English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Volume

Volume translate Turkish

1,206 parallel translation
Augmente le volume de ton sonotone, papi.
O zaman işitme cihazın sesini açsan iyi olur, moruk.
Baissez un peu le volume.
Sesinizi azıcık kısarsanız...
La procédure d'atterrissage requiert un volume significatif d'énergie.
Bildiğiniz gibi, Kaptan, iniş işlemi önemli miktarda güç ister.
Quel volume de nourriture consommez-vous par semaine?
Ailecek haftalık ne kadar yiyecek tüketiyorsunuz?
" Socrate Seth volume un volume deux
" Sokrates. Set. Cilt bir, cilt iki...
"et volume trois."
"ve cilt üç."
Le volume de la musique, l'air conditionné dans la voiture?
Müzik setinin sesi mi, arabandaki havalandırma mı?
On paie le même travail pour moitié moins de volume.
Yarısı kadar üretim miktarı için aynı sayıda işçiye ücret ödüyoruz.
Ca voudrait dire davantage de volume pour le combustible, sans augmentation de la masse.
Daha uzun yapmak roketin kütlesini fazla artırmazsak yakıt hacmini artırmamızı sağlar.
Des murs de 30 cm de béton, c'est important quand votre voisin regarde du sport le volume sonore à fond.
Yan komşunuz yüksek sesle yarışma programları seyrederken 30 santimetrelik duvar kalınlığı önemli oluyor.
Ed. Sexuelle, Volume Un, ou...
İşletme planı mı?
Mais on m'a dit que je pouvais écouter la radio à volume raisonnable entre 9 h et 11 h...
Ama bana saat 9 : 00'dan 11 : 00'e kadar makul seviyede bir sesle... radyo dinleyebileceğim söylendi.
Montez le volume.
üziğin sesini yükseltin!
Il faudra surveiller le bouton du volume.
Sadece ses düğmesine dikkat etmeniz gerek.
Gardez le moral haut et le volume bas.
Şimdi çeneni dik tut ve... müziğin sesini kıs, tamam mı?
Le volume de ventes a augmenté considérablement.
Liberty Oaddesindeki depoyla. İthalatımız dramatik biçimde arttı.
Du premier au cinquième volume.
1 ila 5. Ciltler.
- Son volume courant est bon.
- Soluk hacmi iyi.
Ça donne du volume.
Dolgunluk vermiş.
Je signe des transactions de ce volume trois fois par semaine.
Haftada birkaç kez o miktarların altına imza atıyorum.
" Volume
" Ses
Vous ne pourriez pas baisser le volume?
Çocuklar biraz sessiz olabilir misiniz?
Vous êtes à 10, mettez le volume sur 2.
Siz 10'dasınız. 2 daha iyi olurdu.
On va s'agrandir, doubler de volume d'ici un an.
Muhasebecilerimiz büyümemizi istiyorlar. Seneye iki kat büyüyeceğiz.
À température constante... le volume d'un gaz varie inversement à sa pression.
Boyle kanunu der ki, sabit bir sıcaklıkta ideal hapsedilmiş bir gazın hacmi, basınçla ters orantılı değişir.
Si un plongeur, en apnée à 30 mètres... le reste en remontant à 3 mètres... les gaz quadruplent de volume.
Der ki, eğer bir dalgıç, nefesini 100 fitte tutarsa ve 10 fite yükselirken tutmaya devam ederse ciğerlerindeki gaz 4 kat artar.
Quel volume de ventes avez-vous réalisé l'an dernier? En gros?
Geçen yılkı satışlarınız hakkında bilgi almamın bir sakıncası var mı?
Je peux les ramener en arrière pour leur donner plus de volume.
Onu geriye tarayabilirim, daha yoğun görünür.
- Beau volume.
Ne kadar geniş bir dükkan.
Un micro parabolique à volume réglable activé par la voix.
Hareketli ses, parabolik mikrofon ile yüksek kazançlı gürültü emici.
Fréquence 14, volume courant 600 à 100 % de FI-O2.
AC 1 4, soluk hacmi 600, % 1 00 Fl-O2.
AC de 14.800 de volume courant.
Soluk hacmi AC 14.800.
Bonne aspiration et bon volume courant.
NIF ve soluk hacmi iyi.
Volume à 90 cc...
Tidal volum 90 cc.
Respirateur? Volume courtant : 700.
- Solunum cihazı ayarları?
Volume!
Çabuk ses ver ses!
Le rapport entre le volume de la sphère et celui du cube est... "
"Dairenin hacminin küpün hacmine oranı..."
Volume idéal.
Mükemmel desibel.
XTC, Apple Venus Volume 2!
XTC, Apple Venus Volume 2!
Si tu veux qu'il nous entende, il faut monter le volume.
Bizi duymasını istiyorsan sesi yükseltmelisin.
- Dis, Carl, tu peux monter le volume.
Hey, Carl, arabanın radyosunu aç.
Le révérend a trois fois le volume sanguin normal qui irrigue son cerveau.
Bu sayede Peder Orison'un beyninde normal bir insanınkinden... üç kat fazla kan pompalanıyor.
Jadis, la trépanation était pratiquée par certains saints hommes pour augmenter leur volume sanguin.
Yüzyıllar önce Peru'da, And DAğları'nda, kutsal kişilerin kan müktarını arttırmak için kafatası kemiklerinin bir bölümünü çıkarırlarmış. Ya da kafataslarında delikler açarlarmış.
Ce n'est pas ce que cela dit. C'est le volume sur "Le Libre Peut Voir les Sorcières." Nous devons rester libres pour reconnaître l'ennemi.
Eğer onu zamanından alıp, 200 yıl sonraya götürsen, tankların nasıl manevra yapacakları konusunda fikri olur mu?
un bouton de volume.
Ses düğmesi.
Afin d'honorer ma mémoire, ils relieraient en un volume leurs essais sur John Donne.
Adıma hürmeten, John Donne hakkındaki denemelerini... bir araya getirirlerdi.
Tu peux pas baisser le volume de ta pseudo-musique?
Şu saçma saçan şeyi kapatsan olmaz mı?
Le volume est là.
- Ses yan tarafta.
Question de volume!
Yumuşak yatak!
DrJacobs, le volume est colossal.
- Çok büyük miktarlardan bahsediyoruz.
Je vais monter le volume.
Sesini açayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]