Translate.vc / Portuguese → Turkish / Alak
Alak translate Turkish
194 parallel translation
Homens como tu, Alak, näo foram feitos para tanta paz e prosperidade.
Senin gibi adamlar Alak bu kadar çok barış ve dirliğe gelemez.
Receio que o Príncipe Ckowfa e o Alak tenkam sido cremados com os outros.
Korkarım, prens Chowfa ve Alak da diğerleri ile birlikte yanmış.
Vossa Majestade, o Alak näo vai parar até ter morto todos os vossos filkos.
Majesteleri, Alak, bütün çocuklarınız kadife çuvala girmeden durmayacak.
O Alak deseja acabar o que o Taksin apenas sonkara.
Alak, Taksin'in hayalini gerçekleştirmek için uğraşıyor.
Quanto tempo leva o Alak a ckegar á cidade?
Alak'ın kente ulaşması ne kadar sürer?
- Faz o que ele diz.
- Nolan! - Ne diyorsa onu yap Alak.
Leva o Alak para dentro.
Alak'ı içeri götürün.
Por favor.
- Alak.
Há minha direita, o Sr. Datak Tarr, a sua mulher Stahma, e o filho deles, Alak.
Sağ tarafımda Bay Datak Tarr eşi Stahma ve oğulları Alak.
O Alak está com aquele grupo?
Nereye? Alak o çeteyle takılmayacak.
A rebeldia do Alak reflete-se negativamente na família.
Alak aileye zarar verecek davranışlarda bulunuyor.
Faço isto para que o Alak tenha uma vida melhor do que aquela que eu tive.
İşte bunu Alak benim sahip olamadığım güzel hayata sahip olsun diye yapıyorum.
Quando o Alak o rejeita, parte o coração do pai dele.
Alak bunu istemezse babasının kalbini kırar.
Ele está bêbado.
Alak, yapma. Sarhoş o.
Parem os dois! Pára, Alak.
İkiniz de durun!
Não faças isso!
Alak, yapma!
Alak Tarr.
Alak Tarr.
- É filho do Datak, Alak.
- Datak'in oğlu Alak.
Não apanhei, não! O Alak não magoou o Luke.
Kesin.
O Alak esteve comigo a noite toda até à hora do jantar.
Alak ben eve yemeğe gelene kadar bütün akşam benimle beraberdi.
Se tivesses magoado o Alak, serias tu no chão.
Alak'e zarar verseydin yerde yatan sen olurdun.
Lembra-te que ela arriscou ter a mesma raiva do pai para limpar o nome do Alak.
Babasının kendisine öfke duyabileceğini bile bile Alak'ın adını temize çıkardı.
Não seria bom, quando tudo acabasse, se o Alak e a Christie casassem?
Alak ve Christie evlenselerdi ve her şey sona erseydi işe yaramaz mıydı?
Não seria óptimo se o Alak e a Christie casassem?
Alak ve Christie'nin evlenmesi güzel bir şey olmaz mıydı?
Estou apaixonada pelo Alak Tarr e quero casar com ele.
Alak Tarr'ı seviyorum ve onunla evleneceğim.
Eu sou Alak Tarr da Raider Radio a transmitir do topo do arco.
Ben Raider Radyo'dan Alak Tarr, kemerin tepesinden yayın yapıyorum.
Alak, é a presidente Rosewater.
Alak, ben Başkan Rosewater.
Eu quero o Alak educado a prezar as excentricidades do libido feminino humano.
Alak'ın dişi insan libidosunun acayipliğine alışmasını istiyorum.
Exactamente por isso é que o Alak precisa de si.
Bu yüzden Alak'ın sana ihtiyacı var.
e depois falamos sobre o Alak.
Sonra Alak hakkında konuşabiliriz.
Alak, temos uma emergência.
Alak, acil bir durum var.
Eu apenas quero que o Alak seja feliz.
Tek istediğim Alak'in mutlu olması.
Este tempo todo temos estado aqui sentadas, tem falado do Datak, do Alak... mas nunca de si.
Oturduğumuzdan beri Datak'ten, Alak'ten bahsettin. Ama hiç kendinden bahsetmedin.
Faça algo que não seja para o Datak ou o Alak.
Datak veya Alak için olmayan bir şey yap.
- Nola, larga-o!
- Ne diyorsa onu yap Alak. - Bırak beni evlat!
Alak.
- Lütfen. - Alak.
Defende a minha honra, Alak.
Namusumu koru Alak.
- Bem, Alak desaja-o.
- Alak böyle istiyor.
Como é que o Alak se sente acerca disso?
- Alak bu konuda ne düşünüyor?
Alak é uma criança.
- Alak daha çocuk.
Alak é mais maleável que qualquer um de nós na idade dele.
Alak o yaşta bizim olduğumuzdan çok daha mülayim.
O Alak nunca teve que suportar o mesmo sofrimento que nós, e eu agradeço a Rayetso por isso.
Alak asla bizim yaşadığımız zorlukları yaşamak zorunda kalmayacak bunun için Tanrıya şükrediyorum.
Tu não queres que ele seja feliz?
Alak'ın mutlu olmasını istiyor musun?
O Alak é deste Novo Mundo.
Alan Yeni Dünya'dan.
Talvez o Alak deva ser o primeiro a ouvir a tua decisão.
Belki de bu kararını duyan ilk kişi Alak olmalı.
Mas tu és o meu único filho, Alak.
Ama sen benim tek oğlumsun, Alak.
Estava confuso.
Alak bullak olmuştum.
Esperemos que o Alak fique convencido.
Umalım da Alak ikna olsun.
O exército do Alak descobriu-nos.
Alak'ın ordusu bizi buldu.
- Isso não...
- Bunun alak - -
Alak, não!
Öldün sen.