Voilâ translate Turkish

Voilâ C'est une sale coupure, mais ca devrait aller

İşte. Kötü bir kesik, ama tamamen geçecek.

Voilâ un conseil, mêlez vous de vos affaires

Şunu anla : Kendi işine bak.

Voilâ pourquoi vous devez vous faire belle!

Çok güzel görünmeni o yüzden istedim.

Voilâ qui est fait!

İşte oldu.

Voilâ les deux points culminants de ma journée!

Günümün heyecanlı iki olayı.

Voilâ donc pourquoi vous nous avez lâchés, vilain garçon!

Demek bu yüzden bizden kaçtın, seni yaramaz.

Voilâ 3 000 lires de mieux et filez.

- Salaklaşmayın, gidin. Al bir 3,000 daha.

Voilâ les deux gamins.

- 2 çocuk.

Ta famille a été prévenue. Voilâ.

Ailene bilgi verildi.

Voilâ Staffera.

Staffera geliyor.

Voilâ, dis ça et ton frêre en prend pour cinq ans.

Bunu mahkemede söyle de, ağabeyin en az 5 yıl yesin.

C'est Jim, un ami français. Voilâ. - Bonjour.

Bu Fransız arkadaşım Jim.

- Voilâ, ça, c'est pour Catherine...

Bu Catherine için.

- Voilâ Sabine.

İşte Sabine.

Voilâ le balcon.

İşte balkon.

Voilâ donc un homme qui, tout en participant â la Grande Guerre, a su mener sa petite guerre parallèle, son combat individuel, et conquérir totalement une femme par la persuasion â distance.

İşte bu adam savaşta kendi küçük, kişisel kavgasını verdi ve... uzaktan bir kadını ele geçirdi.

- Voilâ, c'est Jim.

İşte Jim.

Voilâ le meilleur ami de l'homme.

İnsanın en iyi dostu.

Voilâ, c'est ça.

İşte bu!

Voilâ pourquoi Noël est si important, Charlie Brown.

Noel işte bunlarla ilgili, Charlie Brown.

Voilâ comment on fait.

İşte böyle yapılır.

Voilâ.

Aferin.

Voilâ comment je vois les choses.

Bence durum şöyle :

Voilâ, je vous présente le sauvage.

Şuna bakın. Sizlere Vahşi Çocuk'u sunuyorum.

Voilâ la salle â manger.

Burası yemek odası.

Voilâ, ce sera sa 1 re paire de chaussures.

İşte. Bunlar da ilk ayakkabıları.

Voilâ, tu vas chercher tout seul.

Kendin ara bakalım.

Voilâ, Mme Guérin, voilà du lait.

Buyurun sütünüzü Madam Guérin.

Très bien, Victor. Voilâ ton verre d'eau.

Çok güzel Victor.

Voilâ, tu vas recommencer.

Baştan başla.

Voilâ.

Buyurun.

- Voilâ le Mexicain. - Qu'est-ce qu'il foutait?

Artık geri dönmek için çok geç.

Voilâ le sien, et elle s'est arrangée pour qu'on ait celui d'â côté. PROS DE L'IMMO

Şurası onun, tam yanındakini de bizim alabilmemiz için ayarlamış.

Voilâ le centre d'accueil.

Burası toplama evi.

Voilâ vos chiottes, les gars.

Bu sizin tuvalet kovanız millet.

Voilâ le papier.

Bu da kağıdınız.

Voilâ Cochrane, F. E., Armée des E.U.

Bu Cochrane, F.E. albay, Amerikan Ordusu.

- Voilâ votre thé, mon colonel.

- Çayınız, albay. - Teşekkür ederim.

Voilâ ton billet de car.

İşte otobüs biletin.

Voilâ le naze en petits dessous.

Hey, bakın, iç çamaşırı giyen inek gelmiş.

Voilâ ce qu'on pensait faire.

Biz böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.

- Voilâ 100 dollars.

- Al 100 kağıt.

Voilâ le baron.

İşte baron.

Voilâ Armand Duval!

Armand, evladım.

- Voilâ ta chambre improvisée.

İşte odan.

Voilâ.

Sen benim Jim'imsin, ben de senin

- Voilâ ton inhalation.

- İşte.

Voilâ pourquoi nous sommes ici, et...

Silahlarınızı atın!

Voilâ comment Rome punit les lâches!

Roma, korkakları cezalandırır mı?

- Voilâ l'enfant.

- İşte çocuk bu.

Allez, serre bien tes doigts. Voilâ.

Hadi, parmaklarını sıkı tut.