English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / 1850

1850 translate Turkish

49 parallel translation
TERRITÓRIO DO OREGON 1850
OREGON BÖLGESİ 1850
"Casada com Bass Elder, a 8 de Setembro de 1850,"
"8 Eylül 1 850'de Bass Elder ile evlendi."
Em 1850 tinham dobrado, 1000 milhões.
1850'de 1 milyar oldu.
E assim, num belo dia de sol em 1850... Começou a minha grande aventura... e troquei a Polonia por Filadelfia... a cidade onde todos os irmãos amam-se uns aos outros...
Böylece 1850'de güneşli, harika bir günde büyük serüvenim başladı ve Polonya'dan Philadelphia'ya doğru yola çıktım.
Aqui está um vaso feito por Lorenzo Graziati entre 1850 e 1860.
Bu vazoyu 1850-1860 yılları arasında Lorenzo Graziati yapmış.
Ele disse que você esteve lá dizendo ser um engenheiro geológico e procurava informações sobre operações de mineração durante os anos 1850.
Birkaç sefer oraya gittiğinizi... jeoloji mühendisi olduğunuzu iddia ettiğinizi... ve 1850'lerdeki maden arama faaliyetleriyle ilgili bilgileri istediğinizi söyledi.
Aos 1850, é o fim.
600 olursa, iş biter.
São 900 metros quadrados.
- 1850 metrekare
Foi projectado em 1850 por Joe Pepitone. Foi construído durante a Guerra Civil, para que o Exército nortenho pudesse praticar a luta na relva.
1850'de Joe Pepitone ( Ünlü beyzbolcu ) tarafından dizayn edildi Kuzey ordularının çim üzerinde pratik yapabilmesi için İç Savaş sırasında yapıldı.
Em que ano estamos, 1850?
Ne bu, 1850 yılı mı?
"Quantos frascos de groselha fez a esposa de Ash, Ellen, em 1850?"
"Ash'in karısı Ellen 1850'de kaç kavanoz bektaşi üzümü reçeli yaptı?"
" Carballo, 13 de julho, 1850.
Garbajo, 13 Haziran 1850
Fonsagrada, 6 de agosto, 1850.
Fonsagrada, 6 Ağustos 1851.
Guitiriz, o ano do senhor, 1850.
Guitiriz, 1850.
Peregrina Vorrigas, desaparecida desde 28 de abril... de 1847. Manuel Fernandez... desaparecido desde 6 de fevereiro, 1850. Maria Garcia e a sua filha, Teresa Losara, desaparecidas... desde 24 de setembro, 1850.
Pasqual Ferroro'nun öldürülmesi... 28 Nisan 1847'de kayıp olduğu bildirilen Perregrino Rodrigez.... 6 Şubat 1850'de kayıp olduğu bildirilen Manuel Fernandez... 24 Eylül 1850'de kayıp bildirilen...
Até que em 1850 a minha tetra-avó reuniu todas as pessoas daqui. E jurou entrar nesse outro mundo de novo.
1850 lerde, büyük-büyük büyükannem bir grup insanı buraya getirdi diğer dünyaya asla dönmemek üzere yemin ettiler.
Senhor, uma chamada está a ser feita para uma operadora do 911 de um Motel, Nº 1850 em Porter Valley Drive, requisitando assistência para uma Evelyn Martin.
Efendim, 911 operatörüne Porter Vadisi yolundaki bir motelden... Evelyn Martin'e tıbbi yardım talep eden bir çağrı geldi. Az sonra orada olurum.
Por volta de 1850, estava a mudar o mundo.
1850'lerle birlikte, buhar dünyayı değiştiriyordu.
No final da década de 1850 centenas de imigrantes chineses... vieram para nossas terras ajudar a trabalhar as posses.
1850'li yillarda Cinli gocmenler calismak icin topraklarimiza geldiler.
1850.
1850.
Esta medalha tem sido assada, cozida, na verdade, dentro de todos os pudins de natal dos Mallard desde 1850.
Bu bozuk para, 1850'lerden beri yapılan her Mallard Noel pudinginin içine konmuştur.
Do ano 1850?
1850 yılından mı?
1850. Incendiaram a nossa casa.
1850'de, evimizi ateşe verdiler.
Distância para o impacto : 1850 metros.
Çarpışma mesafesi, 1850 metre.
Não, isso deve ter pelo menos 1.850 calorias, mais o sódio...
Hayır, ben bunları kastediyorum. Neredeyse 1850 kalori artı bir dünya da sodyum var.
Não faz parte do programa da faculdade de medicina desde 1850, por isso estou a estimar as proporções.
Kafan karışıyor. 1850'den beri tıp fakültesi müfredatında yok. O yüzden miktarları kabataslak koydum.
Acreditamos solenemente que ainda que os humanos já por cá andem há milhões de anos, tu acreditas fortemente que eles já tinham a quantidade certa de tecnologia entre 1835 e 1850.
İnsanların, bir milyon yıldır var olmalarına rağmen, senin 1835'le 1850 arası doğru miktarda teknolojiiye sahip olduklarını düşündüğüne içtenlikle inanıyoruz.
DR. SYNTE PEACOCK Oceanógrafa, Centro Nacional de Pesquisa Atmosférica Foi de cerca de 0,8 graus Celsius, cerca de 1,5 graus Fahrenheit, desde 1850, mais ou menos.
Sıcaklık değişimi 0.8 C derece yani 1850 yılından bu yana 1.5 Fahrenhayt.
- Querido, não estamos em 1850, ninguém espera que me esconda em casa até o bebé nascer.
Hayatım, 1850'lerde değiliz. Kimse bebek doğana kadar kapalı kapılar ardından saklanmamı beklemiyor.
Desculpa, mas sei que me vais dizer que queres transformar a mercearia numa lavandaria self-service do século XIX que funciona com óleo de baleia ou isso, mas Deus nos livre se alguém fizer mal às baleias.
Üzgünüm ama, sadece bir cümle sonra marketi 1850 model, balina yağı ile falan çalışan bir çamaşırhaneye çevirelim diyeceğini biliyorum. Tabi allah muhafaza birisi bir balinayı yaralarsa.
A propósito, o código é 1850.
Şifre 1850 bu arada.
Começou a reflectir na semana com Beatrice e pensou no velho adágio
Beatrice ile geçirdiği haftayı düşünmeye başlamıştı ve 1850 de söylenmiş bir özdeyişi aklına gelir,
Ruínas de um entreposto russo abandonado em 1850.
- Neymiş burası? - 1950'lerde Rusların kullandığı ticaret merkezinin kalıntısı.
É verdade que somos apenas do anos 1850, mas a família da Lady Sinderby chegou no reinado do Rei Ricardo III.
Bizim buradaki tarihimiz yalnızca 1850'lere dayanıyor,... fakat Lady Sinderby'nin ailesi Kral III.Richard döneminde gelmiş.
Foi utilizada, pela primeira vez, como prova na Bélgica em 1850, mas, as suas origens remontam à época de Celsus, o frequentemente esquecido médico romano do século I.
Hatta ilk kez delil olarak 1850 yılında Belçika'da bir duruşmada kullanıldı. Ama kökenleri taa ilk yüzyılın Romalı doktoru Celsus'a kadar gidiyor.
O romance de Herman Melville foi concluído em 1850.
Herman Melville, romanını 1850'de bitirdi.
- Sim. Só temos alguns relatos de uns viajantes em 1850.
Sadece 1850'li yıllarda birkaç seyyahtan bazı raporlar gelmişti.
O Gregor Mendel fazia cruzamentos entre ervilhas em 1850, num mosteiro parecido com este.
Gregor Mendel 1850 yılında melez bezelye ağaçları üretiyordu. Aynı bunun gibi bir manastırda.
Sim, não estamos em 1850.
- Evet. 1850'de yaşamıyoruz.
Voltemos no tempo para 1850, no estado do Alabama.
1850 yıIına zamanda yolculuk yapalım Ve Alabama eyaleti.
Crime, Disse Ela. Está no ar para aí desde o século XIX.
Herhalde 1850'lerden beri bozulmayan tek kural.
Sim, de acordo com os relatos que apurei do movimento espiritual do ano 1850, temos que aproveitar a sizígia planetária.
Evet, hesaplamalarım sonucu 1850'lerin ruhani hareketinden aldım gezegenlerin konumunu avantaja dönüştürmemiz lazım.
Temos agora mais afro-americanos sob supervisão penal do que todos os escravos na década de 1850.
Artık cezai gözetim altındaki Afrikalı Amerikalıların sayısı 1850'lerdeki kölelerin sayısını aştı.
Em 1850, isto aqui era uma cidade de fronteira.
1850'de, burası bir sınır kasabasıydı.
Eu tenho 1850 km de costa para patrulhar e tenho oito barcos.
1.850 kilometrelik bir kıyı şeridim ve devriye gezen sekiz teknem var.
- 1850?
1850 mi? Yeter.
- O povo da Califórnia pobre e desesperado está a ponto... de se unir ao Estados Unidos como o seu 31º estado... 1850
1850 FAKİR VE ÇARESİZ...
Tradução e Legendagem Daniel MM
Şu anki para : 1850 $ Yeni Toplam : 1950 $
ILHA NANTUCKED, Massachusetts Fevereiro de 1950
Nantucket Adası / Massachusetts, Şubat 1850

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]