English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Walmart

Walmart translate Turkish

124 parallel translation
Qu'est-ce que tu veux? T'es encore à chercher de la bijouterie à fondre? Tu m'as jamais donné que ce truc de supermarché.
Eritecek başka takı bekleme çünkü bana tek verdiğin, Walmart tan alınmışa benzeyen o şeydi.
Si je suis à la caisse du supermarché, je fais le même rêve.
Gerçekten mi? Walmart'ta kasa önündeyken ben de tıpkı öyle hissediyorum.
Il l'emmenait à tous ces concours, mais ne travaillait pas. Je devais travailler nuit et jour pour joindre les deux bouts.
O Theresa'yı, tüm o yarışmalara götürürken adam gibi bir işte çalışmadığı için ben gündüzleri, cam eşya fabrikasında geceleri de Walmart'ta çalışmak zorundaydım.
Plusieurs années après cette controverse, les sacs Kathy Lee étaient fabriqués en Chine par des ouvriers payés 3 sous de l'heure.
Walmart tartışmasından yıllarca sonra Kathy Lee el çantaları saatte üç saat ödenen işçiler tarafından hala yapılıyordu.
Et je vais aller jusqu'à Walmart et me prendre un petit pain aux raisins.
Sonra Wal-Mart'a gideceğim. Kek kalıplarında indirim varmış.
On allait au Walmart, on mangeait au Chilis.
Ailelerimiz burada büyüdü. Şuradaki Wal-Mart'dan alışveriş yaptık. Şuradaki Chilis'den yedik.
C'est comme la Black Friday à Walmart.
Aynen. Walmart'taki Black Friday gibi.
Comme Dick Cheney quand il était employé à WalMart.
Tıpkı Dick Cheney'nin Wal-Mart süpermarketinde insanları karşıladğı gibi.
Y a des bonnes choses à venir. à déchirer votre papier bon marché en espérant avoir une pipe.
İyi şeyler geliyor, yoldalar. Bu Noel sabahı değil ve siz de kafeinle dolu değilsiniz. Mikserin sarılı olduğu o ucuz WalMart ambalajı gibi yırtıp açmayacaksınız.
Walmart, General Motors et Exxon sont plus puissantes économiquement que l'Arabie Saoudite, la Pologne, la Norvège, l'Afrique du Sud, la Finlande, l'Indonésie et beaucoup d'autres.
Wallmart, General Motors ve Exxon, ekonomik olarak Suudi Arabistan, Polonya, Norveç, Güney Afrika, Finlandiya, Endonezya ve daha pek çok ülkeden daha güçlüdür.
A un niveau plus subtil, quand Walmart s'installe dans une petite ville et force les petites boutiques à fermer car incapable de rivaliser, une zone floue émerge.
Daha ince düşünecek olursak, Walmart küçük bir kasabada şube açıp küçük esnafın iş yapamaz hale gelmesi ve dükkanı kapatmasına sebep olması halinde belirsiz bir durum ortaya çıkar.
Car que fait Walmart de proprement mauvais?
Walmart'ın burada yanlış yaptığı ne var?
- Hé, va donc à Walmart, voir s'ils peuvent s'occuper de toi pendant que tu guéris.
- Yırtma şansın yok, Wall-Mart'a git. Bak bakalım orada yatınca kimse sana yardım ediyor mu?
Allez au supermarché, ils en auront peut-être.
Neden Walmart'a bakmıyorsun? Belki orada vardır.
On en a débusqué quelques-uns. Bank of America, Citibank, Walmart, Winn Dixie, Proctor Gamble, McDonnell Douglas,
Bildiğimizi söyleyebileceklerim Bank of America, Citibank, Wal-Mart, Winn-Dixie, Proctor Gamble, McDonnell Douglas, Hershey, Nestlé, ATT, Southwestern Bell, Ameritech, American Express...
J'ai travaillé 18 ans chez Walmart et je me donnais à fond.
Wal-Mart'ta 18 yıl çalıştım ve onlara her şeyimi verdim.
Walmart a souscrit plus de 350 000 contrats d'assurance vie sur leurs employés.
Oysaki sonunda, Wal-Mart, işçi birliklerindeki 350.000'den fazla hayat sigortalı kişiyi işten çıkarttı.
La femme de Paul a quitté son travail à Walmart pour pouvoir élever ses deux enfants.
Paul'ün karısı LaDonna Wal-Mart'ın pastane bölümündeki işinden ayrıldı, böylece evdeki iki çocuğuyla ilgilenme fırsatı buldu.
J'ai dû payer 100 000 $ à l'hôpital, plus 6 000 $ pour les obsèques. Walmart n'a pas proposé un centime.
100.000 dolardan fazla bir sağlık faturasıyla, 6.000 dolarlık cenaze masrafıyla, karşı karşıya kaldım ve Wal-Mart tek kuruş yardım teklifinde bulunmadı.
Walmart ne souscrit plus de polices au nom de ses "collaborateurs".
Wall Mart artık çalışanlarına ölü andaval sözleşmesi satın almıyor. Ama onlara hala "ortaklar" diyor.
À Auchan?
... Walmart'tan alabilir miyim?
Vous le trouverez chez Wal-Mart, Target, Cosco et bien sûr, le single est déjà téléchargeable sur iTunes.
Albüme Walmart, Target, Cosco'dan ulaşabilirsiniz. Single da iTunes'dan indirilebiliniyor.
En vente maintenant à Walmart.
Walmart'da satılıyor.
- En vente maintenant à Walmart.
- Walmart'da satılıyor.
Quand on le voit, on devine que à § a en vaut la peine. Ma mà ¨ re a essayà © tellement de rà © gimes.
Annem Walmart raflarında gördüğü herşeyi, ve televizyonda gördüğü herşeyi, diyet olarak deniyordu.
On ne travaille pas vraiment dans un magasin, ici.
- Walmart Marketin'de çalışmıyoruz. Baştan çıkartma bu durumun ayrılmaz bir parçası, ayrıca burada ne halt ettiğini sanıyorsun sen?
Ça ne sera pas facile, vu que... seules les équipes de secours sont autorisées à en avoir.
Bunun için sadece acil servislere izin verdiklerinden, kolay olmayacak Walmart'ta satılsa
Eh bien, si je pouvais l'acheter chez Walmart, je ne serais pas là, hein?
Sana ihtiyacım olmazdı, di mi?
Je suis allée dans trois magasins avant de trouver d'autres chocolats.
Sanırım çikolatalı tavşan bulana kadar üç Walmart mağazasına gittim.
Allez à Walmart et vérifier par vous-même.
Walmarta git ve kendin bir göz at.
Ils ont des cadres à 4 sous au mur.
Duvara asılı Walmart sanatları var.
Au moins, ce sera pas un supermarché.
En azından Walmart inşa etmeyecekler.
Je suis allée au supermarché Walmart, un de ceux qui ont le restaurant Subway à l'intérieur. J'avais décidé d'acheter un sandwich de boulettes de viande.
O gün Walmart's gitmiştim, bir Subway sandöviçi aldım ve dedim ki, bu köfteyi yiyeceğim.
Elle m'a dit "Promets-moi que tu ne vas pas manger quelque chose venant de Walmart."
Bana Walmart'tan bir şey yemeyeceğine söz ver dedi.
Chez moi, il y a une fille employée chez Walmart.
Bizim orada, Wal Mart'ta çalışan bir kız vardı.
Ta famille t'a acheté cette veste en hard-discount?
N'aber Craig? Senin... Ailen sana o ceketi Walmart'tan mı aldı Kmart'tan mı?
Ils sont Wal-Mart, vous êtes Ben et Chon.
Onlar Walmart, siz Ben ve Chon'sunuz.
On ne fait pas chier Wal-Mart.
Walmart'ı kızdırmayın.
Mais regardez ce vieux sac miracle de chez Walmart. Il n'a même pas peur.
Ama bir de Miracle Mart çantaya bak, korkmuyor bile. "
Mais regardez ce bon vieux sac Walmart, il n'a même pas peur.
Ama bir de eski Miracle Mart çantasına bak, korkmuyor bile ".
- Walmart.
- Wal-Mart.
Tu viens à Walmart avec moi.
- Süpermarkete gidiyorum ve senin de benimle gelmeni istiyorum. - Anne.
Puisque WalMart aurait été furieux contre eux.
Çünkü bu WalMart ile aralarını bozardı.
Alors, quoi, les leviathans investissent chez les parents?
Leviathanlar küçük dükkanları Walmart'a mı çevirecekler?
C'est pour cette soirée que j'ai renoncé au poste d'assistant directeur à Walmart il y a six ans, pour être entraîneur de lycée, ce soir.
Bu gece Walmart'ta neden müdür yardımcısı olmayı reddettiğimi göstermek için buradasınız. Lisede basketbol koçu olmak için.
On peut même plus bouger à Walmart sans heurter un gros con en scooter.
Motorlu scooter süren biri tarafından ezilmeden artık Walmart'ta dolaşamıyorsun bile.
J'ai beaucoup réfléchi sur ce que tu as dit.
Walmart'ta söylediklerini epey bir düşündüm.
Walmart se fout pas mal des gens.
Wal-Mart sizi önemsemiyor.
Ça marchera jamais.
Walmart'ta satamazsın.
À ce moment-là j'ai reçu un appel de Mme.
Sonra Walmart'tayken Bayan Esselstyn'den bir telefon aldım.
- Walmart.
- Walmart'a.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]