Translate.vc / French → Turkish / Whisper
Whisper translate Turkish
65 parallel translation
Murmurent dans le jardin
Whisper through the garden
À cause de cet amour Je suis devenu voyou l whisper in her little ear What beautiful eyes you have
Bu büyük aşk beni mecnuna çevirdi Kulağına usulca fısıldadım,'Ne güzel gözlerin var'diye
l whisper in her little ear What pretty hair you have
Kulağına usulca fısıldadım,'Saçların ne güzel'diye
l whisper in her little ear What a pretty blouse you have
Kulağına usulca fısıldadım,'Bluzun ne güzel'diye
So this great love of mine turned me into a hooligan l whisper in her little ear What a nice skirt you have
Bu büyük aşk beni mecnuna çevirdi Kulağına usulca fısıldadım,'Eteğin ne güzel'diye
l whisper in her little ear Let's go to the movies
Kulağına usulca fısıldadım,'Başka bir filme gidelim'diye
Whisper.
Fısıltı.
Whisper!
Fısıltı!
Whisper...
Fısıltı...
Doucement, Whisper, doucement.
Yavaş Fısıltı, yavaş yavaş.
Parle-moi à l'oreille Je me mets en quatre pour mes amis
C'mon whisper what it is you want You ain't never had a friend like me.
"Une famille se baignait, et le lac s'est mis à bouillir."
Bir aile Whisper Gölü'nde yüzerken göl aniden kaynamaya başlamış.
Alors nous avons décidé de placer le vase contenant toutes ses âmes dans l'une de nos galeries des soupirs oû elles ne connaîtraient jamais la solitude.
Daha sonra Ralga ruh aygıtının, asla yalnız olmayacakları bir yere Whisper Galerilerimizden birine yerleştirilmesine karar verildi.
Vous voulez que je chante Careless Whisper ou Lady in Red?
"Careless whisper" ı mı söylememi istersiniz? Yoksa "Lady in Red" i mi?
Choisissons Careless Whisper.
"Careless Whisper"'ı seçtiğimizi söyleyeceğim.
"Je fais mine de te dire un secret... pour que Jake le croie, ce qui le poussera à se confesser... révélant ainsi un lourd secret. et confirmant ainsi tout ce que je t'ai murmuré."
"I'm pretending to whisper so Jake thinks I'm telling you a secret, and will confess revealing a secret and confirming everything I whispered in your ear."
Whisper! "
'Whisper'
- Bethany Whisper.
Bethany Whisper.
Bethany Whisper.
- Bethany Whisper.
J'ai fait une nouvelle pub pour la lingerie Bethany Whisper.
Bethany Whisper iç çamaşırı reklâmı için birkaç resim çektirmiştim. - Bir dergide görmüş.
Dr. Bethany Whisper.
Dr. Bethany Whisper.
On a Bethany Whisper dans notre vestinaire.
Sessiz olun. Bethany Whisper soyunma odamıza gelmiş.
Si j'entends les mots Bethany Whisper encore une fois - -
Bethany Whisper lafını duyarsam...
J'ai monté "Whisper".
Ben Whisper'a bindim.
" Stars shining bright above you night breezes seem to whisper
Yıldızlar senin üzerinde parlarlar, gece esintisi,
The wind would whisper and l'd think of you
Rüzgâr fısıldıyordu, ben seni düşünüyordum.
# Oh, whisper me words
Bana kelimeler fısılda.
"Whisper." Aucune accusation. - Elle est là?
Adı adı Erica Carr, nam-ı diğer "Fısıltı".
Je déteste éventer la surprise, Whisper, mais c'est une urgence. D'ac... cord.
Şey, Size bunu söylemek istemezdim, kimse duymasın, ama bu acil bir durum.
Cheval, chuchoter.
Horse Whisper... Horse Whisperer...
Tugz se planque et pour passer à l'action, Whisper doit avoir une raison. Tugz a tailladé sa cousine, ça devrait suffire.
Thugs engel çıkarabilirdi ama Whisper ne olursa olsun buna karşı gelecekti
C'est lui? Oui, c'est Whisper.
Bu o mu?
Voici le Whisper Drive, le sous-marin à propulsion silencieux.
Fısıltı Sürüşü adında bir sessiz denizaltı yürütme sistemi.
Les Chinois vont payer cinq fois plus pour le Whisper Drive.
- Anladık, tamam. - Hadi ama! Çinliler Fısıltı Sürüşü için beş kat daha fazla ödeyecektir.
I feel your whisper across the sea
Fısıltını denizin karşısından duyuyorum
On a donné des concerts au Whisper Lounge en échange de restes de tapas.
Tapas artığına karşılık Whisper Lounge'de çalışıyoruz.
♪ I want whisper in my ear ♪
♪ I want whisper in my ear ♪
♪ A little closer ♪ ♪ Wanna whisper in your ear ♪ ♪ Make it clear ♪
Bir yıldız olacaksın ve mezun olup, ilk Grammy'ni kazandığında şahane kakao bebekler yapacağız.
L'équipement du vieux a fonctionné comme prévu. Ouais c'était marrant. Ça m'a permis de mettre la barre plus haute que mon vieux ne l'a jamais fait.
Evet, whisper, bana verdiği şeylerden en iyisi buydu sanırım.
♪ in the morning whisper words so sweet ♪
# Fısıltıların sabah sabah çok daha güzel #
Alors j'ai gardé un oeil sur Whisper A'Daire. Une des grands chefs d'Intergang.
O yüzden Istergang'ın üst teğmenlerinden Whisper A'Daire'yi gözetliyordum.
Mais ils ne répondent pas.
Fakat tepki vermiyorlar. İstediğiniz gibi, Çirkin ve Whisper Işığın yolundan sapanlara yaşayan birer örnek uyarı oldular.
Wanna whisper in your ear
* Fısıldamak istiyorum kulağına *
It started with a whisper
* Bir fısıltıyla başladı önce *
It started with a whisper and that was when I kissed her
* Bir fısıltıyla başladı önce * * Ama onu öptüğümde anda *
- It started with a whisper
* Bir fısıltıyla başladı önce * * Herkes konuşur, herkes konuşur *
Pouvez vous entendre les Whisper Men?
Fısıldayan Adamları duyuyor musun?
Les Whisper Men sont proches.
Fısıldayan Adamlar çok yakında.
Si vous entendez les Whisper Men Alors, arrêtez de les écouter.
Eğer Fısıldayan Adamları duyuyorsan kulağını başka yöne çevir.
3, 4... every little breeze seems to whisper louise ( chaque petite brise semble chuchoter Louise ) the birds in the trees twitter louise ( les oiseaux dans les arbres gazouillent Louise ) every little rose tells me it knows ( chaque petite rose me dit ceci )
Üç, dört.
Je t'adore, Whisper.
Seni seviyorum Whisper