Translate.vc / French → Turkish / Yasuko
Yasuko translate Turkish
84 parallel translation
Koji, Yasuko...
Koji, Yasuko.
Yasuko!
Yasuko!
YASUKO KAWAKAMI
YASUKO KAWAKAMI
- Yasuko ÔNO
- Yasuko ONO
La nièce, Yasuko :
Yeğen Yasuko :
Yasuko y passera sûrement.
Yasuko oradaki ofisime gelecekti.
Yasuko, l'incendie arrive, on va se réfugier à l'usine, vite...
Yasuko, yangın yayılıyor. Hadi dayının fabrikasına gidelim!
Yasuko ressemble tant à sa mère, ta soeur aînée.
Annen Yasuko'yu kız kardeşinin gençlik hali sanıyor.
Une fois Yasuko mariée, on va se sentir bien seuls.
Yasuko gittikten sonra yalnız kalacağız.
Yasuko n'a pas subi l'Éclair, elle n'était pas là.
Karımın ve benim aksine, Yasuko bombadan uzaktaydı.
Le garçon était attaché à Yasuko, mais la famille a préféré la santé à la beauté.
Damat adayı Yasuko'dan hoşlandı ama ailesi sağlık önemli dedi.
Pourtant, Yasuko n'a eu que la pluie noire.
Ama... Yasuko yalnızca siyah yağmurda yürümüş.
Yasuko est comme notre fille, nous devons la marier.
Onun velisi olarak, ona bir damat bulmak zorundayız.
Je le joindrai à celui de Yasuko, cela fera un document irréfutable sur nous trois.
Onunkiyle birlikte ailemizin doğru düzgün bir kaydını tutacağız.
Un prétendant pour Yasuko?
Müstakbel damat mı?
J'ai demandé après MIle Yasuko à ma tante.
Yasuko'nun adresini bana halam verdi.
T'as beau dire, Yasuko, c'est une fille de riches, c'est pour ça que tu l'aides.
Yasuko zengin bir toprak sahibinin yeğeni. Haliyle ona yardım etmek istiyorsun.
Yasuko semble plus heureuse qu'avant.
Yasuko ondan hoşlanıyor gibi.
Oui, Yasuko.
Yasuko.
Yasuko?
Yasuko mu?
Yasuko à peine mise au monde, elle est morte, ça fait déjà 25 ans...
Yasuko doğduktan kısa bir süre sonra öldü. 25 yıl oldu.
Yasuko, je t'aime.
Yasuko... Seni seviyorum.
Surpris, il a dû parler de Yasuko...
Gerçeği söylemek zorundaydı.
Mais la pauvre Yasuko, être ainsi traitée...
Yasuko'nun alay konusu olduğunu görmek beni çok üzüyor.
Ainsi donc, ils n'ont cessé de s'informer de droite à gauche.
Yasuko hakkında etraftan bilgi topluyor.
Je ne nie pas que Yasuko ait reçu la pluie noire, mais dire qu'elle était à l'épicentre, ça non!
Yasuko'nın üzerine siyah yağmur yağdı. Bu doğru. Ama o zaman Hiroşima'da değildi.
La mère de Yasuko?
Yasuko'nun annesi?
Pourquoi les projets de mariage de Yasuko sont tous voués à l'échec?
Söylesene, görümce. Yasuko neden....... evlenemiyor?
Surtout, pèlerinage sur la tombe... ainsi, les projets aboutiront.
Aile mezarlığını ziyaret et. O zaman Yasuko evlenir.
En laissant Yasuko, ta soeur a dû souffrir énormément.
Kız kardeşin ölürken, Yasuko için çok endişelenmiş.
Alors, le mariage de Yasuko, tu t'en moques?
Yasuko'yu evlendirmekten vazgeçmek mi istiyorsun?
Je n'ai jamais rencontré ta soeur... mais parfois, Yasuko... m'apparaît comme ma belle-soeur.
Kız kardeşini görme şansım olmadı hiç. Bazen sanki Yasuko'yu görümcem gibi görüyorum.
Takeo, c'est ta soeur Yasuko.
Takeo, dayın ve ablanla tanış.
Je voudrais... ma femme et moi voudrions... que Yasuko revienne ici.
Rica ediyorum... Karımla konuştum. Yasuko'yu geri istiyoruz.
Ecoutez... ma femme et moi formons avec Yasuko une communauté de destins, forgée par l'éclair-qui-tue.
Dinle... Yasuko, karım ve ben bomba yüzünden ortak bir kaderi paylaşıyoruz.
Takamaru... laissez-nous garder Yasuko, comme avant.
Takamaru... Lütfen ona bakmama izin ver. Bizde kalmasına izin ver.
Yasuko, avale ça. Toi aussi.
Yasuko, sen de yemelisin.
Moi, c'est Yasuko. Lâchez-moi!
Bırak beni.
Shokichi... l'enquête sur Yasuko, si c'est ça qui t'ennuie, t'en fais pas.
Shokichi... Yasuko hakkında araştırma yaptığın için üzülme sakın.
Elle a tant à faire avec sa belle-mère et Yasuko.
Kaynanası ve Yasuko için çok kaygılanıyordu.
L'histoire de Yasuko vous a bien perturbés, excusez-nous.
Görünüşe bakılırsa, senin canını sıktık. Özür dilerim.
Yasuko et moi avons recopié nos journaux intimes.
Yasuko'nun ve benim günlüğümü kopyaladım.
Cette fois, s'il y a projet de mariage, je veux qu'on les lise. Yasuko a reçu la pluie noire, mais c'est tout, elle va bien.
İleride bir damat olursa önce bunları okumasına izin ver böylece siyah yağmurun ona hiçbir şey yapmadığını bilirler.
Je suis vraiment bonne à rien, je vous ennuie, Yasuko et toi.
Hiç iyi değilim. Kimseye bir faydam yok. Sana ve Yasuko'ya bu kadar sorun çıkardığım için üzgünüm.
Yasuko...
Yasuko...
Yasuko lui a tourné la tête.
Yasuko onunla evlenir mi?
Vous la donner?
Yasuko'yu mu istiyor?
Vous pensez peut-être que Yasuko ne pourra se marier à cause de l'Éclair, et vous avez tout inventé.
Ya da belki... Yasuko'nun münasip bir evlilik yapmaya uygun olmadığını düşünüyorsun? Ve bu sorunu çözdün.
Peux-tu comprendre Yasuko?
Yasuko'nun ne hissettiğini biliyor musun?
Lui refuser de fréquenter Yasuko, ce serait injuste.
Belki de kabul etmeliyiz. Onun hatırı için.
Vous vous trompez.
Hayır. Ben Yasuko'yum.