Translate.vc / French → Turkish / Élias
Élias translate Turkish
811 parallel translation
J'ai ramené trois hommes de la bande à Elias.
Elias'tan üç adam daha getirdim.
Où sont les trois hommes de Elias?
Elias'ın üç adamı nerede?
Et les hommes d'Elias?
Peki, ya Elias'ın adamları?
Elias Wakefield.
Elias Wakefield.
Dieu soit loué!
Elias! Buna inanamıyorum!
Elias est là.
Elias geldi!
Et le petit Eli qui est presqu un homme.
Ah canım Elias. Ve küçük Elia!
J'ai dit à Elias que ce garçon devrait aller à l'école.
Eli'a çocuğun, alfabeyi öğrenmesi gerektiğini söylüyorum.
Arrête!
Elias! Bekle!
Reviens, Elias!
Geri dön, Elias!
J'ai toujours rêvé qu'on s'associe en affaires, Elias.
Sen ve benim, bir iş ortağı olmamızın her zaman hayalini kurardım.
Mon arrière-grand-père, Elias Witley.
Bu benim büyük-büyükbabam, Elias Witley.
Il était là tout à l'heure avec Erika.
Ben de işten yeni geliyorum, Bayan Elias. Erika ile birlikte buradaydı.
Toujours pas, madame Elias.
Onu dünden beri görmedim, Bayan Elias.
Si tu le connaissais...
Elias Hannah! Kayınbiraderimi tanımazsın sen!
Où est Elias Danko?
Nasıl ortadan kaybolabilir?
Blau, Madame Elias, les enfants, les bagages, le rabbin...
Mittelmann... çocuklar... bavul... bağırışlar...
- Ce sont de maudits bandits!
- Elias isminde bir haydutun pis domuzu bu.
Au général Elias?
Onları Elias'mı alıyor?
Mon Dieu... notre grand général est célèbre aux Etats-Unis!
Vay canına? demek büyük haydut Elias, Amerika'da bile tanınıyor, bunu duyduğuma sevindim.
Le voilà le général Elias, il m'a donné une médaille.
Bu bizim büyük Elias'ımız. Bir keresinde onun için savaştım diye bana madalya verdi.
Il ne sait pas que les armes on nous les paie. Il croit qu'on en fait cadeau pour la révolution.
Silahları para için satacağımızı bilmiyor, Tanrı için Elias'ın işinde çalıştığını sanıyor.
Vive la révolution!
Yaşasın Elias...
D'abord on livre les armes à Elias puis on ira à San Miguel!
Silahları Elias'a ulaştırmalıyız. Sonra San Miguel'e gideriz.
Le général Elias m'a dit " Vieux, va à la maison,
Komutanım dedi ki, "Asker, elinden geleni yaptın" sonra bana para verdi ve eve yolladı.
Avec ma bande on tue des soldats... on vole des armes à l'armée pour les donner au général.
Çocuklarla her zamanki gibi düşman peşindeyiz. Silah ve cephane topluyoruz, çok silahımız var ve hepsini Elias'a vereceğiz.
Très bien, Elias en a besoin.
Memnun oldum. Elias'ın hepsine ihtiyacı var.
Comme Chuncho, on prend les armes pour la révolution.
Chuncho ile aynı fikirdeyim, düşmandan silahları alıp Elias'a veriyoruz.
- Il travaille pour Elias.
- Dostumuz Elias için çalışıyor o.
L'argent nous attend au camp du général Elias!
Paralar bizi bekliyor.
Le général Elias en a plus besoin que nous.
Boşver şimdi. Elias bu silahları bizden daha iyi değerlendirirdi.
Va savoir si le général verra jamais ces armes.
Kim bilir? Düşündüm de, Elias bu silahları görmese daha iyi.
- Il attend ces armes... - Je sais.
- Elias'ın o silahlara ihtiyacı var.
Nous n'allons pas chez Elias, c'est trop risqué.
Elias'ın yerine şimdi gidemeyiz, çok riskli, görülebiliriz.
Il y a un endroit moins dangereux.
Elias'tan paramızı alabileceğimiz daha tehlikesiz bir yer daha var.
Tu voulais pas voir le chef?
Elias'la buluşmak istemiyorsun demek.
Les hommes d'Elias!
Oh Bakın...
Chuncho, mais pourquoi Il n'y en qu'un?
Chuncho! Elias'ın adamı geliyor.
Maintenant il faut aller au camp.
- Ne hoş, şimdi Elias'a gitmeliyiz, bu doğru.
Tu pouvais partir et prendre l'argent des armes.
İlerlemek gibi mesela. Elias'a gidip tüfekleri teslim etsek paramızı alsak iyi olmaz mı?
Le camp n'est pas loin.
Elias'ın kampı buradan epey uzakta.
J'ai une mitrailleuse.
Elias için makineli tüfek getirdim bir tane.
Apprends du général Elias... il achète mes armes et il ne fait pas d'histoires.
Bay Elias'tan öğrenmeliydin bunu. Silahları hiç soru sormadan alıp parasını da ödüyor.
Elias veut te parler d'abord.
Ama paranı almazdan önce Elias seni görmek istiyor.
- Merci beaucoup.
- Çok teşekkürler bay Elias.
Le général a été touché par une balle en or.
Bay Elias altın kaplama bir kurşunla vurulmuş.
Le général Elias est mort!
Bay Elias öldü.
Mais le général... pourquoi tu l'as tué?
Ama neden? Neden Elias'ı öldürdün genç?
Qui t'a amené jusqu'au général?
Seni Elias'a götüren bendim.
Je devais m'infiltrer dans une bande, j'ai passé 15 jours dans des trains chargés d'armes.
Elias'ı bulmak için bir haydut grubuna katılmalıydım. Bunun için...
Je m'appelle Elias Sandoval.
Ben Elias Sandoval.