vive Constantin!
Konstantin çok yaşa.
Vive notre sultan!
Sultanımız çok yaşa.
Il est logique de penser qu'il vive à Rawalpindi.
Rawalpindi, Pakistan - Rawalpindi'de yaşaması da mantıklı olur çünkü...
Contrairement à mon ami Cam Brady, qui voudrait qu'on vive au pays de l'arc-en-ciel.
Burada duran arkadaşım, Cam Brady'nin aksine Herkesin Gökkuşağı Ülkesinde yaşaması gerektiğine inanan kim.
Allez, vive Célestine!
Başla, çok yaşa Celestine!
Vive Célestine! Vive Célestine!
Çok yaşa Celestine!
Vive Célestine!
Çok yaşa Celestine!
Vive Abul Khair.
Hayirli olsun!
Venez avec nous. Vive les Kazakhs!
Yakin dovus, Ileri Kazaklar Ileri...
Vive le peuple kazakh! Victoire!
Kazak yoldaslar!
Ça suffit pour qu'il ne vive plus chez sa maman.
Her neyse, onu annesinin evinden çıkarmaya yetti.
- Vive le rock.
- Yardır.
Vive le rock.
Yardır.
Vive le roi!
Kralın önünde eğilin!
- Ben oui, vive la vie.
- Hayat yaşamak içindir!
En 1979, une famille a été brûlée vive. Ils étaient à l'intérieur de leur voiture, dans leur garage.
1979'da garajlarındaki arabalarının içindeyken yakılarak öldürülmüş bir aile cinayeti.
Combien de temps il faut que je vive à Long Beach avant que je sois considérée comme une vraie Californienne?
Peki kendime bir Kaliforniya kızı demeden önce Long Beach'te ne kadar süre kalmam gerekir?
Eh bien, nous avons rencontré une vive résistance dans l'école, qui servait d'hôpital de campagne.
Evet... Geçici hastane olarak kullanılan okulda aşırı bir direnişle karşılaştık.
Les occupants ont opposé une vive résistance à la police.
Emniyet kuvvetleri işgalcilerin yoğun direnişine maruz kalmıştır.
Je vois quelqu'un d'affamé, vous n'êtes pas très vive d'esprit.
Aç birini görüyorum, zeki birini değil. Güvenilir birini değil.
[Rassemblement parleur :] Vive nouveau leader de la jeunesse de Wasseypur!
Çok yaşa Wasseypur'un yeni lideri.
Le roi est mort, vive le roi.
Kral öldü, çok yaşa kral.
- J'aimerais qu'il vive la même chose.
Aynısını tekrar yaşamak isterdim suratına yumruğu geçirmek için!
Vive moi!
Kaçtım. Yaşasın Iron Maiden!
Je veux m'endormir et me réveiller à tes côtés et qu'on vive notre vie.
Gözlerimi senin yanında kapatıp, senin yanında açmak ve hayatımızı beraber yaşamak istiyorum.
Lachlan la veut, morte ou vive.
Ve Lachlen Benden Onu Ölü Yada Diri Ona Getirmemi İstiyor..
Presque de la même manière qu'une personne qui est en train d'avoir Une crise cardiaque ressent souvent une vive douleur dans le bras gauche?
Daha çok kalp krizine benzer, kişi sol kolunda dağılan keskin bir acı hisseder..
Vive Bo!
Bo her zaman en iyidir!
Vive le champion.
Herkes kurtarıcıyı selamlasın..
Le fils de l'homme retrouvera sa gloire et il jugera autant la chair vive que la mort.
İsa Mesih, tüm ihtişamı ile geri dönecek ve dirilerle ölüleri yargılayacak.
Mamie disait toujours que j'avais une vive imagination.
Büyükannem her zaman güçIü hayallerim olduğunu söylerdi.
Non, c'est comment enlever la mémoire vive d'un ordinateur.
Hayır, bu bir usb belleği bilgisayardan çıkartmaya benzer.
Vive le prolétariat!
- Yaşasın proletarya!
Alors, tu vas, à vive allure, courir là-dessus torse nu.
Neden sadece... tempolu bir yürüyüşle şu rampaya tırmanıp tişörtünü çıkartmıyorsun?
Nous voulions tous les deux que Eureka vive selon ses promesses.
İkimizde Eureka'nın vaat ettiği şeye ulaşmasını istiyorduk.
C'est comme ça que tu veux quelle vive?
Böyle yaşamasını mı istiyorsun?
Je sais que vous souhaitez qu'il vive.
Ve Scotty'nin uzun bir yaşam sürmesini istediğinizi biliyorum.
On l'a eue! Vive le Camp pour Obèses!
- Şişman Kampı!
- Vive les Eagles!
Hadi, Eagles!
Vive les Eagles!
Bu maçı alın, Eagles!
Vive Kevin!
Göster kendini, Kevin!
Vive le Chili et Pinochet I
Çok yaşa Şili ve Pinochet!
Vive l'Amérique.
Amerika'yı seviyorum.
[Rassemblement parleur :] Vive, Fazlu Ahmed!
Yaşasın Fazlu Ahmed.