Translate.vc / French → Turkish / Ïa
Ïa translate Turkish
7,646 parallel translation
J'ai coupé Ia tête de ma femme.
Karımın kafasını uçurdum.
Pas Ia peine.
Takma kafana, dostum.
J'aimerais te parler de Ia rencontre avec Fast Frame Productions, et Ie mot magique.
Dinle, şimdi, Fast Frame Yapım buluşması hakkında konuşmak istiyorum, parola hakkında.
II faut trouver un thème plus excitant pour Ia finale.
Final için daha heyecan verici bir konu bulmayı düşünmeliyiz.
Dis-moi Ia vérité.
Harry, bana gerçeği söyle.
Ça ne t'ennuie pas que j'aie coupé Ia tête de ma femme et que je ne te l'aie pas dit?
Yani, karımın kafasını kesmemi, sana anlatmamamı sorun etmiyor musun?
Si tu ne Iui avais pas coupé Ia tête, on ne serait pas là, à faire ça.
Eğer karının kafasını uçurmasaydın, burada bu işi yapıyor olmazdık.
Sinon, on pourrait faire une émission intellectuelle avec des personnalités décédées comme Mozart ou SherIock holmes, qui critiqueraient Ie programme de Ia semaine à travers vous.
Ya da zeka içerikli bir gösteri olur, ölmüş insanlar konuk olur, Mozart ya da Sherlock Holmes, o haftanın TV programlarını senin aracılığınla yorumlarlar.
Je me demandais ce que vous penseriez de quelqu'un comme Courteney Cox pour faire Ia voyante dans une émission comme celle-ci?
Sadece merak ediyorum, başka biri, mesela Courteney Cox, böyle bir gösteride medyum olmak hakkında ne düşünürdü?
Donc tout Ie monde à notre bureau pourra Ie voir à Ia télé, et si tout se passe bien, on pourra signer ici.
Harika. Merkez ofisteki herkesin gösteriyi TV'de görme şansı olacak, ve işler yolunda giderse, anlaşmayı hemen burada yapabiliriz.
C'est de Ia voyance.
Bilirsin, medyumluk işleri.
En plus, Ia magie a des codes de conduite.
Artı, bilirsin, demek istediğim, sihrin gelenekleri vardır, bir çeşit uygulama kanunları.
II y a des choses qu'on ne peut pas faire, mais c'est dur de passer à Ia télé.
Yapmayacağın işler vardır, ama bir de, TV'ye çıkmak zordur.
On ne prend pas Ia place de Jamie oliver comme ça.
Öylece arayıp Jamie Oliver'ın yerini dolduracağını söyleyemezsin.
C'est pas comme Ia Suède, ici, Lenny.
Burası İsveç değil, Lenny.
C'est Ia Corée du Nord. La Syrie.
Burası Kuzey Kore, burası Suriye.
C'est quoi ton numéro pour Ia finale?
Pekala, Karlos, final için gösterin nedir?
Eh bien, tout ça, c'est des conneries, alors je pensais choquer Ies gens en faisant un truc différent, genre de Ia voyance.
Bilirsin, demek istediğim, tüm bu işler saçmalığın daniskası, besbelli, o yüzden ben de düşündüm ki, bilirsin, herkesi delirteyim, farklı birşey, medyum işi yapayım.
De Ia voyance?
Medyum mu?
Tu t'es débarrassé de, comment elle s'appelle, Ia cingIée?
Sonunda şu, neydi adı, çatlaktan kurtulmayı başardın, öyle mi?
résultat, ta carrière a pris fin et Ia femme de ton meilleur ami est morte.
Sonucunda, kariyerin bitti ve en iyi dostunun karısı öldü.
Honnêtement, vieux, que vas-tu faire quand elle va enlever sa culotte et te Ia jeter?
Doğru söyle, dostum, külot aşağı inip de o şey sana doğru gelmeye başlayınca ne yapacaksın, ha?
Tu n'en as pas Ia moindre idée, pas vrai?
En ufak bir fikrin bile yok, değil mi?
Tu es nerveux à cause de Ia finale, c'est ça?
Final için endişelisin, değil mi?
Envoie-moi une pensée, et j'essaie de Ia recevoir.
Neden kafama bir düşünce sokmuyorsun, ben de yakalamaya çalışayım?
Depuis assez longtemps, et Ia dernière fois, ça ne s'est pas très bien passé.
Oldukça uzun bir zaman önce, ve o sonuncusuydu, pek iyi gitmedi.
C'est un soulagement de t'entendre dire ça, parce que Ia dernière fois, Ia fille pensait plutôt que ça ne devait pas arriver.
Bunu söylemen çok rahatlatıcıydı, çünkü en son beraber olduğum kişi, bunun kesinlikle büyük bir sorun olduğuna inanıyordu.
La liste, dans Ia poche de ton pantalon.
Pantolonunun cebindeydi.
"Défauts, Ia danse."
"Olumsuz, dans."
"Aime Ia cuisine thaïlandaise."
"Tayland yemeğine bayılır."
Y a un problème à aimer Ia cuisine thaïlandaise?
Tayland yemeği sevmenin nesi yanlış?
C'est tout en bas de Ia liste.
O en sonda, Linda.
Tu as une coupe de cheveux à Ia HitIer.
Evet, hem de Hitler saçın var.
Dis-Iui que l'un offre de Ia flexibilité, et l'autre, plus de sécurité à long terme.
De ki, birinde daha fazla esneklik var, ama diğeri uzun vadede daha güvenli bir yaşam sunuyor.
II a choisi Ia comptabilité.
Kesinlikle muhasebe diyor.
Écoute, Dani, ton père ne boit pas et iI ne m'a pas dit que tu devais étudier Ia comptabilité.
Dinle, Dani, baban, o içmiyor ve bana muhasebe okuman gerektiğini de söylemedi.
- II préfère Ia communication?
- Basın bilimleri okumamı mı söyledi?
Ça fait plaisir de te voir à nouveau Ia tête haute.
Seni işinde ilerlerken görmek çok güzel.
Bien sûr, un peu d'insultes avant Ie match. Tony, espèce de magicien à Ia noix.
Evet, biraz maç öncesi sataşması, Tony, seni işe yaramaz sihirbaz.
elle taille bien Ia baguette.
Değneği harika emiyor.
On s'est croisés Ia première soirée dans Ie hall.
İlk gece temsilci salonunda karşılaştık.
Je vais envoyer Ia sphère spirituelle au hasard dans Ia mer des cerveaux.
Ruh küresini beyinler denizine tamamen rasgele fırlatacağım.
Je vais chercher une autre personne dans Ia zone spirituelle.
Ruh bölgesini bir başkası için tekrar arayacağım.
- Montre-nous de Ia magie!
- Bize biraz sihir göster.
- Jette-Ia!
- At onu!
enlevez son nom de Ia liste du buffet des finalistes.
Adını finalistler yemeğinden çıkar.
Harry fait Ia fin à Ia Gresham ou du genre.
Demek istediğim, Harry Gresham bitirişi ya da öyle birşey yapıyor.
Je me frappe Ia tête si j'en ai envie, karl.
İstersem kafamı vurabilirim, Karl.
La dernière fois que tu as cru que ton assistante te trompait, tu l'as tuée. Je te dis que ceIIe-Ià ne l'a pas fait, alors ne Ia tue pas.
En son yardımcının sana sadakatsizlik ettiğini düşündüğünde onu öldürmüştün, demek istediğim, bu seferki etmedi, o yüzden onu öldürme.
Tu lui as coupé Ia tête!
Lanet kafasını kestin!
Ou est-ce plus facile pour toi de penser que je suis un assassin que d'affronter Ia culpabilité d'avoir baisé Ia femme de ton meilleur ami?
Ya da belki de benim bir katil olduğumu düşünmek en iyi arkadaşının karısıyla yatmış olma suçuyla yüzleşmekten daha kolay geliyordur, değil mi?