Translate.vc / French → Turkish / Voudrais
Voudrais translate Turkish
29,740 parallel translation
"Je t'aime à la folie" "Je voudrais danser de joie"
# Sırılsıklam aşığım ben # # Sevinçten dans etmek istiyorum #
M. Rory, voudrais-tu m'accompagner pour une petite mission?
Bay Rory, ufak bir takım görevinde bana... -... eşlik etmek ister misiniz?
Je voudrais faire de vous un mentor dans mon programme d'assistance.
Bu programda senin de bir danışman olmanı istiyorum.
Je voudrais que vous passiez au poste répondre à quelques questions.
Sorgulama için gelmenizi istiyorum.
SURI : J'ai pensé que tu voudrais le savoir de suite.
Bunu bilmen gerektiğini düşündüm.
Je ne voudrais jamais endommager votre si beau cerveau.
O güzel zihninize asla zarar vermek istemem.
Peut-être que tu voudrais t'en charger.
- Bunu almak isteyebilirsin.
Qui voudrais-tu que je fusse?
Kimsin sen? Kim olmamı istiyorsun?
Je voudrais que tu me parles de l'avis d'expulsion qu'on a eu du bureau du shérif alors qu'on paye notre loyer.
Şerif Departmanı'ndan gelen tahliye bildirisini açıklamanı umuyorum çünkü kiramızı ödüyoruz.
Les gens, je voudrais que vous rencontreriez quelqu'un.
- Merhaba. Çocuklar, tanışmanızı istediğim biri var.
Tu voudrais que je fasse quoi?
Ne yapmamı istiyorsun?
Je voudrais la répandre comme du beurre.
O kızın kestanesini çizmek isterim.
Pourquoi je "voudrais" voir ça?
Neden bunu görmek "isteyeyim"?
Pourquoi je voudrais gâcher ta photo?
Ne diye andaç fotoğrafını mahvetmek isteyeyim ki?
Je ne voudrais le manquer pour rien au monde.
Hayatta kaçırmam.
Fido, voudrais-tu...?
Fido, rica etsem...?
Je pensais que tu ne le voudrais pas.
- Bunu istemezsin diye düşündüm.
Tu voudrais bien ne pas pointer ça sur moi?
- Silahı bana doğrultmaz mısın?
Que voudrais-tu que je fasse?
Ne yapmamı isterdin?
Je voudrais vous présenter quelqu'un.
Başkomserim. Biriyle tanışmanızı istiyorum.
Et je lui dit que si on a un fils, je voudrais le nommer d'après son père.
Ona, bir oğlumuz olursa, Ona babasından sonra isim vermek istiyorum.
"Pourquoi voudrais-tu accabler un pauvre enfant avec un nom comme ça?"
"Neden istemek istersiniz Böyle bir ismi olan zavallı bir çocuğu eyer misin?"
le genre que je... je voudrais être. "
Bu tür... umduğum gibi. "
Voudrais-tu un tiers
O zaman sen de akmeşenin
Et je voudrais lui montrer ces plans.
O eskizleri de göstereceğim. Listeye bakabilir miyim?
Et bien, je me voudrais mettre moi-même en place avec quelques designers.
Bazı yeni tasarımcılarla çalışırdım. Kendi markamı yaratırdım.
J'ai pensé que tu voudrais venir.
Gelmek istersin diye düşünmüştüm.
j'ai le sentiment que ça peut-être notre opportunité, et avec tout ce que nous avons traversé ces derniers mois, je voudrais que tu me dises pourquoi est ce qu'on attend?
Fırsatımız gelmiş olabilir gibi hissediyorum. Ve son birkaç aydır yaşadıklarımızı düşününce neyi bekliyoruz ki biz söylesene?
Pourquoi es ce que je voudrais détruire le net?
Neden interneti yok etmek isteyeyim ki?
Maintenant je voudrais prendre un moment pour remercier ceux qui m'ont soutenu, pour tout leur dur travail.
Seçmenlerime çabaları için teşekkür etmek istiyorum.
Et je ne voudrais jamais marcher sur les plates-bandes de professionnels, mais une bonne répartition des masses et des densités des boîtes dans le camion de déménagement pourrait faire faire des économies à l'entreprise de déménagement sous forme de diminution de la consommation d'essence.
- Profesyonellere ayak bağı olmayı kesinlikle istemem ama büyüklük ve kalınlığın doğru dürüst dağılımı, nakliyat şirketinin benzin anlamında işini oldukça kolaylaştıracağını düşünüyorum.
Si tu avais un jour tenu à moi, alors tu voudrais le faire.
Eğer bana değer verdiysen öldürürsün.
Ce discours impromptu que vous avez donné durant la dernière crise de la ville a obtenu une forte attention des gens, et il y a quelque chose dont je voudrais vous parler.
Şehirdeki kriz sırasında yaptığınız doğaçlama konuşma birçok insanın dikkatini çekti. Ve sizinle konuşmak istediğim bir konu var.
Pourquoi je voudrais aller faire un bingo?
- Ne halt yemeye Tombala'ya gitmek isteyeyim ki?
Est-ce que tu voudrais pas construire tout de suite un bureau avec ton pote?
Şey inşa etmeye ne dersin... Tam şu anda dostunla birlikte bir veranda inşa etmeye?
Je ne voudrais pas qu'elle te quitte pour un autre.
Çünkü onu başka bir adama kaybettiğini görmek istemiyorum.
Les amis, je voudrais qu'on revienne sur ce problème qui freine tout le processus.
Üç. Millet, hepimizin istediği süreci engelleyen bir durumdan bahsetmek istiyorum.
Je voudrais ouvrir la discussion, entendre vos idées, comment vous voyez les choses.
Konuyu sizlere açıp insanların fikirlerini ve neler yapılabileceğiyle ilgili düşüncelerini duymak istiyorum.
Tu sais... Si t'as terminé je voudrais parler aux nuages.
Yani, seninki bittiyse ben de bulutlarla konuşabilir miyim?
Si t'as fini, je voudrais parler aux nuages.
Bittiyse, ben de bulutlarla konuşacaktım.
Et je voudrais que cela reste ainsi. Je vous fais confiance avec notre plus gros secret.
En büyük sırrımız konusunda sana güveniyorum.
Je ne voudrais pas faire capoter les progrès que nous avons fait.
İlerlememizi engellemesini hiç istemiyorum.
D'abord, on dit "voudrais", ensuite, non, tu ne peux pas, on pourrait donner des poux à maman.
İlk olarak bunların hepsi palavra. İkinci olarak da hayır yatamazsın çünkü bitleri annemize bulaştırmak istemeyiz.
Donc, si j'étais le bon gars, tu voudrais m'épouser.
Yani doğru adam olsaydım, benimle evlenirdin.
Tu le voudrais?
- Peki ya sen? Evlenir misin?
Voudrais-tu?
- Peki ya sen?
Qu'est ce que tu voudrais?
Ne istersin?
Je voudrais bien, mais là je suis à New York.
Ben de çok isterim dostum ama şu anda New York'tayım.
Je voudrais juste aider nos amis.
Arkadaşlarımıza yardım etmek istiyorum sadece.
Bon... Peut-être voudrais-tu appeler ta mère.
Belki sen de anneni arasan iyi olur.
Et qu'est-ce que tu voudrais?
Ne istersin peki?