Translate.vc / French → Turkish / Voyeur
Voyeur translate Turkish
315 parallel translation
Je dirai à ce Sidney Kidd que je suis écrivain, pas voyeur!
Sidney Kidd'le konuşacağım. Ben bir yazarım... Sosyete dedikoducusu değilim.
Tashiro, rappelle-toi que tu es un super voyeur, un pro.
Tashiro, duyduğuma göre röntgencilik hikâyeleri anlatmakta iyiymişsin.
- Un voyeur?
Röntgencilik mi?
Va fourrer ton nez ailleurs, voyeur!
Burnunu bu arabadan uzak tut Tom! Pis röntgenci bu insanlara inanamıyorum.
- Espèce de voyeur! - Répète voir!
Dikizci!
LE VOYEUR
RÖNTGENCİ
Vous vous rappelez quand elle a appelé pour le voyeur, vous savez qui c'était?
Hani şu röntgenci için de aramıştı hatırlıyor musun, kimdi?
Un peu voyeur, si j'ose dire.
Ayrıca biraz röntgenci.
C'est une sorte de voyeur, et nous sommes ses poupées... ses jouets.
O bir çeşit röntgenci, bizse onun kuklaları oyuncaklarıyız.
Veuillez agréer, etc... Ken Voyeur. "
Saygılar ve saire, Ken Dikizci.
La lettre de M. Voyeur spécifiait très... excusez-moi.
Bay Dikizci'nin mektubunda açıkça... Affedersiniz.
Le premier voyeur électronique...
İlk elektronik röntgenci olmuş demek.
Je suis votre voisin le voyeur!
Röntgenci? Çok affedersin!
J'appelle ça "l'art voyeur".
Ve sonra buna röntgencilik sanatı diye ad taktım.
Les Confessions de Jon le Voyeur.
Dikizci Jon'un itirafları.
Sale voyeur!
Adi namussuz herif!
Non, sûrement un voyeur.
Hadi be sende. Birisi bizi dikizliyordur o kadar.
Tu es voyeur ou quoi?
Sen nesin, sapik mi? Sakin ol.
Oja en fit un voyeur.
Ama Oja onu bir dikizciye çevirmişti.
Len Hanky. Pédicure, voyeur, satyre.
Len Hanky, el ve ayak hastalıkları uzmanı, röntgenci, tavukçu.
Dégueulasse! Voyeur!
Seni dikizci herif!
Puis je pense qu'un télescope pointé sur autre chose que les étoiles... est une violation de la vie privée et que l'observateur n'est qu'un voyeur et il y a des lois contre ça.
İkincisi, yıldızlar dışında herhangi bir yere yöneltilen teleskoplar özel hayatın ihlalidir ve bakanlara da röntgenci denir. Buna karşı da kanunlar var.
C'est un cochon de voyeur!
Tam bir baş belası. Camlardan milleti gözetliyor.
Le voyeur honteux est généralement un Conservateur.
Şimdi, suçluluk hisseden röntgenciler genelde politik olarak tutucudurlar.
Un pervers. Un voyeur.
Sapık, röntgenci olacaksın.
- Sykes n'est pas un voyeur.
Hayır, Sykes röntgenci değil.
- C'est peut-être un voyeur?
- Ne bu böyle, röntgenci filan mı?
Moose est voyeur, et moi, exhibitionniste.
Moose röntgencidir ben ise teşhirciyim.
On a découvert un voyeur, les gars!
Görünüşe göre röntgenci bir kedimiz var beyler!
Notre homme... bien que voyeur... aime se faire remarquer.
Our man, Her şekilde, gizliden bile olsa, Farkedilmeyi seviyor.
Et tu es un voyeur.
Ve bir röntgencisin.
C'est un voyeur.
O bir röntgenci!
- Je suis naturellement voyeur.
- Hiç te değil. Ben doğuştan röntgenciyim.
Dégage, sale petit voyeur.
Çık dışarı, seni küçük röntgenci.
Oui, je sais parce que je connais l'identité du voyeur masqué de l'Allée des Amoureux,
Biliyorum, çünkü Lovers'Lane Röntgencisinin gerçek kimliğini biliyorum.
Peut-être que ce type est un voyeur.
Belki de bu herif röntgenci falandır.
Maudit matou voyeur.
Pis bir röntgencisin.
Dis-moi, pourquoi joues-tu au voyeur?
Neden söylesene?
Un voyeur!
Bir röntgenci.
On a un voyeur en série.
Bu adam bir seri röntgenci.
Un ongle de pied n'a rien de rien, mais quand on l'arrachera lentement du corps du voyeur avec des pinces à épiler rouillées, les matées seront vengées!
Ayak tırnağı ufak bir şey gibi görünebilir, Ama bir röntgencinin bedeninden paslı bir kıskaçla yavaşça soyulduğunda... O zaman röntgenlenenler için adalet yerini bulmuş olacak!
Le voyeur est encore à l'œuvre.
Röntgenci hala mahalleyi turluyor.
Cette histoire de voyeur gâche ma vie conjugale.
Bu röntgenci meselesi evliliğimi mahvediyor.
Le voyeur ne vient pas.
Röntgenci gelmiyor.
Le voyeur! Le voyeur!
Röntgenci!
Oh, chéri! C'était gentil de passer pour le voyeur pour me faire plaisir.
Hayatım sırf benim moralimi düzeltmek için röntgenci gibi davranman çok hoştu.
Hier, quand tu étais aux soins intensifs, le vrai voyeur m'a enfin matée.
Dün gece, Sen yoğun bakımdayken, Nihayet gerçek röntgenci tarafından röntgenlendim.
C'est sûrement un voyeur.
- Hayır.
On a un voyeur.
Hey, bir seyircimiz var. İçeri alsana.
L'écrivain est un voyeur par excellence.
Bu durumdan nefret etmeye başladım artık.
- Le voyeur!
İşte orada!