Translate.vc / Portuguese → Turkish / Aden
Aden translate Turkish
146 parallel translation
"Caim partiu e foi habitar a terra de Nod, a leste do paraíso."
"Kabil oradan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusundaki Nod topraklarına yerleşti."
"Saiu então Caim de diante de Jeová e habitou a terra de Nod ao leste do Edén."
"Kabil rabbin huzurundan ayrıldı..." "... ve Aden bahçesinin doğusunda... " "...
Vão partir daqui às 06.00 horas e aterram em Ádem para reabastecer.
Saat 06 : 00 da ayrılacaksınız ve yakıt için Aden'e ineceksiniz.
Outro dos seus romances era "Aden Arabie".
Romanlarından birinin adı "Aden Arabistan" dı.
- Então, fica Célula Aden Arabie.
- Aden Arabistan Hücresi olsun o zaman.
HENRI APÔS EXCLUSÃO DA CÉLULA ADEN-ARABIE
Aden Arabistan Hücresinden Atılmasının Ardından Henri
É um verdadeiro Éden, Jim.
Gerçek Aden cenneti, Jim.
Que pensa que os Argylls comeram em Aden?
Argyll Alayı, Aden'de ne yedi sanıyorsunuz?
Se é que faz diferença, a minha mãe estará a chegar a Aden ao meio-dia.
Eğer ilgilenirseniz, annem, bugün öğlene doğru Aden'e varmış olacak.
Msabu, sou o Farah Aden.
Msabu, ben, Farah Aden.
Estás bem, Farah Aden?
İyi misin, Farah Aden?
Em breve, o Canal de Suez, depois uma escala em Aden,
Yarın, Mısır'da bir mola vereceğiz. Sonraki durağımız, Bombay.
Terry, temos ordem de seguir para o Mar Arábico, Golfo de Aden.
- Terry, Arap Denizinde Aden Körfezine gitmek üzere emir aldık.
Fê-lo, pô-los no Jardim Éden, com os animais.
Onları yarattı ve hayvanlarla birlikte Aden'daki bahçeye koydu.
Diz : Porque têm roupas vestidas no Jardim do Éden?
Diyor ki : "Aden Bahçesi'nde ne diye kıyafet giyiyorsunuz?"
Sou o Aden Corso, Capitao da Sebrus.
Ben Aden Corso, Sebrus'un kaptanı.
Fiquei com o nome do meu tio Aden, que morreu a nadar bêbado num rio, por um desafio.
Aden Amca'mın adını vermişler, cesaretle nehri sarhoş geçmeye kalkışmış ve ölmüş.
A Sebrus era uma nave de transporte prisional. Há três anos, eu e a minha tripulaçao transportávamos o Aden Corso e dois dos seus cúmplices para uma colónia prisional.
Sebrus bir hapishane nakliye aracıydı. 3 yıl önce, mürettebatım ve ben, Corso ve 2 suç ortağını bir hapishane kolonisine naklediyorduk.
É verdade que vai a caminho de Aden para participar na famosa corrida de cavalos?
Gerçekten şu ünlü yarışa atınızla katılmak için Aden'e gittiğiniz doğru mu?
A caravana do Aden já chegou.
Aden kervanı ulaştı.
Sugiro que voltes para Aden pelo caminho este.
Doğu yolundan Aden'e geri dönmenizi tavsiye ederim.
Acabámos de voltar do serviço. - Aden?
- Bir görevden yeni döndüler.
Faça estes companheiros amados grandemente a se alegar, como alegremente fizestes no passado Tuas criaturas no jardim do Éden.
Buradaki âşık çiftimizi Aden'de yaratılmış mutlu çiftlerden kabul et.
Chegando ao Aeroporto de Aden, passageiros e tripulação da Lufthansa..... deverão ser trocados pelos prisioneiros.
Aden havaalanında yolcuların ve mürettebatın mahkûmlarla takas edilmesi planlanıyor.
O plano era permanecer em Aden.
Takas, yapılan plana göre Aden'de gerçekleşmeliydi
- É um tanque registado fora de Aden.
- Aden'de kayıtlı bir tanker.
GOLFO DE ADEN
ADEN KÖRFEZİ
Eu vou esconder-me durante uns tempos.
Bir süreliğine Aden'e gidiyorum.
Aden, Iémen do Sul
ADEN GÜNEY YEMEN
Da Argélia, é mais fácil chegar a Bagdad ou a Aden.
Cezayir, Bağdat ya da Aden'den daha kolay olacaktır.
Até lá, estás proibido de sair de Aden.
O zamana kadar Aden'i terk etmen yasaklandı.
Não vou para Aden.
Aden'e gitmeyeceğim.
O Golfo de Áden.
Aden Körfezi.
Vou me esconder por um tempo, depois voltarei.
Bir süreliğine Aden'e gidiyorum. Sonra döneceğim.
Aden, Iemen do Sul
Aden, Güney Yemen.
Da Argélia, será mais fácil ir para Bagdad ou Aden.
Cezayir, Bağdat ya da Aden'den daha kolay olacaktır.
Até lá, proíbo-te de deixar Aden.
O zamana kadar Aden'i terk etmen yasaklandı.
Tens que regressar a Aden.
Aden'e dönmen gerekiyor.
Não irei para Aden.
Aden'e gitmeyeceğim.
Enviaremos via Aden.
Aden üzerinden getireceğiz.
Aeroporto de Aden
Aden Havaalanı.
Aden.
Aden.
Aden, certo?
Aden'dı değil mi?
- Eu gosto do Aden.
- Aden'ı sevdim.
- E este o tal Aden?
Şu Aden'ın nesi var öyle?
Chame-me Aden.
- Bana Aden de.
Aden...
Aden...
Chipre?
- Aden? Kıbrıs?
Apresentando os honoráveis enviados de Áden.
Eden Büyükelçisi sunar.
O avião da Lufthansa decolou com os terroristas a bordo e o corpo do piloto. Eles decolaram de novo.
Uçak Aden'den tekrar kalktı.
Aden, Iémen do Sul
Aden, Güney Yemen