Translate.vc / Portuguese → Turkish / Abuela
Abuela translate Turkish
43 parallel translation
Avó, por favor.
Abuela, lütfen.
O David está com problemas, avó.
David'in başı dertte, Abuela.
Avó...
Abuela.
Não percebo, Avó.
Anlamıyorum, Abuela.
Não é para mim, ou para a tua avó, ou para o teu pai.
Bana değil veya abuela'ya değil veya babana.
está esperando outra oportunidade y la abuela canta, canta...
Ramón, antrenmana devam ediyor. Rövanş istiyor.
O que acha a tua abuela das nossas tatuagens?
Abuela dövmelere ne diyor sence?
- A abuela fez pudim para a sobremesa...
Abuela börek yapmış.
Abuela!
Abuela!
A cela estaria bem melhor com a carantonha da avó lá.
Abuela da içeride olsa kafes güzelleşirdi.
Abuela, eu sei. Só te estou a lembrar.
Nine, biliyorum, sadece söylüyorum.
Dá um grande beijo à tua "abuela"!
Merhaba Benjamin!
- Abuela.
- Abuela.
O aniversário da avó é em Junho.
- Abuela'nın doğum günü- -
A minha abuela sempre disse :
Büyükannem her zaman derdi :
Tens de pedir desculpa por ridiculizar a minha cultura as minhas crenças, o meu chunchullo, a minha abuela.
Kültürümle, inançlarımla, chunchullomla ve büyük annemle dalga geçtiğin için özür dilemelisin.
Esta noite, a nossa refeição é baseada em receitas tradicionais colombianas... da minha abuela, a minha avó.
Bu akşam abuela'm, yani anneannem anısına geleneksel Kolombiya yemekleri yiyeceğiz.
"Abuela", volte já para junto dos outros.
Büyükanne, diğerlerinin yanına dön hemen.
"Abuela", oiça, isto não é local para a senhora estar neste momento.
Büyükanne, torununun sözünü dinle. Şu an burada olmamalısın.
"Abuela", venha comigo, por favor.
Büyükanne, benimle gel lütfen.
"Abuela", por favor, leve-me até ele.
Büyükanne, beni ona götür lütfen.
A minha abuela chamou o tio Luca.
Kızın annesi Tio Luca'yı aramış.
Tipo "abuela".
Yaşlı teyzeler kadar yavaş.
- Avó
- Abuela.
É bom ver-te.
- Seni görmek güzel. - Abuela.
Mal posso esperar para ver a avozinha tirá-lo desta. O que estamos a ver?
Abuela'nın onu bu sefer nasıl kurtarmaya çalışacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Fui morar com a minha abuela.
Büyükannemle yaşamaya gitmiştim.
- É a sua abuela.
Büyük annen.
Tu não vais querer irritar a minha abuela.
Ninemin ters tarafını görmek istemezsin. İnan bana.
- Quero de volta o anel da minha abuela.
- Ninemin yüzüğünü geri isteyecektim.
Isto pertencia à minha abuela.
Bu ninemindi.
Pete... - Abuela, não!
Pete...
não vens, Abuela?
Sen gelmiyor musun büyükanne?
Abuela, estás pronta para a estreia mundial da canção de mãe?
Büyükanne, annemin şarkısının tanıtımına gitmeye hazır mısın?
Está tudo bem com Abuela?
Büyükannem iyi mi?
A Abuela é demasiado velha e com o Cesar é garantido dar merda.
Büyükanne ise çok yaşlı ve Cesar bu işi kesin yüzüne gözüne bulaştırır.
Agora, sou uma abuela.
Artık büyükanneyim.
Nadia, A avó trouxe o bolo de 3 leites.
Nadia, Abuela sütlü pasta getirmiş.
Ela está com a avó. Relaxa.
- Abuela'nın yanında.
Sabes o que a tua abuela dizia sobre essas coisas?
Abuela'n bu konularda ne söylemişti, biliyor musun?
A sua abuela vai ficar muito feliz.
Senin ihtiyar çok sevinecek.
Avó?
Abuela?