Translate.vc / French → Turkish / Whitaker
Whitaker translate Turkish
296 parallel translation
- Fred, Fred Whitaker.
Alo.
Général Pushkin, c'est un plaisir.
General Pushkin, tanıştığımıza sevindim. Ben Brad Whitaker.
Brad Whitaker. Je ne m'attendais pas à vous voir ici.
Sizi Tanca'da görmeyi beklemiyorduk.
Vendu 1 50 000 dollars à Brad Whitaker.
150 bin dolara Brad Whitaker'e satılmış.
Koskov et Whitaker.
Koskov ve Whitaker.
- Où est Whitaker?
- Whitaker şimdi nerede?
Il est avec Whitaker à Tanger.
Tanca'da Whitaker'la birlikte.
Brad Whitaker?
- Brad Whitaker?
On surveille Pushkin depuis qu'il a rencontré Whitaker.
Whitaker ile iki gün önce buluştuğunda Pushkin'i izledik.
- Ça, je ne sais pas. Whitaker a fait venir des échantillons, mais il n'a rien commandé.
Whitaker'ın birkaç ileri teknoloji silah örneği var ama büyük siparişi yoktur.
J'ai appelé Whitaker.
Whitaker'a telefon ettim.
Whitaker est au rez-de-chaussée, Koskov dans une chambre en haut.
Whitaker zemin katta. Koskov, üst katta bir odada.
Vous êtes fini.
İşin bitti, Whitaker.
Whitaker m'a retenu des semaines.
Whitaker, beni burada haftalarca tuttu.
Une copie de l'Almanach Whitaker, qui a fourni à Holmes la clé du code dans La Vallée de la peur.
Whitaker Almanağının bir kopyası, Holmes'a Korku Vadisindeki... gizli kodun anahtarını vermişti.
Je dà © teste La nuque de Forest Whitaker.
Sipariş ver!
Neuf. Un, deux et voilà neuf.
Forest Whitaker'ın boynunun arkasından nefret ediyorum.
Oublie Whitaker, appelle Clyde et mets-le au courant
Viteker iŞini iptal et ve...
Vous êtes Whitaker Berman?
Siz Whitaker Berman mısınız?
Oui, je sais qu'on achève les chevaux.
Evet, biliyorum Bay Whitaker, atları vururlar.
Whitaker, espèce de con, je suis la déesse dorée de la télévision!
Oh, Whitaker, seni salak, Ben televizyonun altın kraliçesiyim!
M. Whitaker, vous demandez la garde partagée.
Bay Whittaker, ortak velayet istiyorsunuz.
M. Whitaker... n'est ni père naturel, ni légal. Le mot "père" est ici totalement hors de propos.
Bay Whittaker ne hukuki ne de doğal baba olmadığına göre... kendisini çocuğun babası olarak tanıtması kesinlikle çok yanlış.
Dans un souci de clarté, le terme désignant M. Whitaker sera "garde d'enfant", lors de la procédure.
Karışıklığa yol açmamak için duruşmalar sırasında Bay Whittaker'a bakıcı denmesini uygun buluyorum.
M. Whitaker, avez-vous vécu cinq ans avec un certain Eric Walker?
Bay Whittaker, beş yıl boyunca Eric Walker adında biriyle yaşadınız mı?
M. Whitaker, le 8 octobre dernier, vous êtes-vous rendu à un club nommé... "Tabouret Tournant"?
Bay Whittaker, geçen yıl Ekim ayının sekizinde, Santa Monica'daki "Otur ve Dön" isimli bir gece kulübüne gittiniz mi?
Mlle Reynolds, vous accorderez à M. Whitaker une visite à Sam ce dimanche.
Bayan Reynolds, Bay Whittaker'ın bu pazar Sam'i görmesine izin vereceksiniz
M. Whitaker, je connais votre attachement profond à cet enfant.
Bay Whittaker, bu çocuğa nasıl kalpten bağlı olduğunuzu biliyorum.
- Vanessa Whitaker.
- Evet o Vanessa Whitaker.
Sa photo était dans le bureau de Whitaker.
Resmi Whitaker'ın ofisindeydi.
La commission reconnaît Madame le député Whitaker.
Komite kongre üyesi Whitaker'ı hatırlıyordur.
- C'est Vanessa Whitaker.
Evet o Vanessa Whitaker.
- Mme le député Whitaker.
Kongre üyesi Whitaker!
Madame le député Whitaker, je vous conseille de ne pas perdre votre temps à chercher des extraterrestres.
Kongre üyesi Whitaker, Size vereceğim en iyi tavsiye uzaylı aramak için çok fazla enerji harcamayın.
Que savez-vous sur Mme le député Whitaker?
Kongre üyesi Whitaker'ı ne kadar tanıyorsun?
Whitaker les a pris de chez le médecin légiste.
Whitaker onları adli tabip odasından aldırdı.
Le téléphone n'arrête pas de sonner chez Whitaker.
Kongre üyesi Whitaker'ın ofisine telefonlar gelip duruyor.
- Cette histoire avec Whitaker.
Bütün bu kongre üyesi Whitaker olayı.
Et Whitaker enregistre mes conversations téléphoniques au boulot.
- Burada garip olan başka birşey var. Whitaker benim iş yerindeki konuşmalarımı dinlemiş.
Whitaker a quelque chose à voir avec Tess.
Belki de Whitaker'ın Tess olayıyla ilgisi vardır.
Retiens Whitaker pendant que Michael cherche.
Michael Whitaker'ın ofisini ararken burada olduğuna emin ol.
Isabel, voici Mme le député Whitaker.
Oh, Isabel, Bu kongre üyesi Whitaker.
- Dans ton fichier chez Whitaker.
- Whitaker'ın ofisindeki dosyandan.
Si tu ne travailles pas avec elle, pourquoi a-t-elle des photos de toi?
Eğer Whitaker'la çalışmıyorsan elinde neden senin resimlerin ve belgelerin var? Neden seni izliyor?
C'était Whitaker.
Whitaker'dı.
Isabel, voici Mme Whitaker, du Congrès.
Isabel bu Kongre Üyesi Whitaker.
Whitaker est concerné?
- Whitaker'ı kullanarak mı?
Tu t'occupes du dossier Whitaker?
- Lois, bugün Şu Viteker iŞini yapmak ister misin?
Merci, M. Whitaker.
Teşekkürler, Bay Whitaker.
C'était Whitaker au téléphone.
Telefondaki Whitaker'dı.
Une Peau, comme Whitaker.
O bir uzaylı.