Translate.vc / French → Turkish / Îï
Îï translate Turkish
25,344 parallel translation
II est temps de changer
Artık değişim zamanı
II nous donne un héritage
Korumaya söz verdiğimiz,
II donne tout pour sa cause initiale.
Her şeyini birincil hedefine veriyor.
II parle seul.
Tek başına konuşuyor.
II est resté seul à parler.
Tek başına konuşmaya mahkum olmuş.
II n'est pas dans leur intérêt de montrer que des milliers de gens soutiennent le général Pinochet.
Binlerce insanın General Pinochet'yi desteklediğini göstermek istemiyorlar.
II me semble que le Non l'a emporté...
Görünüşe göre, HAYIR kampanyası halk oylamasını kazanmış gibi...
C'était un casseur de code durant la Seconde Guerre mondiale.
Onun II. Dünya Savaşında şifre çözücü olduğunu anlatmış mıydım?
Une fois saignés à blanc, le chiffre Romain "II" est gravé sur leur torse.
Bayıldıktan sonra gövdelerine Romen rakamı ile iki kazınmış.
Parler de Anneaux II.
"Yüzükler İki" hakkında konuşacağız.
Ici repose le corps d'Edward II,
Buraya, İngiltere Kralı II.
Nous avons conçu l'Apple II et effectivement eu plus grandes ambitions pour l'Apple II.
Apple II'yi tasarlıyorduk... Apple II için gözümüzü çok daha yukarılara dikmiştik.
Et si mon rêve pour l'Apple II a été le premier ordinateur vente réel emballés, emballé ordinateur personnel, où il devait y avoir un passionné de matériel.
Benim Apple II için hayalim ilk gerçekten paketlenmiş bilgisayarı satmaktı. Paketlenmiş kişisel bilgisayar... Hobinizin donanım olması geremeyecekti böylece.
Alors, Mike mettre de l'argent et de se mettre et a tiré trois d'entre nous, et nous prenons cette conception a été faite avec pratiquement l'Apple II, et installée et a annoncé quelques mois plus tard
Kendisi de işe girişti ve üçümüz birlikte yola çıktık. Apple II üstünde yaptığımız bu tasarımı aldık bilgisayarları ürettik ve birkaç ay sonra West Coast Bilgisayar Fuarı'nda açıkladık.
Nous avons eu une projection de la télévision a montré que l'Apple II et a montré ses graphismes, qui sont très crus d'aujourd'hui, mais à cette époque étaient, de loin, les graphismes les plus avancés
Bir projeksiyon televizyonunda Apple II'yi gösteriyorduk... Bugün çok kaba görünen grafiklerini sergiliyorduk. Ama o zamanlar bir kişisel bilgisayarda bulunanların çok ama çok ilerisindeydi.
Lorsque nous sommes entrés dans une usine à l'époque de l'Apple II, comptable a eu l'idée d'un coût standard, sinon où serait vous définissez un coût standard et à la fin d'un trimestre, les ajuster avec une torsion.
Apple II günlerinde fabrikada üretime başlayınca muhasebecilerin standart maliyet diye bir kavramı vardı. Baştan bir standart maliyet belirliyorsunuz. Sonra üç ayın sonunda bunu yeniden ayarlıyorsunuz.
Donc, je veux dire, évidemment l'Apple II fut un succès incroyable.
Yani tabii ki Apple II büyük başarı kazandı.
Et, à ce point du temps, vous le savez, j'ai foiré pendant quelques mois, mais ce n'était pas longtemps après que je suis vraiment que si nous ne faisons pas quelque chose ici, L'Apple II a été clos.
O dönem birkaç ay kara kara düşündüm ama çok da uzun olmayan bir süre sonra bir şeyler yapmazsak Apple II'nin benzininin biteceği kafama dank eti.
J'ai couru la division Macintosh, quelqu'un d'autre a couru la division Apple II, et ainsi de suite.
Ben Macintosh bölümünü yönetiyordum. Başka biri Apple II bölümünü yönetiyordu vesaire.
Macintosh est l'avenir d'Apple, nous avions besoin de réduire les coûts de façon spectaculaire dans le domaine de l'Apple II, nous avions besoin de passer dans la région avec beaucoup plus de poids Macintosh.
Apple'ın geleceği Macintosh'tu. Apple II alanında harcamaları ciddi biçimde kısmalı Macintosh alanındaysa büyük harcamalar yapmalıydık.
II y a du grog dans Ia voiture.
Arabada içki var, hadi gelin.
II veut passer plus de temps ici.
Burada daha fazla vakit geçirmek istiyor.
J'ai trouvé du boulot et iI a dit que tu étais d'accord.
Bir iş buldum, senin de kabul ettiğini söyledi.
Ecoute, iI faut que tu l'emmènes.
Onu götürmek zorundasın.
II y a écrit "KIara".
Üstünde Klara yazıyor ama.
II est bête.
Aptal biri.
Et iI est pas beau.
Ve çirkin.
II m'a offert ce coeur, mais j'en veux pas.
Bana bu kalbi verdi ama ben istemedim.
II s'est passé quelque chose?
Bir şey mi oldu, yoksa...?
- II a beaucoup bu?
- Çok mu içti?
II n'est plus si petit que ça.
Artık kocaman oldu.
II compte venir vivre avec moi avant noël.
Noel'den önce yanıma taşınmak istiyor.
Cet enfant, fille ou garçon, affirme qu'iI ne t'aime pas.
Bu çocuk, kız ya da erkek,... seni sevmediğini söylüyor.
Et qu'iI ou elle a vu tes parties intimes.
Yine, o kız ya da erkek, senin özel yerlerini görmüş.
S'iI te plaît, raconte ce que tu m'as dit à propos du coeur.
Lütfen, kalp şeklindeki kurabiye hakkında bana söylediklerini ona da anlat.
Est-ce qu'iI t'a montré son zizi ici?
Sana pipisini burada mı gösterdi?
Qu'est-ce qu'iI a fait après t'avoir montré son zizi?
Pipisini sana gösterdikten sonra ne yaptı?
II suffit de garder un oeil sur elle.
Evet, bir gözümüz onun üstünde olsun.
II faut prévenir les autorités.
Yetkililere bildirmek zorundayız.
II est aussi en train de jouer dehors.
O da dışarıda oynuyor.
II faut qu'on parle de Klara.
Klara hakkında konuşmamız lazım.
II s'est passé une chose interdite entre enfants et adultes.
Çocuklarla yetişkinler arasında olmaması gereken bir şey olmuş.
II y a un nouveau point à l'ordre du jour.
Gündemimizde yeni bir konu var.
II pourrait y avoir plusieurs victimes.
Teorik olarak bir kaç kurban daha olabilir.
II s'est passé quelque chose?
Bir şey mi oldu?
A ton avis, qu'est-ce qu'iI pense?
Sence ne düşünüyordur?
Toi et moi, iI faut qu'on tire les choses au clair et qu'on aille voir Grethe
Seninle ben bu durumu açıklığa kavuşturmak zorundayız.
II va se calmer, tu sais bien.
Her şey yoluna girecek,... göreceksin.
II a rien fait.
O hiçbir şey yapmadı.
II est de notre devoir d'informer Ies autorités dans des cas semblables, lorsque Ia situation est aussi grave.
Bizim görevimiz,... bu gibi çok ciddi vakalarda,... konunun yetkililerini bilgilendirmektir.
A mon avis, iI n'y a plus personne ici qui doute de ce que Lucas a fait.
Sanmıyorum ki, burada Lucas'ın yaptıklarından şüphesi olan birileri olsun.