Translate.vc / French → Turkish / Évident
Évident translate Turkish
5,779 parallel translation
Et si ce n'était pas évident, moi aussi.
O kadar açık olmasa da ben de aynıyım.
Etre le Vice Président des Etats-Unis... C'est pas évident?
Birleşik Devletler Başkan yardımcısı olmak için tabii...
- C'est trop évident, il a déjà montré son antipathie pour Frank.
- Çok bariz artık Frank için hiç sempati göstermediğini de belli etti zaten.
Le problème est sous leurs yeux. C'est évident, maintenant.
konu hemen önlerinde yer almaktadır.
La plupart des habitants de ce pays ont conscience de l'influence de l'argent et de l'industrie en politique. C'est d'autant plus évident avec ce secteur en particulier.
Ben bu ülkede çoğu insan düşünmek etkisi farkında Siyaset üzerindeki para ve sanayi, ve biz gerçekten ekranda açıkça görüyoruz Özellikle bu sanayi ile.
C'est évident qu'ils le sont.
Belli ki geliyorlar.
Washington n'est pas dans celle-là. Trop évident.
Ayrıca, Washington'ın bu piramidin içinde olmadığı çok bariz.
Amy, c'est évident qu'elle ment.
Amy, resmen yalan söylüyor.
- Ça ne va pas être évident.
- Bu iş belana okuyacak.
Les signes sont plutôt évident, nan?
- Işaretler çok açıktır, değil mi? - Mm?
- Mais là, ce serait trop évident. - Le médecin.
- Çok bariz olur artık.
Parce que ça semble évident que tu l'as laissé en Ohio.
Çünkü belli ki Ohio'da bırakmışsın.
En quelque sorte. Alors, c'est évident que je t'aime, n'est-ce pas?
O zaman belli ki seni seviyor gibiyim, değil mi?
Ça montre un défaut de conception évident.
Yine de bu bariz bir tasarım kusurunu ortaya çıkardı.
La nuit du séisme, c'est devenu évident.
Girişim'in gecesinde her şey netleşti.
Oliver, John, peut-être que c'est évident, mais est-ce que l'on est sûr que ce n'est pas un piège?
Oliver, John belki bu bariz bir şeydir ama bunun bir tuzak olmadığından emin miyiz?
Depuis le jour où tu es arrivé, c'était évident que ton cœur appartenait à une autre.
Buraya ilk geldiğinden beri kalbinin başkasında olduğu belliydi.
- C'est évident.
- Çok açık.
- Absolument. - C'est évident.
- Hazırım ben.
N'est-ce pas évident?
Belli değil mi?
Tu es consciente qu'un traitement plus efficace et évident pour 324B21 serait la moelle épinière de cette enfant?
324B21 hastasının tedavisi için çocuk kemik iliğinin çok daha etkili ve doğru bir tedavi olacağını biliyor muydunuz?
Parce que je connais mon frère. Et c'est assez évident.
Çünkü ben kardeşimi tanırım ve bu çok belli oluyor.
C'est évident que vous deux avez une histoire.
Belli ki bir geçmişiniz var.
C'est assez évident qu'il t'aime Callie.
Gün gibi ortada Callie. Seni çok seviyor.
Alors il n'a jamais eu la chance d'être un père pour toi et, c'est assez évident qu'il veut l'être.
Sana babalık etme şansı olmadı. Babalık etmek istediği çok belli oluyor.
Il est évident que non.
- Belli ki değil.
Enfin, c'est un gars sympa et il a l'air bien, Mais je suis plus que prête à mettre ma vie en jeu pour ce job, c'est pas évident quand tu dois surveiller le mec censé surveiller tes arrières.
Yani o iyi biri ve iyi niyetli ama ben bu iş için hayatımı ortaya koymaya hazırım, ve arkanı kollaması gereken adamı düşünüyorken bu biraz zor.
Comment ais-je pû râter quelque chose d'aussi évident?
Bu kadar bariz bir şeyi nasıl göremedim ki?
Il bosse pour les pubs, c'est évident.
Açıkça belli ki kendisi de reklamlar için çalışıyor.
Kyle, il me parait évident que tu ne veux pas enquêter sur le principal Pc.
Kyle, bence durum çok açık. Sen, PD Müdürü'nü soruşturmamızı istemiyorsun.
Plus les jours passent, plus il devient évident qu'il n'y a pas de petites tâches pour un malade d'Alzheimer.
Zaman ilerledikçe, Bir Alzheimer hastasına iş vermenin Pek de akıllıca bir şey olmadığını göreceksiniz
Alors que les souvenirs s'effacent un par un, il devient évident que vous ne pouvez échapper à Alzheimer.
Anılar bir bir yok oldukça, Alzheimer hastalığından kaçışın mümkün olmadığı anlaşılıyor.
N'est-ce pas évident à vos yeux, Roi Horik?
Bu bariz değil mi, Kral Horik?
N'est-ce pas évident?
Bariz değil mi?
C'est évident. Ta quarantaine ne marche pas.
Bilineni belirtmek gibi olmasın ama karantinan işe yaramıyor.
Est ce évident, les sourcils?
Açık değil mi, kaşlı çocuk?
Ça semble évident qu'elle est avec le suspect.
- Şüphelinin yanında olmalı.
C'est tellement évident.
Yani çok açık değil mi?
C'est juste le choix évident. Et bien, c'est généralement ce qui se passe. Lorsque toutes les preuves pointent un suspect.
Genelde tüm deliller bir şüpheliyi işaret ettiğinde böyle olur.
- C'est évident
- Orası bariz.
Allez, c'est tellement évident
Yapmayın lütfen. Her şey ortada zaten.
- Vampire c'est évident.
- Besbelli vampir.
- Mais pourquoi? - Je pense que c'est évident.
- Bence durum ortada.
Non, c'est évident que non.
- Hayır. Belli ki anlamıyorsun.
Ça semble tellement évident maintenant.
Artık nasıl olacağını biliyoruz.
Il est évident que son père était au courant de ces bons.
Şüphesiz ki, Madison'ın babası senetlerle ilgili bir şeyler biliyordu.
N'est-ce pas évident?
Çok belli değil mi?
C'est évident, non?
Çok açık değil mi zaten?
Je ne suis pas le soldat type, c'est assez évident.
Askeriyedeki herkes gibi değilim.
C'est pas encore évident?
- Hâlâ anlamadın mı?
C'est évident, très chére.
- Nasıl para isteyebilirsin? - Bu böyledir canım.