English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Âmes

Âmes translate Turkish

3,158 parallel translation
C'est une cérémonie Hmong traditionnelle qui est supposée rappeler les âmes des enfants.
Çocuğun ruhunu geri çağırmayı amaçlayan geleneksel bir Hmong seremonisi.
Des âmes qui veulent vivre alors qu'elles devraient partir.
Ruhlar gitmeleri gerektiğinde hayatta kalmaya ısrar ediyorlar.
Leurs souvenirs sont gravés dans sa peau, rejoignant la marque des autres âmes qu'il a pris.
Anıları onun derisine işlendi, aldığı diğer ruhlara karıştı.
Les condamnés sont des gens avec des coeurs et des âmes, que vous choisissiez d'avouer ou pas.
Mahkûmlarda kalbi ve ruhu olan insanlandır, bunu görmemezlikten gelsenizde, gelmesenizde.
Ceci implique la sorcellerie et la dévoration d'âmes.
Akla büyüyü ve ruhları çalmayı getiriyor.
Des âmes sœurs.
Ruh ikiziydiniz.
Je peux lire au fond de vos âmes.
Sizin içinizi görüyorum ben.
"L'union triomphante d'âmes disparates, qui ne sont plus divisées, comme les russes et les polonais."
"Zaferle birleşen apayrı ruhlar artık asla bölünemez." "Ruslar ile Polonyalılar gibi."
Et Dieu ait pitié de vos misérables âmes de prisonnier si l'un de vous renifle l'idée de vous faire la belle.
Eğer böyle olmaya devam etmek isterseniz Tanrı sizin sefil ruhunuza merhamet etsin.
il s'avère que les suceurs d'âmes comme Greg Norbert n'ont pas de profondeurs cachés, Jannie.
Greg Norbert için bu işi yapmış olduk, Jeannie.
" Je n'avais jamais cru aux âmes soeurs avant de te rencontrer.
"Seninle tanışana dek bir ruh eşim olduğuna inanmazdım."
Que Dieu ait pitié de vos âmes.
Tanrı ruhlarınıza merhamet göstersin.
La magnifique âme, âmes, en harmonie avec notre petite réunion des plus fins esprits, tout à fait les plus fins, le meilleur des jeunes écrivains, artistes...
Güzel ruh, ruhlar bizim küçük, hassas aklımızla uyum içinde ve genç yazarlar gerçekten çok iyi. Sanatçılar...
Que pensiez-vous que nous faisions, comparer nos magnifiques âmes?
Bizim güzel ruhlarımızı sence ne karşılaştırdı?
Le mangeur de bateau. Dieu des fantômes... Guide des âmes de la rivière...
Kara yılan, tekne yiyen, ruhların tanrısı, nehir ruhlarının çobanı.
Guide des âmes de la rivière... Dieu des fantômes... Rends-nous cette âme perdue.
Nehir ruhlarının çobanı, ruhların tanrısı kaybettiğimiz kişiyi bize geri getir.
... Si nous sommes esclaves de notre envie pour le sang, si nous laissons notre faim prendre le pouvoir et surpasser notre décence la plus élémentaire, nous vouons nos âmes à la damnation.
... kan tutkumuzun esiri olursak güce olan açlığımızın müşterek ahlakımızın önüne geçmesine izin verirsek ruhlarımızı lanetlenmeye mahkum ederiz.
C'est au moins 1000 âmes qui seront sauvées, mes soeurs et frères.
Bu en az 1000 ruh, kurtulacak demek kardeşlerim!
Le "qui shen", le spectre, est une des créatures les plus dangereuses de tous les royaumes connues... un suceur d'âmes.
Qui shen, yani karabasan bilinen tüm diyarlardaki en tehlikeli mahluklardan biridir - Bir ruh emici.
Ce sont les voix des âmes piégées qui essaient de s'échapper.
Bunlar kaçmak için çırpınan tutsak ruhların sesi.
Je prefère monstre suceur d'âmes.
Ruh emici canavarı tercih ederim.
Et aveugles dans l'obscurité alors que nos âmes s'observaient J'ai regardé dans ton cœur et je t'ai vu pur et entier
Ve kör karanlıkta ruhlarımız birbirini seyrederken yüreğine baktım ve seni gördüm, saf ve bütün
Des âmes.
Adam.
LE CATHARISME, UNE FORME DISPARUE DU CHRISTIANISME, NE CROYAIT NI AU PARADIS NI À L'ENFER, MAIS AU FAIT QUE LES ÂMES ATTEIGNAIENT LA PURETÉ
Katharizm, cennet ve cehennem inancı yerine ruhların arınması için reenkarnasyona inanılan Hristiyanlığın nesli tükenmiş bir formudur.
Toi et Ben êtes des âmes soeurs.
Ben ve sen ruh ikizisiniz.
Tu penses que nous sommes des âmes soeurs?
Ruh ikizi olduğumuzu mu düşünüyorsun?
Le "Fremont" a coulé, toutes les 200 âmes à bord d'elle
Fremont, üzerinde 200 kişiyle birlikte battı.
Père Saint, médecin des âmes et des corps, qui as envoyé ton Fils unique, notre Seigneur Jésus-Christ, pour nous racheter de la mort, soigne ta servante...
Ulu tanrım, bedenimizin ve ruhumuzun doktoru kullarının hastalıklarını iyileştirmesi için bize efendimiz İsa Mesih'i gönderdin.
Ecoute, c'est... mes parents, ils partagent le mariage parfait... 30 ans et ils sont encore amoureux. Ce sont des âmes sœurs.
Bak, bu... ailemin mükemmel bir evliliği vardı... 30 yıldır evliler ve hala birbirlerine aşıklar.
tous les démons de la classe 4 pour sauver leurs âmes Muninn.
2 / D sınıfındaki bütün şeytanları öldürmem gerekiyordu. Bu onların ruhlarını kurtarmak içindi. Muninn.
Est-ce que les animaux ont des âmes?
Hayvanların ruhları var mı?
C'est comme s'il pouvait voir dans nos âmes
Sanki ruhumuzun derinliklerine iniyorlar.
Nous n'étions pas amoureux, nous n'étions pas des âmes-soeurs. mais, tu sais, nous étions bien ensemble pendant un temps.
Ruh eşi değildik, aşık da değildik ama bir süre de olsa iyi uyum sağlamıştık.
Dans ma culture, nous croyions que lorsque vous mourrez votre esprit doit escalader une montagne, en transportant les âmes de tous ceux que vous avez blessé dans votre vie.
Benim kültürümde, öldüğünde ruhunun, hayatın boyunca mağdur ettiğin insanların ruhunu taşıyarak,... bir dağı tırmandığına inanırız.
Mais je dois faire face aux âmes de ceux que j'ai lésés.
Ancak mağdur ettiklerimin ruhlarıyla yüzleşmeliyim.
C'est vrai, on est deux âmes soeurs.
Bak şu işe, kader ortağı çıktık.
176 âmes.
176 kişi.
Il y a des choses beaucoup plus vieilles que des âmes au purgatoire.
Bu şeyler Purgatory'daki ruhlardan daha yaşlı.
Ce sont des âmes fragiles.
- Ruhları hassastır.
Peut-être que le son de la planète est influencé par les sept milliards d'âmes qui vrombissent autour, chacune produisant sa propre musique, ajoutant leur propre harmonie.
Belki de gezegenimizin sesi etrafında dönen 7 milyar ruhun yarattığı müziklerden ve açığa çıkardıkları harmoniden etkileniyordur.
Il y a tant de petites âmes qui ont besoin de notre aide.
Dışarıda yardım edebileceğimiz o kadar çok küçük can var ki.
Oh, très chère, pauvres âmes.
Zavallılar.
Il a dit que vous et lui étiez des âmes sœurs.
Birbirinize benzediğinizi söylerdi.
Je pense vraiment qu'ils sont des âmes sœurs.
Ruh eşleriymiş gibi hissediyorum.
"Voici le temps où les âmes sont éprouvées."
"Bunlar, insanların ruhlarını sınayan zamanlardır."
Si tu en as après des âmes, je peux te donner un million d'âmes.
Eğer ruh istiyorsan sana milyonlarca verebilirim.
Nous gardons les âmes au Paradis.
Biz ruhların cennetteki koruyucularıyız.
Dieu est dans nos cœurs et dans nos âmes.
Allah'ı kalbimizde, ruhumuzda taşırız.
Josh, il y a 120 âmes sur ce bateau à cet instant.
Josh, şu anda gemide 120 can var.
Mais le père était si croyant toujours à essayer de venir en aide aux âmes perdues, même à celles aussi noires que celle de cet homme
Ama peder, çok güvenirdi. Her kayıp ruhu kurtarmaya çalışırdı bu kadar karanlık bir ruhu olan adamı bile.
Je veux dire, Bryan et moi nous avons des âmes identiques.
Yani, Bryan'la benim ruhlarımız aynı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]