Translate.vc / French → Turkish / Éta
Éta translate Turkish
202 parallel translation
Cet homme éta ¡ t barbou ¡ lié de rouge et je voulais le tuer!
Adam, kıpkırmızıydı ve ben onu oracıkta öldürmek istedim.
Oui, ma ¡ s c'éta ¡ t peut-être moi.
Evet. Yani, belki ben de yapmış olabilirim.
- Excusez-moi. C'éta ¡ t la télé...
Sanırım, televizyonun sesini çok açmışım.
C'éta ¡ t la télé!
Seslerin TV'den geldiğine sevindim.
J'éta ¡ s très inqu ¡ éte.
Çok endişelenmiştim.
Ia table éta! t capable d " extra! re des gens
Fritz Lang'a göre, "Masa" bir insanın en gizli tarafını ortaya çıkarabilme yeteneğine sahip.
Je pense que c " éta! t avec angela moi! na.
Sanırım, Angela Molina oynuyordu.
elle s " appela! t MagdaIena Ventura et éta!
Adı Magdelana Ventura'ymış.
Et on vous a d! t qu " elle éta! t!
Söylendiğine göre burada, Toledo'daymış.
C " éta! tjuste une phrase.
Onlar, sadece ağzımdan çıkan sözlerdi.
Tu pensais que j'éta! s un enfant malade et gâté... une mauva! se vers!
Sen, benim hasta olduğumu, ölen kardeşimin kötü bir yansıması olduğumu düşündün.
M. Spock, heure d'arrivée approximative à la colonie de Bénécia.
Mr. Spock, ETA Benecia Kolonisi.
Arrivée dans environ cinq minutes.
ETA beş dakika.
Friso arriva dans la cité d'Ea du roi Eta, fils du soleil
Frisso, güneşin oğlu Eta tarafından yönetilen Ea şehrine vardı.
Eta accueillit Friso et sacrifia à Zeus le bouc à la toison d'or, pour le remercier
Ea, Frisso'yu nezaketle karşıladı... ve Zeus'a şükranlarını sunmak için, altın koçu kurban etti.
On l'atteindra dans 5 minutes et 10 secondes.
Bulut yaklaþýyor, efendim. ETA beþ dakika, on saniye.
- Quand serons-nous à notre rendez-vous?
- Yaklaşık varış zamanımız ( ETA ) nedir?
- Deux minutes jusqu'au rendez-vous.
- Yaklaşık varış zamanımız ( ETA ) iki dakika.
I.DANILTSEV, L.TARKOVSKAIA etA.DÉMIDOVA
I. DANILTSEV L. TARKOVSKAYA, A. DEMIDOVA
La différence des E. T. A. Avec et sans correction?
Doğrulamaksızın ETA ile olan farkı belirledin mi?
ETA 30. Dans 5 mn. À vous.
ETA 35 dakika.
Je t'appelle de la Maison des Poules!
Ai Eta Pi kızlar kulübünden arıyorum.
- Tu éta ¡ s avec quelqu'un?
Hayır.
Voyons... deux attentats... ont été perpétrés ce matin par l'ETA
İzleyelim. Bu sabah ETA tarafından... iki suikast işlendi.
Bien sheriff. Mon ETA est moins de 3 minutes.
Anlaşıldı şerif. 3 dakika içinde oradayım.
Elle devrait arriver dans l'Utah dans 96 minutes.
Utah'daki ETA'ya 96 dakikadalar.
- Environ 90 secondes.
- ETA, 90 saniye.
Delta cinq-point-bravo, notre ETA dans cinq minutes.
Delta 5 Point Bravo Tahmini kalkışımız 5 dakika.
Après 48 h d'une angoisse insoutenable,
Dayanılmaz acıdan 48 saat sonra, ETA 29 yaşında birini öldürdü.
l'ETA a assassiné un homme de 29 ans, dernière victime en date du terrorisme.
Terörün son kurbanı bu genç oldu.
- Vous pouvez me dire quand?
ETA alabilir miyim?
Temps estimé : 93,7 heures.
ETA 93.7 saat.
Quelle est notre Estimation de Temps d'Arrivée?
Bizim ETA nedir?
`Et art eta'.
Et art eta.
La table éta!
" Hz.
Peut ìtre que c " éta! t un m! ro!
- Belki bazı özel alaşımlardan yapılmış bir ayna olmasıydı.
ts " ", que Ia table éta! t un m! roir dans lequel on pouva!
" Bu'Masa'tüm evreni ve tüm nesillerin yüzünü yansıtan bir aynaydı.
Berruguete éta! t trés v! eux quand!
Berruguete burayı yaparken zaten yaşlı biriymiş binayı bitirdikten birkaç gün sonra ölmüş.
Arrivée prévue dans 15 minutes.
ETA, 15.
Rentre.
Eve git. Tee h'eta.
Heure de départ : 0800 heures.
ETA 0800 saat.
On nous raconta plus tard que le fait que ce fut pendant l'année de la trêve avec l'ETA. les poussa a enterrer l'affaire et à suspendre les condamnations.
Sonradan öğrediğimize göre... aynı yıl gerçekleşen E.T.A. ateşkesi... sayesinde her şey gizlenmiş... ve bütün cezalar ertelenmişti.
- Les 30 victimes de l'ETA.
- ETA 30 genci öldürmüştü.
Ce n'était pas l'ETA.
- ETA olmayabilir.
- Alpha, bêta, gamma, delta... epsilon, zêta, êta, thêta, iota, kappa, nu... pi, rho, sigma, upsilon, phi, chi, oméga.
Alpha, beta, gamma, delta, epsilon, zeta, eta, theta, iota, kappa, lambda mu, nu, xi, omicron, pi, rho, sigma, tau, upsilon, phi, chi, psi, omega efendim!
Son pere eta / t producteur de champagne.
Babası büyük Fransız şarapçılarından biriydi.
Sa mere eta / t une r / che Amer / ca / ne en vue.
Annesi zengin, sosyetik bir Amerikalıydı.
Elle eta / t a Par / s.
Paris'e dönmüştü.
Notre depart eta / t dans tous les espr / ts, ma / s le mot ne fut prononce que le dern / erjour.
Ayrılığımızın hüznü her anımızı doldurmuştu ama yine de son günümüze kadar lafı geçmedi.
Elle eta / t tellement belle et eta / t devenue tellement sage, beaucoup plus que mo /.
Çok güzeldi ve çok sakindi. Benden çok daha güçlüydü.
Tous nos efforts eta / ent redu / ts a neant.
Bütün çabalarımız boşa çıkmıştı.