Translate.vc / French → Turkish / Worthy
Worthy translate Turkish
51 parallel translation
Il passe à Worthy qui passe à Magic qui renvoie à Worthy.
Worthy'e pasını verdi, ondan AC'ye, sonra Magic'e,..... sonra tekrar Worthy'ye.
James Worthy est une star...
James Worthy bir yıIdız.
Worthy, Briggs, verrouillez le hall d'entrée.
Worthy, Briggs, girişin güvenliğini alın.
- Vous connaissez James Worthy?
- James, seni görmek güzel.
M. James Worthy. Comme toujours, le commentateur des Mets, Kevin Daniels.
Ve her zamanki gibi, New York Mets'in radyo spikeri...
Regarde James Worthy en train de t'écouter.
- Burada James Worthy senin konuşmanı dinliyor.
James Worthy. Ce mec a une tête comme un melon.
James Worthy denen herifin kafası kavun gibiydi.
Le cercle des écrivains de Midsomer Worthy.
Bu oteli on yıl önce satın aldım.
Le cercle des écrivains de Midsomer Worthy. - En a-t-il parlé? - Il a dit qu'il allait les voir.
Bu oyunu da şu anda içinde bulunduğum bir soruşturma adına izlemem gerekiyor.
Que faisait-il avant d'arriver à Midsomer Worthy?
Gavin? İnanamıyorum!
Je l'ai emmenée à Midsomer Worthy.
Bilmek de istemiyorum.
Quand il était avec Gerald Hadleigh à Midsomer Worthy.
- Anlat. Bir sürü kesik var. Ama hiçbirisi derin değil.
Mais, mais Worthy, James Worthy, il nous a sauvé.
ama Worthy... James Worthy, O bizi kurtardı.
- Une ancienne Miss, Paige Worthy.
Eski bir Iowa güzeli. Adı Paige Worthy.
Si elle ne pouvait pas marcher, on l'a portée.
Paige Worthy buradan çıkıp gidemezdi,... yani belki de taşındı.
Mais c'est pas le visage de Paige.
Ama yüz Paige Worthy'ye uymuyor.
Paige Worthy?
Paige Worthy?
Si Paige n'était jamais là, Lita a dû tout acheter. Mais elle sortait jamais!
Eğer Paige Worthy haftalardır burada değilse,... bu yemeği Lita almış olmalı,... ama Lita daireden hiç çıkmadı.
- On a des infos sur Mary Worth.
Mary Worthy hakkında daha çok bilgi aldık. O bir rahibeymiş.
There just hasn't been a T-shirt-worthy scandal depuis que Winona a ses problèmes.
Winona'nın düştüğü durumdan beri tişörtlere geçecek bir skandal olmamıştı.
En civil dans une voiture de police. DÉCÉDÉ - GEORGE ARTHUR WORTHY
Polis arabasında gizli çalışma çok aptalca.
George Arthur Worthy. RAPPORT D'AUTOPSIE
George Arthur Worthy.
Oui, mais ce nom, Worthy.
Evet, ama adı, Worthy.
Tu as vu? Worthy.
Bunu görmüş müydün?
Je m'en souviens de...
Şeyden hatırlıyor... Worthy.
Worthy.
İşte orada.
Tu vois?
Worthy. Gördün mü?
George Arthur Worthy.
George Arthur Worthy.
Qui est George Worthy, pourquoi tu regardes son dossier?
George Worthy kim ve neden bu dosyaya bakıyorsun?
♪ I thought there was no paved street worthy ♪
# Kusursuz İskandinav ayakların için #
Mais étrangement digne?
- Ama Strange-Worthy'mi?
Accusé d'association de malfaiteurs pour crimes commis avec Carlton I. Worthy.
Carlton I. Worthy'yle birlikte birçok suça teşebbüs suçuyla yargılanıyor.
Worthy est un roi du casino qui donne dans le jeu et la prostitution.
Worthy kumar ve fuhuşla ilgisi olan bir kumarhane kodamanı.
C'est les affaires. Vous devriez vous attaquer à Carlton Worthy.
Siz neden şu Carlton Worthy denen herifi kovalamıyorsunuz?
Je suis M. Worthy.
Ben Bay Worthy.
J'ai étudié les affaires de Worthy en Floride.
Worthy'nin Florida'daki otellerine bakıyordum.
Mon assurance contre Worthy, toutes ses transactions illégales.
Worthy'ye karşı sigortam. Son 2 yılda yaptığı bütün yasadışı işlemler.
Le comptable de l'hôtel de Worthy en Floride.
Worthy'nin Florida'daki otelinin muhasebecisi.
Deacon a découvert que tu volais du fric à Worthy.
Deacon Worthy'den çaldığını anlamıştı.
Worthy se fiche que la fille soit prise dans les feux croisés.
Kızın çapraz ateşte kalıp kalmaması Worthy'nin umurunda değil.
Inspecteur Riley, vous voulez arrêter Pratt et Worthy.
Ve Dedektif Riley. Sen de Pratt ve Worthy'yi tutuklamak istiyorsun.
Vous allez devoir vous contenter de Ray et laisser partir Worthy.
Ama sadece Ray'i alıp Worthy'nin gitmesine izin vereceksin.
Worthy peut partir.
Worthy gidebilir.
La police a arrêté Carlton Worthy et ses hommes au pont G.W.
NYPD Carlton Worthy ve adamlarını George Washington Köprüsü'nde yakaladı.
À Worthy.
Top Worthy.
- Salut, Roy.
- Hepinizin tanıdığı James Worthy.
Notre invité, de l'équipe championne des Lakers :
efsane Lakers takımından Bay James Worthy.
On rentre à Midsomer Worthy, et je conduis.
- Gel hadi.
- Je ne sais pas.
- Yemin ederim bilmiyorum Bay Worthy.
Worthy avait raison.
Worthy haklıydı.