Translate.vc / French → Turkish / Água
Água translate Turkish
75 parallel translation
Eh bien, alors, buvons à Agua Caliente, à la Saint Sylvestre.
Tamam o halde yılbaşı gecesi Agua Caliente'de olmaya.
Nous avançons vers l'entrée du Canyon d'Agua Dulce.
Agua Dulce Kanyonunun ağzındaki... batı duvarının içlerine ilerliyoruz.
Il y a un endroit que je connais, Agua Caliente.
Bence doğuya gidelim. Bildiğim bir yer var, Agua Caliente.
Voici Agua Caliente.
Şurası Agua Caliente.
Et aussi Escobas, Randado, Guerra et Agua Nueva, puis demi-tour et me revoilà.
Ayrıca Escobas, Randado, Guerra ve Agua Nueva ve sonra geri dönüp gelecek.
Chat de gouttière nous attend à Agua Dulce.
Sokak Kedisi bizi Agua Dulce'da bekleyecek.
J'envoie quelqu'un à Agua Dulce pour les attendre.
Onları beklemesi için birini Agua Dulce'ya gönderiyorum.
Agua Verde est la ville la plus proche, à 3 jours d'ici.
Sanırım en yakın yer Agua Verde. Üç günlük mesafe.
Agua Verde.
Agua Verde.
Il y a quoi à Agua Verde?
Agua Verde'de ne var?
S'ils sont à Agua Verde, c'est pour ça.
Eğer Agua Verde'delerse, bunu deneyeceklerdir.
S'ils sont à Agua Verde, ils auront vu Mapache.
Agua Verde'delerse, Mapache'yle görüşmüşlerdir.
À Agua Verde, ou avant.
Agua Verde ya da öncesi.
Envoyez des hommes à leur rencontre.
Adamlarını al ve Agua Verde yoluna götür.
Le Général vous attend à Agua Verde.
General Agua Verde'de sizinle buluşmak için bekliyor.
On retourne à Agua Verde.
Agua Verde'ye gidelim.
De agua caliente.
Daha sıcak. Zatürre olabilir bunun yüzünden.
Diego Emanuel, 13 ans, père inconnu, parc Agua Branca, exact?
Diego Emanuel, yaş : 13, anne adı : Marcelino dos Anjos, baba adı : bilinmiyor.
Je pars pour Caracas, ma femme, pour Miami, et toi, mon vieil ami, pour Agua Prieta, où même un Mexicain se sentirait seul.
Ben Karakas'a karım Miami'ye ve sen sevgili dostum, Meksikalıların bile kendini yalnız hissettiği Agua Prieta'ya.
Oui, Peter. A Agua Dulce, des coups de feu ont éclaté... peu après 14 h 30, heure locale. Le président a été évacué.
Evet, Agua Dulce şehrinde yerel saatle 14.30'u biraz geçe silahlı çatışma başladığında, Başkan hızlı bir şekilde olay yerinden uzaklaştırıldı.
- On prépare de l'Agua de Valencia.
Valensiya Suyu hazırlıyoruz. Valensiya Suyu, iyi fikir!
Elle est top, cette Agua de Valencia.
Bu Valensiya Suyu çok güzelmiş.
Une Agua de Valencia?
- Bir bardak Valensiya Suyu?
C'est pas l'Agua de Valencia!
- Bakarız...
Je vais chercher de l'agua.
Sıvıya ihtiyacım var!
L'époque la plus heureuse de ma vie fut mon enfance avec mes soeurs à Ojo de Agua.
Ojo de Agua'da, kız kardeşlerimle geçirdiğim çocukluğumdan daha mutlu bir an aklıma gelmiyor.
J'ai l'impression de gâcher ma vie á Ojo de Agua.
Hayatımı, Ojo de Agua'da harcıyormuşum gibi geliyor.
C'est un grand honneur de vous avoir ici, á Ojo de Agua.
Ojo de Agua'da olmanız büyük bir onur.
Tu es de retour! Mon père parlait du filon Agua Mesa.
Babam Agua Mesa maden damarını bulduğunu söyledi.
Le filon Agua Mesa.
Agua Mesa damarı.
Agua la vista, chéri!
Agua la vista yavrum!
"Agua" _
Böyle.
Pas mal, mais je n'étais pas là pour ça.
Agua, su anlamında. Şirin.
Pour le 11, avenue Del Agua.
11, Avenida del Agua.
Agua.
Aaah.
Un petit rappel en temps de sécheresse pour conserver la agua.
Su tasarruf etmeniz için günlük susuzluk hatırlatıcınız burada.
Tiens, bois de l'agua fría.
Al, biraz agua fria iç.
Il y a un endroit que je connais, Agua Caliente.
Agua Caliente denen bildiğim bir yer var.
Voici Agua Caliente.
Agua Caliente.
Le véhicule appartient à Mary Anne Kelly sur Agua Dulce.
Kamyonet Agua Dulce'den Mary Anne Kelly adına kayıtlı.
Vous cherchez agua? - Il s'agit d'une orange? - Mm-hm.
Portakal mı bu?
- Il y avait des lumières dans l'eau?
Eran luces en el agua?
Agua con azucar.
"Su..." "... şekerli. "
Agua-tec-ture.
Aguatecture.
Je te dis que j'ai pas d'agua.
Suyum yok!
Pardon, agua.
Özür dilerim. Agua.
Il faut indemniser les Tiguas... Les Choctaws, les Chippewas et les Aguas Calientes.
Tigualar, Choctawlar, Chippewalar ve Agua Calientelere tazminat ödeyebiliriz.
Il y a des années, toute cette vallée était recouverte d'agua.
Yıllar önce bütün bu vadi suyla kaplıydı.
Mme Montoya, puis-je avoir un verre de agua, por favor? Sí, claro.
Bayan Montoya, bir bardak su alabilir miyim?
Je me souviens d'une autre, une fille a Agua Nueva.
Agua Nueva'da bir kız varmış.
Y tienen agua, por favor?
Su alabilir miyim?